ABD-Çin ticaret geriliminin arka planı: Trump açığı kapatabilir mi?

ABD ile Çin arasında 'ticaret gerilimi' sürüyor. ABD peş peşe gümrük vergileriyle Çin'le ticaret açığını kapatmaya çalışsa da, ABD'nin Çin'de yapılan imalatı kendi ülkesine kaydırması olası görünmüyor. Üstelik Çin, üretiminin bir bölümünü daha ucuz ülkelere kaydırıyor.

Tulga Buğra Işık

ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık seçimlerinden beri Çin’le ticaret açığının “adil olmadığını” savunarak, Çin’le ticaret dengesi sağlamayı vadediyordu. Trump, bunu sağlamak için Çin mallarına ek gümrük vergileri getirmeye ve Çin’in ABD’li teknoloji şirketlerine yatırımlarını kısıtlamaya başladı.

Trump yönetimi, toplamda 250 milyar doları aşan Çin malına ek gümrük vergileri getirmiş durumda. Çin bu gümrük vergilerinin bir kısmına, ABD mallarına gümrük vergisi getirerek yanıt verdi. Gümrük vergilerinin sonuçları henüz tam olarak görülmeye başlanmış değil.

ABD’NİN ÇİN’LE TİCARET AÇIĞI

ABD uzun süredir ucuz işgücü olarak Çin’i kullanıyor. ABD Nüfus Sayım Bürosu (US Census) verilerine göre ABD’nin Çin’le ticaret açığı 1990 yılında 10,43 milyar dolardı. Bu rakam 2000 yılına gelindiğinde 8 kat artarak 84 milyar dolara yaklaştı.

Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne girdiği 2001 yılından sonra, ABD’nin Çin’e karşı ticaret açığı orantısız biçimde büyümeye başladı. 2004 yılında 162 milyar dolara çıkan ticaret açığı, 2008’de 268 milyar doları buldu. 2008 krizinin ardından 226 milyar dolara gerileyen açık, kısa sürede yeniden yükselerek 2015’te 367 milyar dolara, 2017’deyse 375 milyar dolara yükseldi.

Trump’ın bu açığı düşürme girişimleri şimdilik sonuç vermedi. 2018 yılında ABD, Çin’e karşı rekor ticaret açıkları vermeyi sürdürdü. Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında 33,6 milyar dolar olan ticaret açığı, bu yılın Temmuz ayında 36,8 milyar dolar oldu. Yılın aynı dönemine kadar toplam açıksa, 204 milyar dolardan 222,5 milyar dolara yükseldi.

KÜRESEL İHRACATIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ ÇİN YAPIYOR

Çin, geçen yıllarda dünyanın en büyük ihracatçısı haline geldi ve 2016 yılında toplam küresel ihracatın yüzde 17’sini gerçekleştirdi (Hong Kong dahil değil). ITC Trade Map verilerine göre Çin’in ihracatın yüzde 19’u ABD’ye yapılıyor. ABD ise ithalatının yüzde 22’sini Çin’den yapıyor.

ABD ve Çin arasındaki ticarette Apple gibi büyük şirketlerin üretimlerini Çin’de yapmaları da rol oynuyor. ABD gümrük vergilerine, Çin’de üretilen telefonlar dahil edilmemişti. Böylece ticaretin önemli bir bölümü kapsam dışında tutulmuş oldu.

ABD’NİN TİCARET AÇIĞINI NELER OLUŞTURUYOR?

2017 verilerine bakıldığında Çin’in ABD’ye karşı ticaret fazlası verdiği ürünlerin başında 167,3 milyar dolarla bilgisayar ve elektronik ürünler geliyor. İkinci sırada 39,9 milyar dolarla elektrikli ekipmanlar, üçüncü sırada 38,6 diğer imalat ürünleri bulunuyor. Mobilya, deri, tekstil ve başka pek çok kalemde de ABD Çin’e karşı ticaret açığı veriyor.

ABD’nin ticaret fazlası verdiği kalemlerse tarım ürünleri (15,3 milyar dolar), ulaşım ekipmanı (10,5 milyar dolar), petrol ve doğalgaz (6,9 milyar dolar) ve kimi hammaddelerle sınırlı. ABD-Çin ticaretinin yapısına bakıldığında, Çin’in söz verdiği gibi ABD tarım ürünlerini satın almasıyla birlikte bu açığın kapanmasının mümkün olmadığı kolayca görülebiliyor. ABD gümrük vergilerinin, bu ürünlerin ABD’de imal edilmesini sağlayıp sağlayamayacağıysa belirsiz. Trump, gümrük vergilerinin ABD’li şirketleri koruyacağını iddia etse de, pek çok ABD’li şirket ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi’ne (USTR) başvurarak gümrük vergilerinden zarar gördüğünü ilan etti.

Wall Street Journal’ın haberine göreyse, Çin’in imalat merkezlerinin bulunduğu İnci Nehri Deltası’nda bulunan şirketler, gümrük vergilerinin kendilerini daha rekabetçi olmaya zorladığını söylüyor. Çinli şirketler, vergiler sebebiyle yüksek teknolojili ürünlere yöneldiklerini söylerken, HSBC verilerine göre 2000 yılında bölgede yüzde 17 olan yüksek teknolojili ürün üretim oranı, 2017 yılında yüzde 44’e yükseldi. Çin’in çip teknolojisine ve diğer yüksek teknolojili ürünlere yatırımları artarken, bu oranın daha da yükselmesi bekleniyor.

ABD İLE ÇİN ARASINDA ‘FİKRİ MÜLKİYET’ GERİLİMİ

ABD Başkanı Donald Trump, Çin’i ABD’li şirketlerin fikri mülkiyetlerini çalmakla suçluyor. Çin’in ABD’li teknoloji şirketlerini satın alarak ya da bu şirketlere yatırım yaparak teknoloji transferi gerçekleştirdiği bilinse de, Çin fikri mülkiyet hırsızlığını kabul etmiyor.

Ağustos 2017’de Trump yönetimi tarafından Çin’e karşı açılan soruşturmada, Çin’in fikri mülkiyet hırsızlığının ABD ve müttefiklerine yılda 225 ile 600 milyar dolar arasında zarar verdiği öne sürülüyor. Avrupa Birliği ülkeleri, genel olarak ticaret meselesinde Trump yönetimi ile zıtlaşsa da, fikri mülkiyet konusunda ABD ve AB ortak görüş bildiriyor. AB ülkeleri, Çin’li şirketlerin Avrupa’ya yatırımlarla ticaret sırlarını ve yüksek teknolojileri çaldığını öne sürüyor.

5G VE İRAN YAPTIRIMLARI

ABD’nin Çin’in 5G teknolojisindeki öncülüğünden de rahatsız olduğu biliniyor. ABD yönetimi, Çinli telekomünikasyon şirketi ZTE’ye “İran yaptırımlarını delmesi” sebebiyle ABD yazılım ve donanımlarını kullanmama cezası vermişti. Bu ceza Çinli şirketin kriz çözülene kadar ana faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmasıyla sonuçlandı.

5G teknolojisine ilk adapte olan ülkenin otomasyondan bilgi teknolojilerine pek çok alanda öne geçeceği düşünülüyor. Çin’in merkezi ekonomik stratejisinin, ABD’nin dağınık yapılanmasına göre 5G teknolojisine daha hazır olduğu, ABD kurumlarının ve bürokrasisinin 5G’ye adaptasyonda engeller oluşturduğu söyleniyor. Analysys Mason ve Recon Analytics gibi telekom araştırması yapan şirketler, ABD’nin merkezi kararlar alarak adım atmadığı sürece geride kalacağını bildiriyor. ABD’nin 5G teknolojisinde geride kalması, ticaret açığını kapatmanın da güçleşmesi anlamına geliyor.

TİCARET GÖRÜŞMELERİ NEDEN DURDU?

ABD ile Çin arasında ticaret görüşmeleri için birden fazla kez girişimde bulunuldu. Ancak bunların hiçbiri sonuç vermedi. Çin yönetimi, ABD’yi tek taraflı adımlar atmakla ve makul olmayan tavizler isteyerek görüşmeleri zora sokmakla suçluyor. Çin’e göre ABD gümrük vergileriyle baskı yaparak Çin’i yıldırmaya çalışıyor.

Eylül ayının başlarında, ABD ile Çin arasında yeni ticaret görüşmeleri yapılacağı konuşulmaya başlandı. Wall Street Journal, yeni görüşmeler sebebiyle ABD’nin bir süre ek gümrük vergisi getirmeyeceğini öne sürdü, ancak görüşmeler başlamadan 17 Eylül’de Trump yönetimi 200 milyar dolarlık Çin malına daha ek gümrük vergisi getirdi. Bu vergiler görüşmelerde Çin’e karşı üstünlük kurma girişimi olarak görülürken, vergilerin getirilmesi görüşmeleri imkansız hale getirdi.

‘KISA DÖNEMLİ ACI, UZUN DÖNEMLİ BAŞARI’

ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, Çin’e gümrük vergilerinin ABD GSYH’sinin yalnızca yüzde 0,3’ünü oluşturduğunu iddia ederek, vergilerden zarar görmeyeceğini söylüyor. ABD basınına göreyse ilk vergilerin aksine, 200 milyar dolarlık Çin malına getirilen gümrük vergileri geniş kapsamı nedeniyle doğrudan ABD’li tüketicilere zarar verecek. Washington Post’a göre ek gümrük vergileri işe yaramayacak ve ABD’ye kaçak yollardan giren taklit ürünlerin satışını artıracak. Küresel ithalatın yaklaşık yüzde 2,5’ini taklit ürünler oluşturuyor.

Beyaz Saray sözcüsü Sarah Huckabee Sanders, Çin’e karşı izledikleri stratejinin “kısa dönemli acı, uzun dönemli başarı” getireceğini savunuyor. Trump, seçimlerden önce 10 yılda 25 milyon yeni iş yaratmayı vadediyordu. Bu işler şirketlerin vergiler sebebiyle imalatlarını ABD’ye yeniden taşımalarıyla yaratılacaktı. Bu plan ekonomik maliyetlerinin yanı sıra, ABD’de yeterli işgücü bulunmaması sebebiyle de gerçeklik taşımıyor. ABD’de işsizlik mevcut durumda yüzde 3,9 seviyesinde.

ÇİN ÜRETİMİ DİĞER ÜLKELERE KAYDIRIYOR

Çinli işçilerin gerçekleştirdiği imalatın ABD’de yapılması mümkün değil. Üstelik Economist’e göre Çin’in sattığı ürünlerin değerinin üçte biri, Asya’daki diğer ülkelerden geliyor. Bu durum Çin’e ek gümrük vergilerinin ve ticaret geriliminin diğer küçük ülkelere de zarar vermesi anlamına geliyor.

Çin, üretimi Kamboçya, Vietnam, Bangladeş gibi daha ucuz ülkelere kaydırarak, maliyetleri daha da düşürmeye çalışıyor. Çin’e uygulanan yaptırımların küresel tedarik zincirine zarar vermesi olası. IMF beklentisine göreyse küresel ekonomik büyüme ticaret gerilimi sebebiyle 2020’de yüzde 0,5 azalmış olacak.