AB Komisyonu Türkiye raporu: Her alanda geriye gidiliyor

Avrupa Komisyonu'nun dün açıkladığı Türkiye raporunda üyeliğe ilişkin hiçbir faslın açılmayacağı belirtildi. Raporda Türkiye'nin ekonomi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi başlıklarda geriye gitmeye devam ettiği kaydedildi.

soL - Dış Haberler

Avrupa Komisyonu'nun 2019 Türkiye raporu dün açıklandı. Üyeliğe ilişkin hiçbir faslın açılmayacağı vurgulanan raporda Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlalleri maddeler halinde rapor edildi.

Geçen yıllarda yayınlanan raporlarda olduğu gibi Türkiye'de demokrasi ve hukukun üstünlüğünden uzaklaşıldığı ifade edilirken, seçimlerde siyasi baskılar, OHAL Komisyonu'nun sorunlu işlemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gerçekleştirilen toplu ihraçlar ve özgür basın yoksunluğu üzerinde duruldu.

'23 HAZİRAN SEÇİMLERİ İÇİN HEYET GÖNDERİLMELİ'

Hollandalı Türkiye raportörü ve Avrupa Parlamentosu üyesi Kati Piri, Türkiye'de cezaevlerinde işkencelerin devam ettiğini belirterek, 23 Haziran'da gerçekleşecek İstanbul seçimleri için AP'nin heyet göndermesi gerektiğini vurguladı.

Raporda sunulan ana başlıklar şu şekilde:

-Türkiye’de OHAL kaldırılmış olmasına rağmen fiili olarak kısmen devam ediyor.

-İnsan hakları savunucuları, LGBT üyeleri, gazeteci ve entelektüeller cezaevinde.

-İstanbul seçimlerinin yeniden yapılması kararı ve Güney Doğu'da ikinci olan adaylara mazbata verilmesi, seçim süreçlerinin hukukiliği ve hakikiliği konusunda ciddi endişe uyandırdı.

-Türkiye ekonomisinde geriye gidiş devam ediyor. Endişeler Türkiye'nin serbest pazar ekonomisi olup olmadığına kadar ulaştı.

-Özellikle dış finans konusundaki keskin geriye gidiş Türkiye ekonomisinde olan güvenlik açığını ortaya çıkardı.

-Türkiye’nin kendisine yönelik tehditlere karşı tepki vermesini anlayışla karşılamakla birlikte; çok sayıda insanın kaçırılması, binlerce tutuklama ve gözaltılar çok ciddi endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

-OHAL Komisyonu’nun dosyaları ele alışı ve işleyişi, tarafsızlığı ve bağımsızlığı ciddi soru işaretleri oluşturuyor. OHAL Komisyonu’nun yeniden geçerli bir iç hukuki işleyiş haline getirilmesi gerekir. OHAL süresinde keyfi olarak işlerinden atılan kişilerin her türlü zararlarının ve haklarının tazmin edilmesi gerekiyor.

-160’dan fazla gazeteci hapiste. Halen tutuklu bulunan; gazeteci, yazar, insan hakları savunucusu, avukat ve akademisyen gibi isimlerin derhal serbest bırakılmalı.

-Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi isimler Gülen Hareketi ile bağları sebebiyle hapse atıldı. Yerel mahkemelerin AİHM’nin kararlarını dikkate almıyor.

-Suçun şahsiliği ilkesinin yeniden inşa edilmesi gerekiyor.

-Mevcut hakim ve savcıların % 30’unun 2016 Temmuz ayından sonra zorla işlerinden uzaklaştırılmaları ile yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ciddi yara aldı. Yerlerine atanan savcı ve hakimlerde objektif ve liyakata dayalı bir atama sistematiği gözlemlenmedi. İşlerinden atılan savcı ve hakimler sebebiyle yargı oluşan büyük sorunlar halen devam ediyor.

-Yolsuzluk çok yaygın bir biçimde devam ediyor.

-Mahalli seçimlerde usulsüzlükler yapıldı.

-İşkence ve kötü muamele devam ediyor ve OHAL dönemindeki yasal değişikliklerden sonra durum daha da kötüye gidiyor.

-Hapishanelerde şartların ve durumun çok kötü, 743 bebek anneleriyle hapiste tutuluyor.

-Kaçırılan kişilerle alakalı soruşturma açılmadı ve iddialara cevap verilmedi.

-8.8 milyar euro değerinde 1008 şirkete el konuldu. Birçok kurum, şirket ve şahsi mal varlığına OHAL öncesinde ve OHAL döneminde el konulması ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. El konulmalarla alakalı etkili bir itiraz mekanizması hala yok.

-1546 avukat hakkında adli tahkikat yapıldı ve 274 avukat hakkında mahkemeler terör örgütü ile alakalı ceza verdi.