AB, ABD ve AKP Halep’teki cihatçıları kurtarmak için birleşti

Polonyalı bir gazetecinin başlattığı “Halep’e sivil yürüyüş”, AKP ve AKP’ye yakın dernekler tarafından da hevesle sahiplenildi. Oysa “sivil” yürüyüşün arkasında Avrupa Birliği’nin, özellikle de Almanya’nın yüzü görülüyor.

Dış Haberler

Halep’in doğusundaki cihatçı militanlar, Suriye ordusu ve müttefiklerinin ilerleyişi karşısında zor günler yaşıyor.

Ordu ve müttefikleri birkaç hafta içerisinde, cihatçıların elinde bulunan bölgenin yüzde 65’ini ele geçirdi.

Cihatçıların Batılı destekçileri ise, Halep’te kapana kısılan cihatçıları kurtarmak için hem askeri hem de diplomatik hamleler yapıyorlar. Askeri hamleler arasında, cihatçılara uçaksavar füzeler verilmesi de var.

Diplomatik hamlelerden birisi de, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) dün gündeme gelen, ancak Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu’nun vetosu nedeniyle gündemden düşen 7 günlük ateşkes önerisi.

Rusya, daha önceki ateşkeslerden “ders almış” görünerek, yeni bir ateşkesin militanların yeniden toparlanmasına yardımcı olacağını gerekçe gösterip tasarıyı veto ettiğini açıkladı.

Ancak bütün bunlar yoksa, “sivil” görünümlü yürüyüşçüler var.

DAVID IGNATIUS’UN İŞARET FİŞEĞİ

Washington Post’un istihbarat servisleriyle içli dışlı yazarı David Ignatius, 4 Ekim tarihinde Halep’le ilgili bir yazı kaleme almıştı.

Ignatius, Halep’teki durumun “iyi olmadığını” anlattıktan sonra, askeri müdahalenin ABD açısından riskli olabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Peki ya insani yardım?”

Ignatius, devletini bu konuda “cesur” olmaya çağırarak, “kitlesel bir mobilizasyon” ve “kasırga ya da deprem kadar hızlı örgütlenerek” bir yardım kampanyasına hazırlanılmasını öneriyordu.

Yazar, yardım konvoylarını Türkiye, Ürdün ve Lübnan sınırına yığmayı tavsiye ediyor ve “Rusya da bunları durdurmaya cesaret etsin” diyordu.

Ignatius, böylece Rusya’nın zor durumda bırakılacağını düşünüyordu: Yardım konvoylarını vursa bir dert, izin verse bir dert!

VE SOROS SAHNEYE ÇIKAR…

Ignatius’un “manidar” yazısından tam bir hafta sonra ise, ünlü George Soros sahne alacaktı.

Halep’in “bombalanması” konusunda bir yazı yazan Soros, kentteki “insani felaketten” Rus lider Putin ile “onun himayesindeki” Esad’ı sorumlu tutuyordu.

Yazısının sonraki bölümlerinde Beyaz Miğferler gibi El Kaide bağlantılı ve ABD-İngiltere destekli kuruluşların faaliyetlerini öven Soros, Rusya, ABD ve Avrupa halklarına seslenerek “sözü yayın” diyor ve Putin’i durdurmaya çağırıyordu.

HALEP İÇİN ‘SİVİL’ YÜRÜYÜŞ MÜ?

Bütün bunların ardından, nihayetinde “sivil” bir inisiyatif başlatıldı.

“Halep’e Sivil Yürüyüş” (Civil March for Aleppo), Anna Alboth isimli bir “gazetecinin” girişimiyle gündeme geldi.

Girişimin internet sitesinde “Artık Halep’teki kuşatmayı tolere etmeyeceğiz” denirken, sivillerin yürüyüş güzergahı da tespit edilmiş: Berlin’den başlayacak yürüyüş, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya, Yunanistan ve Türkiye’den geçerek Suriye’ye ulaşacak.

Peki, soru bu ya, bu yürüyüşün düzenleyicilerinin herhangi bir siyasi hareket ya da sivil toplum örgütü ile bağı var mı?

Cevap ilginç ve işin ucunun nerelerde olduğuna dair fikir veriyor. “Bu yürüyüşün tek ilişkisi” diyorlar, “barıştır.”

Ama sonra cevap devam ediyor ve yürüyüşçülerin uçuşa yasak bölge ve insani koridor istediklerini ilân ediyor.

UÇUŞA YASAK BÖLGE İSTEYENLER

2011 yılında Libya’da ilân edilen ve sonrasında NATO bombardımanı ile ülkenin parçalara ayrılmasına neden olan uçuşa yasak bölge istemek, “insani” gerekçelerle açıklanabilir mi?

Uçuşa yasak bölgeyi Hillary Clinton, Recep Tayyip Erdoğan gibi isimlerle, ABD ve İngiltere tarafından fonlanan Beyaz Miğferler ve Avaaz gibi kurumlar istiyor.

Ve ne tesadüf ki, Suriye’de “insani yardım” faaliyetleri yürüten Avaaz’ın da Soros’un küresel şebekesiyle yakın ilişkileri bulunuyor.

‘GAZETECİ’NİN ALMANYA BAĞI

Yürüyüşün planlayıcısı Anna Alboth Polonyalı bir “gazeteci.”

“The Family Without Borders” isimli bir blogda eşi ve çocukları ile yaptığı dünya turu hakkında yazılar da yazan Alboth, European Youth Press (EYP) isimli bir kuruluşta çalışıyor.

EYP’nin destekçileri arasında Avrupa Komisyonu’na bağlı komiteler, Erasmus programı ve Federal Almanya Dışişleri Ofisi de yer alıyor.

AKP VE İHH DA ‘SES VERDİ’

Rusya ve Suriye’yi uluslararası planda zor durumda bırakmak ve Halep’teki cihatçıları kurtarmak için başlatılan bu inisiyatife AKP de katıldı.

Dün Başbakan Binali Yıldırım, “Halep'te acı çeken kadınların seslerini duyurmak için kadınlara çağrı yaparak, "Gelin, Türkiye'den yola çıkarak, bir vicdan hareketi başlatalım. STK'lar, özel sektör, siyaset, devlet ele ele verelim. Halep'teki acı çeken kadınların seslerini duyuralım. Yanı başımızda yaşanan insanlık dramına dikkat çekelim" dedi.”

AKP’ye yakın İHH da, Berlin’den başlayacak yürüyüş için hazırlıklara başladı. Karar gazetesinde yer alan habere göre, 26 Aralık’ta Berlin’de yürüyüşün başlamasından hemen sonra İHH da, “Halep’e Yol Açın” sloganıyla sınıra hareket edecek yüzlerce araç ve binlerce kişiden oluşan bir konvoyun hazırlıklarına başladığını kaydetti.

FUA VE KEFRAYA’YI, DEYREZZOR’U DUYAN VAR MI?

Öte yandan, “sivil” yürüyüşün yalnızca Halep’i kapsadığını görünce pek de “apolitik” olmadığını anlamak zor değil.

Örneğin İdlib’de yaklaşık 2 yıldır El Kaide kuşatması altında bulunan Şii köyleri Fua ve Kefraya için neden hiçbir Batılı “sivil” kuruluşun harekete geçmediği sorulabilir.

Aynı şekilde, 2 yılı aşkın süredir IŞİD’in kuşatması altında bulunan Deyrezzorlulara da, bugüne kadar Rusya dışında insani yardım gönderen kimse olmadı.

Ayrıca, Halep’in ordu kontrolündeki batı kısmına 2 yıl boyunca su vermede zorluk çıkartan, oraya rastgele füzeler atarak sivillerin ölümüne neden olan, doğu bölgesinden batı bölgesine yiyecek kaçırmak isteyen çocukları bile döven cihatçılara hiçbir ses çıkartılmamış olması da, yürüyüş konusunda bir fikir veriyor.