Anadolu Ajansı, Suriye’nin İdlib vilayetinde cihatçı örgütlerin silahsızlandırılmış bölgeden ağır silahlarını bugün itibariyle tamamen çektiğini duyurdu.

Buna göre ÖSO’ya bağlı grupların da içinde bulunduğu cihatçılar, silahsızlandırılmış bölgeden sadece ağır silahlarını çekti. İdlib'in güneyi ve güneybatısı ile doğusunda Grad rampaları, orta menzilli isabet edebilme imkanına sahip füze rampaları, obüsler, uçaksavarlar, tank, top, füze ve roketatarlar ile uzun menzilli silahlar bölgeden çekildi.

Militanların olası bir operasyona karşı hafif ve orta silahlarıyla kalacakları belirtilirken, anlaşmaya uyup uymayacağına dair henüz açıklama yapmayan Heyet Tahrir’uş Şam’ın da ağır silahlarını çeken gruplar arasında olduğu ifade edildi. Daha önce anlaşmaya uymayacağını deklare eden Huras ed-Din ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin ağır silahlarını çektiği bildirildi ancak Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin İdlib'in kuzeydoğusu ile Tel Rıfat bölgesinde YPG bulunduğu için o bölgeden silahlarını çekmeyeceği kaydedildi.

17 Eylül'de Soçi'de yapılan Erdoğan-Putin zirvesinde varılan anlaşma sonucu, İdlib'de 15-20 kilometrelik silahtan arındırılmış bir tampon bölge kurulması, bu bölgede Rus ve Türk askerlerin devriye gezmesi ve bölgenin 15 Ekim tarihine kadar silahtan arındırılması kararlaştırılmıştı.

RUSYA: SİLAHSIZLANDIRILMIŞ BÖLGENİN SINIRLARI BELİRLENDİ

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin de bugün yaptığı açıklamada silahsızlaştırılmış bölgenin sınırlarının belirlendiğini söyledi ancak sözkonusu sınırlara ilişkin ayrıntılı bir bilgi vermedi.

Sputnik’e röportaj veren Verşinin "Silahsızlaştırılmış bölgenin sınırları belirlendi. Türkiye ile Rusya orduları arasında çok iyi temaslar, işbirliği ve bağlantı sağlandı. İki ordunun temsilcileri mutabakatın ardından birçok kez bir araya geldi" dedi.

Mutabakat doğrultusunda Türkiye'ye büyük görevler düştüğünü belirten Verşinin "Diplomatik ve askeri alanda kurduğumuz iyi temaslar üzerinden Türkiye'nin bu görevler için ciddi şekilde uğraştığını biliyoruz. Bu çabaların olumlu sonuçlarını görmek istiyoruz. Çünkü dürüst olmak gerekirse, militanlar ve silahlı muhaliflerin ayrılması, muhaliflerin siyasi süreç yoluna geçmesi çok zor bir mesele" diye konuştu.

Militanların silahsızlaştırılmış bölgeyi terk ettikten sonra nereye gideceklerine ilişkin soruya "İdlib'in daha uzak bölgelerine" diye yanıt veren Verşinin, “Gidebilecekleri başka yerleri yok" ifadelerini kullandı.

İdlib'deki silahsızlaştırılmış bölgenin de gerilimi azaltma bölgeleri gibi geçici nitelikte olduğunu belirten Verşinin ayrıca, bölgenin nihayetinde Suriye hükümetinin kontrolüne geçmesi gerektiğini ifade etti ve "Bu konuda hiçbir zaman şüphe olmadı" dedi.

'GERGİNLİK AZALDI AMA...'

İdlib mutabakatının bölgedeki gerginliği azalttığını, ancak cihatçıların eylemlerine devam ettiklerini belirten Verşinin "Teröristler azaldı, ancak son 3 günde Suriye hükümetinden 3 askerin öldüğü, 10 kadarının da yaralandığı bilgisi geldi. Buna bir son verilmeli, bununla barışamayız. Anlaşma gerginliğin ciddi oranda azaltılmasını sağladı, şu an durum daha iyi. Ancak teröristlerin varlığına sonsuza dek son verilmeli. Muhaliflerle militanların ayrılması gibi ciddi bir sorumluluğu üzerine alan Türk tarafının çalışmalarına çok önem veriyoruz" dedi.

Verşinin gerekli görülmesi halinde bölgede belirli seçilmiş noktalara operasyon yapılıp yapılamayacağı sorusuna ise "Şüphesiz" diye yanıt verdi.

ESAD: İDLİB ANLAŞMASI GEÇİCİ

Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Rusya ile Türkiye arasındaki İdlib anlaşmasının geçici olduğunu belirterek Şam’ın Suriye’nin tamamında kontrolü sağlayacağını vurguladı. Dün Baas Partisi’nin Merkez Komite toplantısında konuşan Esad, Türkiye ile Rusya’nın İdlib anlaşmasının kan dökülmesini önlediğini belirtti ancak bu anlaşmanın geçici olduğunu vurguladı. Suriye’nin İdlib operasyonuna karşı Batılı ülkelerin tehditlerini hatırlatan Esad, bunları “histerik” olarak niteledi ve Suriye Ordusu’nun zaferinin Batı’nın ülkeyi bölmeye yönelik saldırgan planlarını bozacağını dile getirdi.

Esad Suriye’nin “kaos ve terör”e destek veren unsurları rehabilite etmek için şimdi yeni bir “savaş”la karşı karşıya bulunduğunu belirtti.