6 soruda Hamas ve El Fetih uzlaşısı

Kahire'de gerçekleştirilen görüşmelerin ardından Hamas ve El Fetih arasında geçici bir anlaşma imzalandı. İki grup arasındaki gerilim ve çatışma 10 yıldır devam ediyordu; şimdiyse taraflar uzlaşının 'nihai' olduğunu söylüyor. İmzalanan anlaşmayı 6 soruda özetledik...

Emre Köse

12 Ekim'de Kahire'de Hamas ve El Fetih arasında geçici bir anlaşma imzalandı. Hamas ve El Fetih arasındaki gerilim ve çatışma 10 yıldır sürüyordu; bu süreçte çok sayıda uzlaşı girişimi oldu ve bunların tamamı boşa çıktı.

2007'de Gazze'nin idaresini kanlı çatışmalar neticesinde Hamas devraldı, iki taraf da ''bölünmeyi sona erdirmeyi'' amaçlayan en az altı anlaşma imzaladığını açıkladı. Bu anlaşmalar sonuçta karşılıklı kuşkular ve Filistin Otoritesi'nin İsrail'le barış görüşmelerine odaklanması konusundaki anlaşmazlık nedeniyle çöktü.

Fakat herkesin bildiği gibi şu an iki taraf da geçmişe göre çok daha iyimser görünüyor. Filistin devlet başkanı Abbas, Hamas'ın siyasi büro başkan yardımcısı Salih el-Aruri ve El Fetih heyetinin başkanı Azzam el Ahmed, imzalanan anlaşmayı ''nihai'' olarak niteledi.

Peki anlaşma neler getiriyor?

İşte 6 soruyla Hamas ve El Fetih uzlaşısı:

1. ANLAŞMA NELERİ İÇERİYOR?

Yıllardır abluka koşullarında yaşayan ve 2014 yılının temmuz ayında da yaşandığı gibi İsrail'in sert askeri müdahalelerine maruz kalan yorgun ve hoşnutsuz Gazzeliler, bölgede hayatın tekrar normale döneceğini ön gören bu anlaşmayı memnuniyetle karşıladılar.

Hamas ve El Fetih arasında imzalanan bu yeni anlaşma, insani duruma ilişkin somut konuların yanı sıra Mısır ve İsrail'e odaklanıyor.

Anlaşmaya göre Filistin Otoritesi, 1 Kasım'dan itibaren Gazze-İsrail geçişlerini devralacak, Refah sınır kapısından Mısır'a geçişleri kontrol edecek ve burada silah kaçakçılığını önlemek üzere Avrupalı ​​gözlemciler konuşlandırılacak. Ayrıca, 1 Aralık'ta Hamas, Gazze üzerindeki yetkisini Filistin Yönetimi'ne devredecek, Hamas tarafından atanan yetkililer Filistin Yönetimi'ne dahil edilecek ve ortak bir komite, polis ve istihbarat aygıtlarını reforme edecek.

Öte yandan anlaşma uyarınca Gazze'deki polis teşkilatı, Filistin Yönetimi'ne bağlı 3 bin personeli de içerecek şekilde yeniden dizayn edilecek. 

En önemlisi, Filistin Yönetimi'ne bağlı güvenlik güçlerine sağlanan Gazze ile Mısır arasındaki Refah geçişini denetleme yetkisi, Mısır'ı, geçişlerin kapatılmasına son vermeye teşvik ederek, malların ve şahısların geçişine ve bölgedeki insani krizin hafiflemesine olanak sağlayacak. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, Gazze'ye uyguladığı yaptırımlara son verecek. Bu adımla birlikte bölgedeki elektrik ve su sorunun çözülmesi bekleniyor.

Anlaşmanın hem Hamas hem de Filistin Yönetimi tarafından yürütülen siyasi tutuklamalara son vermek amacıyla hem Batı Şeria'da hem de Gazze Şeridi'nde siyasi eylem özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü garanti ettiği belirtiliyor.

2. ANLAŞMADA YER ALMAYAN TARTIŞMALI KONULAR NELER?

Belirtildiği üzere iki taraf da sivil ve idari konuları ele alan kısmi bir anlaşmaya vardı. Genel seçim, El Fetih'in domine ettiği Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) dönük reform ve Hamas'ın silahlı kanadının statüsü gibi diğer tartışmalı konular Kasım ayı sonlarında yapılacak bir sonraki toplantıda ele alınacak.

Hamas'ın atadığı kamu personellerinin Filistin Yönetimi'ne ait kurumlara entegrasyonunun sağlanıp sağlanamayacağı ya da nasıl sağlanacağı tartışmalı. Hamas geçmişte, Gazze'nin idaresini El Fetih ile paylaşmanın karşılığında, FKÖ'ye katılmayı beklediğini ısrarla belirtmişti. Bu talebin ardında Hamas'ın uluslararası alanda tanınma kaygısı yatıyor.

Hamas'ın Gazze'de 3 bin personelden oluşan güvenlik teşkilatı için bir düzenleme yapması gerekiyor. Bununla birlikte Abbas, Hamas'ın askeri kanadının Ramallah'taki güvenlik güçlerine tabi olmasını talep ediyor.

Hamas, uzun yıllardır çabalarını Gazze'nin altında sofistike bir tünel ağı inşa etmeye harcıyor; bunun, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları'nın 2014 savaşında İsrail'in saldırılarına karşı koymaktaki başarısının anahtarı olduğu biliniyor. Hamas'ın askeri kanadının tünelleri ya da silahlarını bıraktığını hayal etmek epey zor.

Hamas, 2006 yılındaki genel seçimlerde büyük bir zafer kazandı. Hamas parlamentoda 76 sandalye kazandı, El Fetih'in sandalye sayısı ise 43'teydi. İsrail’i tanımadığını deklare eden bir örgütün iktidarı ele almasının ardından Gazze'ye sağlanan insani yardımlar önemli ölçüde kesintiye uğradı.

Gazzeliler yoksulluk içinde, standart altı su ve sağlık koşullarına katlanıyorlar ve ciddi işsizlik oranları ile karşı karşıyalar. Ocak ayında, Hamas'ın politikalarını protesto etmek için Gazze'de 10,000'in üzerinde kişi bir araya geldi. Hamas için halkın hoşnutsuzluğu artık daha yaygın ve örgütün yeni liderleri baskıyı hissediyor.

3. MISIR'IN ROLÜ VE ÇIKARI NE?

Görüşmelerde Mısır, görünürde tipik arabulucu rolünü üstlendi, fakat daha yakından bakıldığında bu rol aslında diğerlerinden oldukça farklı.

2013 yılında askeri darbeyle yönetimi devralan Abdülfettah el-Sisi, Hamas'ın ''Müslüman Kardeşler bağlantılı bir terör örgütü'' olduğunu savundu ve bunun yanı sıra Mahmud Abbas'a karşı, onun rakibi Muhammed Dahlan'dan yana taraf oldu.

Tüm bunlara rağmen Mısır hükümeti, son görüşmelerde uzlaşıyı mümkün kılmak tüm imkanlarını seferber etti. Mısır, Hamas'ı artık ''terörist bir varlık'' olarak değil de bir güvenlik ortağı olarak görüyor. Bu radikal değişim, Mısır'ın Sina Yarımadası'ndaki cihatçı gruplara silah ve tehçizat akışını azaltmak için Hamas'ın işbirliğine ihtiyacı olduğu yönündeki bir hesaba dayanıyor.

Öte yandan Mısır, taraflara Gazze'de ortak bir güvenlik konseyi kurulmasını önerdi. Temsilcileri Hamas ve El Fetih arasında eşit olarak bölüştürülecek ve silahlı eylemler için cezai yaptırım uygulanması üzerine taraflar arasında fikir birliği sağlanacağı ön görülüyor.

Bununla birlikte Mısır istihbarat yetkililerinin Gazze'deki güvenlik güçlerini doğrudan denetleyeceği yönünde bir iddia ortaya atıldı. Eğer doğruysa bu, Kahire'nin, Gazze'deki selefi gruplar ile Sina'da Mısır ordusuna karşı savaşan gruplar arasındaki bağlantıları daha yakından izlemesine izin verecek.

4. İSRAİL NE DİYOR?

İsrail hükümeti, iki gün önce Filistin Otoritesi'yle yeniden barış görüşmesine başlamak için "Hamas'ın silahsızlandırılması" da dahil olmak üzere bir dizi ''ön koşul'' sundu.

Guardian'dan Peter Beaumont'un haberine göre, açıklamada sıralanan koşullar şu şekilde:

  • Hamas'ın silahsızlandırılması, Hamas'ın İsrail'i tanıması ve terörü bırakması
  • Hamas'ın elindeki İsrailli askerlerin cenazeleri ve esir tutulan sivillerin iade edilmesi
  • Filistin Yönetimi'nin Gazze'de güvenlik kontrolünü ve sınır kapılarını tamamen eline alarak kaçakçılığı önlemesi
  • Filistin Yönetimi'nin Batı Şeria'da Hamas'ın terör alt yapısına yönelik operasyonlarını sürdürmesi
  • Hamas'ın İran'la ilişkilerini kesmesi ve Gazze'ye para ve insani ekipmanların girişinin Filistin yönetimi ile bu amaçla kurulan mekanizma üzerinden devam etmesi

Öte yandan açıklamada, "Daha önceki kararların ardından İsrail hükümeti, İsrail'in imha edilmesi için çağrıda bulunan terör örgütü Hamas tarafından desteklenen bir Filistin hükümeti ile siyasi görüşmelerde bulunmayacak " ifadeleri yer aldı.

Bloomberg'de yer alan habere göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Facebook sayfasından yayımladığı açıklamasında söz konusu anlaşmaya dair, ''Kitle katliamcılarıyla uzlaşma sağlanması çözümün değil, sorunun bir parçası. Barışa evet, ama Hamas'ın katılımıyla değil'' yorumunu yaptı.

İsrail ile Filistin Otoritesi arasındaki barış görüşmeleri 2014'ten beri dondurulmuş olmasına rağmen, İsrail'in talepleri herhangi bir uzlaşı umudunu yok etmiş gibi görünüyor.

Nitekim Maan News'te yer alan habere göre, devlet başkanlığı sözcüsü Nebil Ebu Redine, İsrail'in barış müzakerelerine yeniden başlamak için öne sürdüğü şartları kabul etmediklerini açıkladı.

5. TÜRKİYE NE DİYOR?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, söz konusu uzlaşıya ilişkin yayımladığı yazılı açıklamada, "Ulusal uzlaşı adımlarını olumlu karşılıyoruz. İki devletli çözüm için kalıcı adım atılmalı" dedi.

Kalın, ''Filistin'de yaşanan siyasi diyalog süreci, uluslararası topluma birtakım sorumluluklar yüklemektedir. Bu vesileyle Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası örgütlere insani krizin sona erdirilmesi, barış sürecinin canlandırılması ve iki devletli çözüm için gerekli adımların gecikmeden atılması çağrımızı yineliyoruz. İsrail'in ise Filistin topraklarında devam eden işgali bir an önce sona erdirmesi ve Filistin'deki uzlaşı sürecini sabote edecek adımlardan uzak durması gerekmektedir. Tarihin her döneminde Filistin halkının en güçlü destekçisi olan Türkiye Cumhuriyeti, bundan sonra da kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

6. ABD'NİN TUTUMU NE?

Beyaz Saray'ın Ortadoğu barış elçisi Jason Greenblatt, Hamas'la sürdürülen yeniden uzlaşı çabalarının bir parçası olan Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ne geri dönüşünü memnuniyetle karşılayarak, Hamas'ın reformda bulunmasının ve bu nedenle Ortadoğu Dörtlüsü (BM, AB, ABD, Rusya) tarafından belirlenen ''temel şartlara'' bağlı kalmasının gerekli olduğunu söyledi.

Greenblatt, bu ayın başlarında görüşmeler sürerken de benzer bir açıklamada bulunmuştu.

Ortadoğu Dörtlüsü tarafından belirlenen temel şartlar arasında İsrail'in tanınması, şiddetsizlik, silahsızlanma ve taraflar arasındaki daha önceki anlaşma ve yükümlülükleri yerine getirme yer alıyor.