'Yeni CHP': Sağcılarla halka açılmak!

CHP'de yeni Merkez Yürütme Kurulu (MYK) belirlendi. Listedeki isimler CHP'nin hızlıca sağcılaşacağını ve AKP'ye benzeyeceğini düşündürüyor.

CHP'de uzun bir süredir süren 'değişim' tartışmaları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yapmış olduğu tüzük uyarısı ile ciddi bir krize dönüştü. Bundan sonra CHP'de neler olacağı tam olarak netleşmese de Yargıtay tarafından da onaylanan yeni MYK listesi Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinin önümüzdeki dönemde ne tür politikalar izleyeceği konusunda önemli ipuçları veriyor.

Patronlar ile kurulan bağlar, dış politika tercihleri, laiklik ve Kürt sorununa bakış konusunda son aylarda atılan adımlar ve yapılan açıklamalar ile birlikte düşünüldüğünde yeni MYK listesindeki bazı isimler CHP'nin ne yönde 'yenileceği' ve 'değişeceği' konusunda oldukça fazla fikir veriyor.

Süheyl Batum: Demokrat Parti Genel Başkanı olacaktı CHP Genel Sekreteri oldu
Yeni MYK listesinde en çok dikkati çeken isimlerin başında Süheyl Batum geliyor. Sağcı bir kimliğe sahip olan Batum'un Genel Sekreterlik ve Parti Sözcülüğü görevlerine getirilmesi önümüzdeki dönemde etkilerini gösterecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Anayasa Profesörü olan Süheyl Batum, 1995-1997 yılları arasında Galatasaray Üniversitesi'nde Genel Sekreterlik, 1997-2000 yılları arasında İletişim Fakültesi Dekanlığı yaptı. 2000-2003 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi'nde Hukuk Fakültesi Dekanlığı görevini yürüten Batum, 2003 yılından 2007 yılına kadar ise Rektörlük görevinde bulundu.

Batum, TÜSİAD'ın 1992 yılında hazırlattığı Anayasa taslağını yazan ekipte yer alması ile dikkat çekiyor. Söz konusu taslak, AKP tarafından Ergun Özbudun'a hazırlatılan Anayasa taslağına olan yakınlığı ile de biliniyor. "İdeolojilerden arınmış, liberal Anayasa" olarak adlandırılan taslağın hazırlayıcılarından olan Batum, TÜSİAD'ın Görüşler dergisinde yazdığı yazılar ve TÜSİAD için hazırladığı AB raporları ile de dikkat çekiyor.

22 Mayıs 2010 tarihindeki Cumhuriyet Halk Partisi 33. Olağan Kurultayı'ında partiye üyeliği onaylanan Batum, aynı kurultayda Parti Meclisi üyeliğine seçilmişti.

CHP'ye üye olması öncesinde Süheyl Batum'un ismi Demokrat Parti Genel Başkanlığı ile anılıyordu. CHP'ye üye olmasının ardından Batum, Hüsamettin Cindoruk'a CHP'ye üye olma çağrısı yapmıştı.

CHP'nin genç patronu: Umut Oran
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin halka açılacağını söylese de MYK'da yer alan isimler CHP'nin başka yerlere açılacağını gösteriyor. Yeni MYK listesinde ismi Ekonomik ve Mali Politika Sorumlusu olarak geçen Umut Oran bir tekstil patronu.

Umut Oran'ın 'parlak' kariyeri şöyle:

1992 yılında kendi şirketi olan Domino Tekstil Ürünleri San.ve Dış Tic. A.Ş'yi kurdu.
1993 yılında TGSD'ye (Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği) üye olan Umut Oran, 28 Şubat 2002'de TGSD Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildi.
2005-2009-Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı görevini yaptı.
2002-2003 IAF (Dünya Hazır Giyim Federasyonu) Başkanlığı yaptı.
2000-2005 yılları arasında Euratex (Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Organizasyonu) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Euratex'in Hazır Giyim Kanadı Başkanlığı görevini yürüttü.

CHP'deki hararetli 'değişim' savunucularından olan Umut Oran, kariyeri ve açıklamaları ile bu değişimden kastedilenin ne olduğunu gösteriyor. Kendisine CHP ile iş dünyası arasındaki mesafeyi kapatma misyonu biçen Umut Oran, Mayıs ayında Milliyet'ten Serpil Yılmaz'a verdiği röportajda şöyle diyor:

"İş dünyasının teminatı benim, sorun olmayacağına dair güvenceyi veriyorum. Oda, birlik ve dernek başkanlarının yanı sıra Washington, Brüksel, Paris, Zürih’ten arayanlar oldu hepsine görev verilsin veya verilmesin ‘Sorumluluk alacağım’ dedim."

Hurşit Güneş: Piyasacı bir halkçı!
Yeni MYK'da İdari ve Mali İşler Sorumlusu olarak yer alan Hurşit Güneş bir iktisatçı. Mayıs ayındaki Kurultay'da Parti Meclisi'ne seçilmesinden önce uzun süre Milliyet'te köşe yazarlığı olan Güneş de CHP'de 'değişim' olmalı diyenlerden.

Serbest piyasa ekonomisine herhangi bir itirazı olmayan Güneş'in tek önerisi devletin piyasayı kendi haline bırakmaması. Özellikle son ekonomik kriz ile en uç liberal iktisatçıların bile savunduğu devlet müdahalesi önerisi ile CHP'nin 'halka açılması politikası' arasında ne tür bir bağ olduğu bilinmiyor.

Ve tabi ki Gürsel Tekin
'Çarşaf açılımı'nın mimarı olarak bilinen ve eski İstanbul İl Başkanı olan Gürsel Tekin 'Yeni CHP'de en çok öne çıkan isimlerden biri. Önder Sav ile yaşadığı çekişme ile sürekli gündeme gelen Tekin, 2009 yerel seçimlerinin ardından Zaman ve Yeni Şafak gazetelerine verdiği röportajlar ile de tartışılmıştı.

Uzun süren çekişmenin ardından MYK'ya alınan Tekin, Önder Sav'ın tasfiyesi ile birlikte Örgütlenme ve Örgüt Yönetimi sorumluluğunu üstlendi.

'Çarşaf açılımı' cemaat tarafından alkışlanan Gürsel Tekin, yerel seçimlerin hemen ardından Zaman gazetesine verdiği röportajda şöyle konuşmuştu:

"Slogan atıyorlar: 'Bilmem neyin imamı kaça sattın vatanı?'... Ötekileştirerek nereye varacaksın? Mersin'de çarşaf yırtılması da yanlış oldu. Bu coğrafyada üç bin yıldır çarşaf var. Yaşam biçimlerine saygı duyacağız. Çarşaf açılımı başarılı olmuştur. Rozet takılanlar istifa etmedi. Sadece Eyüp’te aday olamayan biri tepki gösterdi. Ablam da başörtülü. Kadıköy Belediyesi'nde tek türbanlı vardı, benim yanımdaydı. 10 yıl çalıştı. Onlar türbanı siyasallaştırılınca bizimkiler de siyaseti onun üzerine kurdu. O da yanlış, bu da."

Zaman gazetesine verdiği röportajda açıkça laikliği eleştiren Tekin, "Laiklik tartışması yok toplumun gündeminde. Şeriat gelecek, komünizm gelecek... Hep bu korkularla büyütüldük" demiş, CHP'nin "Çarşaf Açılımı"nın merkezi olan İstanbul'da yaratılan CHP modelini Türkiye'ye uygulayacaklarını belirterek, "kesinlikle uygulamak zorundayız. Aksi takdirde önümüzdeki dönemde siyaset boşluğu kabul etmez. Ciddi sıkıntılar da olur" şeklinde konuşmuştu.

Ticari kariyeri hakkında da bilgi veren Tekin, "Ticaret de devam etti. Kafeden sonra petrol işine başladım. Ciddi bir petrolcü oldum. PÜİS’te (Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası) aktiftim. Oğlum Ulaş yetişti, petrol işine o devam ediyor. Benzin istasyonumuz Antalya’da. Ağırlıklı olarak dağıtımdır bizimki. Sanayi kuruluşları, fabrikalara yakıt veriyoruz. Siyaset, benim için hep ticaretin önüne geçti. Yoksa başka boyutta olurdum" demişti.

Sağcılaşarak halka açılma taktiği!
Tüzük krizinin ardından daha yüksek sesle dile getirilen 'yeni CHP' ve 'değişim' kavramlarının somut yansımalarını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Laiklik konusunda 'yumuşanması', özellikle AB ile daha sıkı ilişkiler geliştirerek AB'ciliğin AKP'nin elinden alınması, patronlara güven verilmesi ve Kürt sorununda yaklaşımın AKP'ye benzeşerek liberalleşmesi önümüzdeki süreçte CHP'de göreceğimiz 'yenilikler'in temeli olacağını tahmin etmek zor değil.

(soL - Haber Merkezi)