Yeni bir denetleme kurumumuz daha oldu!

AKP, idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını, incelemek üzere Kamu Denetçiliği Kurumu’nu kurdu. Yapılan bu düzenlemeyi ve kurumu Anayasa Mahkemesi eski raportörü Ali Rıza Aydın ve eski Sayıştay Denetçisi Kadir Sev, soL’a değerlendirdi.

Kamuoyunda ''Ombudsmanlık'' olarak bilinen ''Kamu Denetçiliği Kanunu'', Resmi Gazete'de yayımlanmasını ardından yürürlüğe girdi. Buna göre Kamu Denetçiliği Kurumu adından bir denetleme kurumu kurulacakken, yapılan bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi eski raportörü Ali Rıza Aydın ve eski Sayıştay Denetçisi ve Devlet Denetleme Kurulu eski üyesi Kadir Sev soL’a değerlendirdi.

"Türkiye'de hayli karışık bir denetim mekanizması var"
"Denetim mekanizmaları, hem bir arada yaşamanın hem devletin etkin ve verimli çalışmasının, hem de kamu kaynaklarının etkin ve verimli şekilde kullanımının gereği olarak ortaya çıkarlar” diyen Aydın, Türkiye’de denetleme kurumlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye, yürütme, yasama ve yargı şeklinde ortaya çıkan ve kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan yönetim modelinde hayli karışık ve karmaşık denetim kurumlarına ve ilkelerine sahip. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu da var. Aslında bunlardan en etkini yargı denetimi. Kuvvetler ayrılığı ilkesi de asıl olarak bu denetim için geliştirilmiş.

Seçimle gelen yasama organının denetimi de kuşkusuz önemli. TBMM bugüne kadar hem kendi anayasal denetimine hem de kendisine bağlı olmayan ancak kendisi adına denetim yapan Sayıştay denetimine sahip iken, şimdi bir de kendisine bağlı denetim organı oldu.”

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun, birçok gelişmiş ülkede bulunduğunu belirten Aydın, buna karşın konuya onlarda var yaklaşımıyla bakılamayacağını dile getirdi.

Kurumun görevleri Yasanın 1.maddesine göre aşağıdaki sözlerle tanımlanıyor:

"MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak suretiyle, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak üzere Kamu Denetçiliği Kurumunu oluşturmaktır."

"AKP denetimi bulunduğu ortama uyan bukalemun yaptı"
AKP’nin 10 yıllık iktidarı boyunca kurduğu baskıyla başta yargı olmak üzere tüm denetim kurumlarını kendi değişimine uydurduğunu vurgulayan Aydın şöyle konuştu:

“Denetim, toplum yararına yapılacaksa, rengi hep toplumsal gerçekçilik rengi olur, değişmez. AKP ise denetimi, bulunduğu ortama uyan bukalemun yaptı. Bunun için yürütme denetimini dağıttı, yargıyı güdümlü hale getirdi, yasamayı “tek parti” yaptı, Sayıştay’ı işlevsizleştirdi, onay organı yaptı. Şimdi bütün bunların üzerine bir de kamu denetçiliği kurumunu getirmesinin hiçbir anlamı yok.”

"Denetim sistemle bütünleşmiştir"
Kapitalist devletin, demokratik yöntemleri kendi lehine kullanma becerisini göstererek her zaman vitrinle oynamayı denediğini ve başardığını belirten Aydın, “Bu kadar yaygın ve karmaşık denetim mekanizmasına rağmen, adaletli ve dengeli bir toplumsal yapı oluşamamış olması, denetimin, sistemden ayrı değil, sistemle bütünleşmiş yapısını gösterir. Bu sorgulama yapılmadan, vitrine çıkan yasaların cazibesine kapılmak, elma şekerine razı olmaktan başka anlam taşımayacaktır" dedi.

"AKP'nin politikalarına meşruluk kazandıracak"
Yasaya ilişkin soL'a değerlendirmede bulunan eski Sayıştay Denetçisi ve Devlet Denetleme Kurulu eski üyesi Kadir Sev, düzenleme ile birlikte kurumun başkanı ve denetçilerini (5 denetçiden oluşuyor) TBMM'nin 2/3 çoğunlukla seçeceğine dikkat çekti.

Kurumda TBMM'nin 2/3 çoğunlukla seçtiği başdenetçi ve denetçiler görev alacağını belirten Sev şöyle konuştu:

"Bugün için bu kişiler elbette AKP yandaşı olacak. İdarenin eylem ve işlemlerini denetlerken AKP'nin politikalarını göz ardı etmeyecekleri çok açık. Üstelik Kurum, yeni kurulduğu için henüz yıpranmadı. AKP'nin politikalarına meşruluk kazandırmak gibi bir işlev görme olasılığı oldukça güçlü. Bu yasanın çıkarılmasında ısrar etmiş olmalarını bu anlayışla yorumlamak gerekiyor"

(soL - Haber Merkezi)