Üniversitenin tabelası var...

Erdoğan AKP iktidarı süresince 63 üniversite açmakla övündü. Ancak bu üniversitelerin sayıları dışında, akademik kadroları, eğitim kaliteleri, kampus yaşamları ve ders içerikleri, yani her şey bir soru işareti.

Başbakan Erdoğan dün Milli Eğitim Bakanlığı'nın ''Beş Yılda Beş Bin Öğrenci Projesi'' kapsamında lisans üstü eğitim için yurtdışına gönderilecek öğrencileri bilgilendirme toplantısına katılarak burada bir konuşma yaptı. Erdoğan konuşmasında Türkiye'de 94'ü devlet, 45'i vakıf olmak üzere toplam 139 üniversite bulunduğunu ve bunların 63'ünün kendi dönemlerinde açıldığını hatırlatarak, “üniversitesi olmayan ilin kalmaması” ile övündü.

AKP iktidarı tarafından aynı anda çok sayıda üniversitenin açılmasına dair eleştirenlere de cevap veren Erdoğan, “Dikkat ediniz, 7 yılda 63 yeni üniversiteyi Türkiye'ye kazandırırken, buna itiraz edenler oldu. İşte bu, içe kapanmanın, maalesef, neticeleriydi. 'Binayı, personeli, öğretim görevlisini nereden bulacaksınız' dediler. Biz, her zaman şunu söyledik 'kaynak Türkiye'dir' dedik. İşte öğretim üyelerimiz burada ama yatırım yaparsan öğretim üyesi olur. Yatırım yapmazsan, öğretim üyesi olmadığı gibi elindekileri de kaybedersin. Çünkü ölüm hak. Bir gün gelecek hocalarımız da tek tek nasıl ölüyorsa, onlar da ölecekler ama yerine yetiştirdiklerimiz var mıydı? Yoktu. İşte biz bu eksiği gideriyoruz” dedi. AKP'nin 2006 ve 2008 yılları arasında pek çok ilde aynı zamanda açtığı üniversiteler yetersiz bir akademik içeriğe sahip olmakla ve “tabela üniversitesi” olmakla eleştirilmişti.

AKP tarafından açılan üniversiteler
AKP hükümeti, üniversiteler söz konusu olduğunda yukarıda ifade edilenler de dahil birçok yönden eleştiriliyor. AKP yanlılarının üniversitelerde kadrolaşması, Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörlerin AKP'ye ve onun politikalarına yakın isimlerden seçilmesi, üniversite eğitimlerinin piyasaya endeksli hale getirilmesi ve içeriklerinin gericileştirilmesi bunlardan bazıları.

AKP döneminde açılan üniversitelerin mevcut yapıları ve bu üniversitelere yapılan kadro atamaları bu iddiaları destekler nitelikte. Yeni inşa edilen üniversitelerin en dikkat çekici özellikleri ise mimarileri. Kampus mantığından uzak, çıplak binalar şeklinde inşa edilen yeni üniversiteler, bu konuda gösterilen özeni ilk bakışta ortaya koyar nitelikte. Bir ilde yeni inşa edilen bir üniversitenin, tek tek binalar şeklinde bazen 5, bazen 6 kampuse bölünmelerinin nedenini de “akademik” olarak anlamak mümkün gözükmüyor.

"Zengin" akademik kadro
Kadro yapıları da AKP döneminde açılan üniversiteler hakkında fikir veriyor. 2007 yılında kurulan Muş Alparslan Üniversitesi'nin Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’nü, doktorasını Sakarya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Makine Eğitimi Anabilim Dalı'nda yapmış olan Yrd. Doç. Dr. Aslan Çoban yürütüyor. Eğitim Fakültesi'nde mevcut 15 öğretim üyesinden 5'i Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Bölümü'nde bulunuyor. 2006 yılında kurulan Rize Üniversitesi'nin yönetim kurulu üyelerinden ikisi İlahiyat Fakültesi'nden. İlahiyat Fakültesi üniversitede yer alan 5 fakülteden biri.

İddialı bölümler “çok iddialı”
Yeni kurulan üniversitelerde eğitimin “kalitesini” gösteren çarpıcı bir örnek de 2008 yılında kurulan Yalova Üniversitesi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanan Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Niyazi Eruslu, tahmin edileceği ve kendisi ile birlikte atanan diğer 16 rektör gibi “Türbana özgürlük” metninin imzacılarından. Eruslu aynı zamanda Gül'ün “özel tercihi”, zira yeni kurulan üniversiteye atanmak üzere YÖK Genel Kurulu'nun belirlediği listede adı üçüncü sırada geçiyordu.

Eruslu'nun üniversiteye biçtiği misyon ve yeni üniversitede eğitim verilecek bölümlere nasıl karar verildiğine dair açıklaması “üniversite” tanımlamasını zorlayacak nitelikte. Eruslu, kendisini vali, belediye başkanı ve Vakit Gazetesi İletişim Koordinatörü Sami Özey ile birlikte ziyaret eden Türkiye gazetesi Genel Yayın Müdürü Nuh Albayrak’a ne kadar “iddialı” bölümler seçtiklerini şöyle anlatıyor: “Hatta YÖK’teki kurula onay için götürdüğümde bana ‘hocam siz bu bölümleri biliyor musunuz?’ diye sordular. Evet çok iddialı bölümlerdi. Ben de onlara ben bilmiyorum. Ama bilenleri biliyorum dedim. Gerçekten de en iyilerini seçtik” .

“Peki nedir bu kadar iddialı bölümler?” diye sorduğumuzda karşımıza şu tablo çıkıyor. Yalova Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi dışındaki iki fakültesi olan İktisadi ve İdari Bilimler ve Mühendislik Fakülteleri'nde toplam 10 bölüm bulunuyor. Bu bölümler şöyle: Bilgisayar Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Polimer Mühendisliği, Kimya ve Proses Mühendisliği, İşletme, Uluslararası İlişkiler, Sosyal Hizmet, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, İktisat. Rektör olarak atanmadan önce İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nde öğretim üyeliği görevinde bulunmuş olan Eruslu'nun bu bölümlerden hangilerini bilmediği ise merak ediliyor.

Bölümleri neye göre seçmişler?
Eruslu'nun akademik ve bilimsel üretimde üniversitelerin yeri konusunda da yine “özlü” düşünceleri var. Eruslu, Yalova Üniversitesi’nde her ilde bulunan fakülte açmak istemediklerini, klasik üniversite profili dışında, Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, dünya ile de uyumlu bir öğrenim modelini tercih ettiklerini ifade ediyor ve Türkiye’de bulunan 130 üniversitede birbirine benzer fakülteler olduğunu tespit ettikten sonra şunları söylüyor: “Mesela Türkiye’de iki tane fakülte var ki, bu fakültelerin olmadığı üniversite neredeyse yok. Biri ziraat, diğeri de fen edebiyat. Biz ikisini kesinlikle açmayacağız. Çünkü en çok bu fakülte mezunları işsiz.”

(soL-Haber Merkezi)

Muş Alparslan Üniversitesi Rektörlük Binası

Iğdır Üniversitesi Kampüsünden bir görünüm

Hakkari Üniversitesi

Rize Üniversitesi İlahiyat Fakültesi