Üniversitelerde solun gündemi

Üniversitelerdeki solcu öğrenci örgütlenmeleriyle, önümüzdeki dönem gündemlerinde neler olduğunu konuştuk.

soL (HABER MERKEZİ) Üniversitelerdeki solcu öğrencilerin önümüzdeki dönem için gündemlerinde, ilk sırada AKP'ye ve gericiliğe karşı mücadele yer alıyor. Geçen yıl karşılaştıkları soruşturmalar ve faşist saldırılar yoluyla yıldırma ve terörize etme politikaları karşısındki duruşları da bu mücadelenin amaçları ile belirlenecek.

TKP'li Öğrenciler: Yurtseverliği yeniden inşa edeceğiz
TKP'li öğrenciler, önümüzdeki dönem, üniversitelerde yurtseverliği yeniden inşa edeceklerini ve gericilik, piyasacılık, özelleştirmeler gibi gündemleri bu çerçevede ele alacaklarını söylüyorlar: "Örneğin okulun arazilerinin özelleştirilmesini, memleketin satışının üniversitelerde somutlanması olarak anlatacağız. İşbirlikçi, şirketlere danışmanlık yaparak hayatını sürdüren akademisyenleri üreten yapıyı da bu şekilde teşhir edeceğiz. Yani yurtseverliği, alanlardan beslenerek, buradaki başlıklardan yola çıkarak somutlayacağız."

TKP'li öğrencilere göre, AKP, cumhuriyeti tasfiye ederken, tüm kurumları da dönüştürmeye çalışıyor. Ancak, üniversitelerde çok yol alabilmiş değil. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde, AKP'nin üniversitelere dönük etkinliğini yoğunlaştıracağını düşünüyorlar.

Öğrenciler, gericiliğin bu yıl üniversitelerin en önemli konularından biri olacağını, türbancı rektörleri bolca içeren atamaların, üniversitelere yönelik saldırının artacağının göstergesi olduğunu söylüyorlar. Fethullahçıların yurtları ve bursları kullanarak üniversitelerde güçlenmeye çalıştığını da ifade ediyorlar: "Üniversitelerde gericiler kime hizmet ediyor, bunu herkese göstereceğiz. AKP'nin işbirlikçi ve gerici politikalarını teşhir edeceğiz. Kafkaslar ve Boğazlar'dan ABD gemilerinin geçmesi gibi başlıkları da üniversitelere taşıyacağız."

Gündemlerindeki bir konu da, eğitimin paralılaştırılması ve piyasacılaştırılması. Harçların vakıf üniversitesi seviyesine çıkartılmaya çalışıldığını ve buna karşı çalışmalar yapacaklarını ifade ediyorlar.

Üniversitelerdeki temel sorunlardan birini de, düşünmeyen, sorgulamayan bir öğrenci toplamı olarak tarif ediyorlar. "Yani" diyorlar, "toplumsal çürüme, üniversitelerde kendisini çok fazla gösteriyor. Bu nedenle üniversitelerde kültür-sanat çalışmaları da önemli bir yere sahip. Düşünen, sorgulayan bir öğrenci birikimini biz inşa edeceğiz."

Öğrenci Kolektifleri: Soldan yana bir hat çizeceğiz
Öğrenci Kolektifleri'nden öğrenciler, İstanbul Üniversitesi'nden arkadaşlarının döneme üniversiteden uzakta başlayacağını ifade ederek bunun çalışmalarına da yansıyacağını belirtiyorlar.

Öğrenciler, AKP'nin üniversitelerdeki gerici ve neo-liberal politikalarının devam edeceği tespitini yaparak, tüm Türkiye'de bu sene atanan AKP'ye yakın rektörlere karşı bir çalışma yürüteceklerini ifade ediyorlar. "Üniversitelerde soldan yana bir hat çizmek için mücadele edeceğiz. Yani ülkemizi ve üniversitemizi AKP'ye bırakmayıp sahip çıkacağız. Rektör atamalarıyla beraber AKP üniversitelerde de hakim hale geldi. Biz de AKP karşıtı bir hat izleyeceğiz" diyorlar.

Öğrenci Kolektifleri'nden öğrencilerin gündemlerindeki bir başlık da, gazetelerde tartışılmaya başlandığını söyledikleri ABD tipi üniversite modeli. ABD sisteminin buraya yerleştirilmek istendiğini ifade ediyorlar. Üniversitelerin Koç'a, Sabancı'ya üretim yaptıklarına dikkat çekiyorlar. "Bunlara da karşı çıkacağız. Üniversitelerin halkın yararına olması gerekir. Biz üniversiteleri sokağa taşıyacağız. Örneğin, Dünya Su Forumu konusunda üniversiteler üzerinden de bir çalışma yürüteceğiz."

Geleceğimizi İstiyoruz İstanbul Girişimi: Üniversiteler siyasallaşıyor
Geleceğimizi İstiyoruz İstanbul Girişimi'ne göre, bugün artık harçlar, yemekhane zamları vs üzerinden gelişecek bir hareketin yükselme şansı çok düşük. Son iki yıldır üniversitelerde politik anlamda bir kıpırdanma olduğunu, öğrencilerin, "üstyapısal meseleleri" merak ettiğini ve tartıştığını belirterek, "bu biraz, son zamanlarda gündemi meşgul eden türban meselesinin doğrudan üniversiteyi etkilemesiyle ve biraz da 'Hatırla Sevgili' dizisinin öğrenciler üzerindeki etkisiyle açıklansa da, bu nokta üzerinde yoğunlaşmakta fayda var" diyorlar.

Girişim'de yer alan öğrencilere göre, yeni YÖK başkanının atanması, rektörlerin değişimi ve üniversitelerdeki gerici kadrolaşma, önümüzdeki dönem açısından üniversitelerde "gericileşmeye karşı yükselecek ve alanlara taşınacak bir sözü zaruri kılıyor".

Girişim'in dikkat çektiği bir konu da, üniversitelerde sol muhalefetin etkisinin azalmasıyla beraber faşist saldırıların yoğunlaşmaya başlaması. Son zamanlarda artan faşist saldırıların, Akdeniz Üniversitesi'nde ve DTCF'de yaşananların, solun faşizme karşı mücadeleyi de çok daha yüksek sesle sürdürmesini gerekli kıldığını ifade ediyorlar.

Yapılması gerekenleri ise şöyle tanımlıyorlar: "Bütün bu mücadeleleri alana taşırken tabii ki okulun kendi özelinde yaşanan sıkıntıları, yani sindirmek ve yok etmek için uygulanan baskı politikalarını, uygulamaya sokulan baskı aygıtlarını, polis-idare-sivil faşist işbirliğiyle yapılan saldırıları da sürekli teşhir eden, ayrıca, son zamanlarda işçiler nezdinde yükselişe geçen grevleri de gören ve bunları üniversite öğrencileriyle buluşturan, bir alandaki mücadelenin tek başına sığ kalacağını, ancak bütünlüklü politik bir mücadeleyle beraber yürütüldüğünde anlamlı olup nihai hedefe varacağını gözeten bir yerden mücadeleyi örmek lazım."

Emek Gençliği: Apolitikleşmeyi kırmaya çalışacağız
Emek Gençliği, önümüzdeki dönemde üniversitelerde apolitikleşmeyi kırmaya dönük bir çalışma yürüteceğini ifade ediyor. Öğrenci kulüpleri üzerinden bir çalışma düşündüklerini ve tüm kulüpleri bir araya getirerek bir öğrenci üst-örgütlülüğü yaratmayı amaçlayacaklarını söylüyor.

Öğrenci Temsilcilikleri'ni rektörlük binalarına sıkışmış hallerinden çıkartmaya ve öğrencilerin gerçek sorunlarıyla uğraşan bir hale getirmeye çalışacaklarını belirten Emek Gençliği, hedefini "öğrenci örgütlerini ve topluluklarını 68'de olduğu gibi öğrenci talepleri etrafında birleştirmek" olarak tarif ediyor.