Uluslararası Barış Konferansı Antakya'da başladı

Barış Derneği'nin Anktaya'da düzenlediği "Uluslararası Barış Konferansı"nın ilk iki oturumunda Suriye ve Filistin meseleleri tartışıldı. AKP'nin Suriye'deki rolüne dikkat çekilirken, anti-emperyalist mücadelenin önemi vurgulandı.

Barış Derneği tarafından düzenlenen Uluslararası Barış Konferansı Antakya'da başladı. Konferansın açılış konuşmasını Dünya Barış Konseyi Yürütme Sekreteri Iraklis Çavdaridis gerçekleştirdi.

İlk olarak Filistin halkına dayanışma duygularını ileten Çavdaridis, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için verilen mücadeleyi desteklediklerini ifade etti.

Filistin’e yönelik saldırının bir insanlık suçu olduğunu belirten Çavdaridis, ABD’nin ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu destekçilerinin Suriye’ye yönelik emperyalist saldırılarını kınadıklarını söyledi.

Ortadoğu’da NATO ve ABD eliyle kurulacak bir barışın mümkün olmadığına dikkat çeken Çavdaridis, İran’a ve Suriye’ye yönelik emperyalist mücadele tehditlerini hatırlatarak, emperyalizmin ne olursa olsun suçlarını saklayamayacağın dile getirdi.

Tarihin bu gidişini değiştirecek tek gücün halkların anti-emperyalist mücadelesi olduğunu belirten Çavdaridis, konuşmasını barışı yükseltme çağrısıyla noktaladı.

Suriye halkıyla dayanışma
Suriye halkıyla dayanışma başlıklı ilk oturumda moderatörlüğü Zuhal Okuyan yaparken, ilk konuşmayı Hindistan’dan Dabaris Chakraborty gerçekleştirdi.

Suriye’nin birçok emperyalizm destekçisi ülke tarafından ciddi bir saldırı altında olduğunu belirten Chakraborty, ABD’nin Libya, Yugoslavya, Irak’ta olanları Suriye’de de yapmak istediğini ifade etti. Suriye’de silahlı gruplara batı ülkeleri ve destekçileri eliyle silah taşındığını belirten Chakraborty, Suriyeli silahlı gruplara lojistik desteğin, askeri eğitimin verildiğini söyledi.

Filistin Barış Derneği’nden Nasri Barghotu ise yaptığı konuşmada Filistin’de yaşanan vahşi İsrail saldırılarına dikkat çekti. Yaşananların bir çatışma olmadığına dikkat çeken Barghotu, ortada bir işgal olduğunu, emperyalistlerin ikiyüzlü biçimde İsrail’in kendini savunduğunu iddia etmesine tepki gösterdi.

Barış için mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Barghotu, Kudüs’ün başkent olduğu Filistin devleti için mücadele edeceklerini sözlerine ekledi.

Panelin ilk oturumunda Kıbrıs’tan Abdullah Korkmaz ve Belçika’dan Marc Anton da İsrail’in saldırılarına ve emperyalizmin Suriye’de yürüttüğü saldırganlığa tepki gösteren konuşmalar gerçekleştirdi.

“Askeri müdahale için atılan adımlar”
İkinci oturumun ilk konuşmasını CHP Milletvekili ve Sosyalistlerin Meclisi üyesi İlhan Cihaner yaptı. Cihaner’in konuşmasının satır başları şöyle:

“Türkiye’nin bu saldırılara destek vermesi öncesinde mülteci kampı hazırlıklarına başlanması, olası müdahalenin meşruluğu için Angelina Jolie’nin ziyareti, Akçakale’de gerçekleşen patlama, kendi ülkemizdeki mülteci kampına milletvekillerinin girilmesinin engellenmesi, Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi için geçirilen yasa… Bunların hepsi bugün yaşananların, olası askeri müdahalenin parçası olarak değerlendirilebilir.”

“Düşmanlarının çocuklarını sevemeyenler, başka çocukları da sevemez”

Bunlara karşın toplumda savaş karşıtlığı birçok kamuoyu araştırmasında ortaya çıkmış durumda. AKP hükümeti bu savaşın Türkiye’nin savaşı olduğunu belirtse de savaşı toplum nezdinden meşrulaştıramamıştır.

Suriye savaşının müzmin bir savaşa dönüşmesi NATO’nun saldırısı daha fazla gündeme geldi. NATO kapsamında bir müdahaleyle ilgili gerekli girişimler yapılıyor. NATO müdahalelerinin tarihine bakıldığında gelen demokratikleşmeleri hepimiz biliyoruz. NATO ile beraber Türkiye’deki hükümet üzerinde de kuşku bulutları artmış durumda.

Mezhep savaşlarının yanında bir de petrol savaşı temennisinde bulunan Başbakan’ın amacı açıktır. Başbakan Sunni eksenli bir müdahale arayışındadır. Bu kanlı savaşlara gebedir.

Suriye için ateşkes ciddi biçimde düşünülmelidir. Çatışma müzmin bir hal almıştır, Filistin’de yapılan ateşkes Suriye için de gündeme gelmeli. İsrail konusunda hükümetin gözyaşı dökmesi, Suriye için yaptıkları ise iki yüzlülüktür. Düşmanlarının çocuklarını sevemeyenler, başkalarının çocuklarını da sevemez. Suriye’de bir cinayet olan çatışmalar hepimizin eline bulaşmış durumda.”

Kıbrıs Barış Derneği Genel Sekreteri'nin yaptığı konuşmanın satır başları şöyle:

“Emperyalizme karşı tüm gücümüzle mücadele etmeliyiz”

Hepimiz bu yeryüzünün insanlarıyız ve barış istiyoruz. Bunun için emperyalizme karşı tüm gücümüzle mücadele etmeliyiz. Emperyalizm dünya barışının en büyük düşmanıdır. NATO ile bir müdahale ağı kurulmuş durumda. Bugün daha geniş bir bölgenin kontrolünden bahsediyor emperyalizm. Doğal olarak emperyalizmin müdahaleleri artıyor.

İsrail barbarlığını arttırıyor. AB ve ABD, İsrail’in saldırılarını destekliyor. Kıbrıs sorunu sürüyor. Her gün kana bulanan Suriye halkının yaşadığı dram emperyalist barbarlığının en net görüntülerinden biri. Bu yeni Ortadoğu projesinin bir sonucu. Bölgede jandarma konumunda rol alan Türkiye ölümlerin sorumlularından biri. Olası Suriye istilası, zengin enerji kaynaklarının denetimi ve İran’ın kuşatılması anlamına geliyor. Barış hareketleri olarak Suriye’deki değişimin halkın mücadelesiyle olabileceğini söylüyoruz, emperyalizm eliyle değil.

Bu büyük tehlikeye karşı bir araya gelip antiemperyalist mücadeleyi güçlendirmeliyiz.

“Bölge nereye gidiyorsa, dünya da oraya gidiyor…”
Mersin Üniversitesi öğretim üyelerinden Çetin Veysal, bölge nereye gidiyor sorusunun yanıtının dünya nereye gidiyorsa o olduğunu, bunun da felaket olduğunu ifade etti. Veysal’ın konuşmasının satır başları şöyle:

“Biz barış istiyoruz, yolu mezarlıklardan geçmeyen bir barış istiyoruz. Öncelikle ateşkes gündeme gelmeli. İnsanın insanı sömürmediği bir yaşamı şu anda kuramayız belki ama ateşkes ve toplumsal uzlaşı ile adım atmalıyız. ABD ve İsrail her yere saldırma gücünü kendinde gördüğü sürece barış olanaksız görünüyor. Bu ülkeler kendi aralarında savaşmıyor, başka ülkelere savaş açıyor ve savaş sanayini geliştiriyor. Yalnızca ABD’de savaşa 400 milyar dolar harcıyor.”

“Emperyalizm Suriye’ye her yoldan saldırmayı amaçlıyor”
Yunanistan Uluslararası Barış Komitesi üyesi Stavros Tasos’un konuşmasının satır başları şöyle:

Bugün tüm dünya görülmemiş bir kapitalist krizden geçiyor. Görülmemiş çelişkinin çetin sonuçları emperyalist saldırganlığın artmasını, emperyalist rekabetin yoğunlaşmasını sağlıyor. Bu planlara Yunanistan da dahil oluyor. Yunanistan askerlerinin işgal altındaki ülkelerde askerlerini tutması her yıl 5 milyar dolara mal oluyor. Dünyanın en çok silah satın alan 5. ülkesi.

Emperyalizm Suriye’ye her yoldan müdahale etmeye çalışıyor, benzer şekilde İran da hedef altında. Önce Suriye’ye ve ardından da İran’a saldırmayı planlıyor. Bölgedeki saldırı Kürtler de düşünüldüğünde daha önemli hale geliyor. Türkiye, Kürtlerin devlet kurma projesini karşı çıkıyor. Dünya halkları attığı adımlarda emperyalizme karşı birleşmeli ve adımlarını böyle atmalıdır.

İsrail’in saldırıları sürüyor, askeri müdahale girişimleri var. Muhtemelen Fransa, Katar, Türkiye gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu ülkelerin Suriye’ye müdahale için harekete geçebileceğini düşünüyoruz. Bu sürece karşı Yunanistan’ın emperyalist çıkarlı tüm politikalardan vazgeçirmesi için mücadele edeceğiz. Bölgedeki tüm halkları emperyalizme karşı mücadeleye çağırıyoruz.

Bugünün üçüncü ve son oturumunda "Antakya ve Barış Mücadelesi" tartışılacak.

(soL - Antakya)