Türkiye futbol piyasası ya da Bülent Uygun’dan özetler…

Sivasspor’daki şampiyonluk fiyaskosunun ardından hala saha dışı davranış ve açıklamalarıyla adından söz ettiren Bülent Uygun, Türkiye futbol “piyasasını” ve aktörlerinin piyasa içerisindeki konumunu özetlemeye devam ediyor. Ancak kamuoyu sadece Uygun’u konuşuyor…

Bucaspor’dan istifasının ardından futbol kamuoyu Uygun’un Türkiye’deki konumunu eleştirmeye başladı. Ancak eleştirilen futbol-sermaye- iktidar ilişkisi değil, sadece Uygun’da vücut bulan sporcu “ahlakı” oldu. Üç yıl öncesine kadar Anadolu’nun ikinci şampiyon takımının teknik direktörü olacağı ifade edilen Uygun, ligin hemen başında Süperlig’e şampiyon olarak yükselmiş Bucaspor’u ligin yedinci haftası bırakması ile eleştirilirken, Türkiye’deki futbol piyasası kültürünün bir uygulayıcısı olduğu unutuluyor.

Türkiye’de çarkı “Bülentler” döndürüyor…
Bülent Uygun’un ve Türkiye’deki diğer teknik direktörleri geçimlerini takımların transferlerini, hedeflerini kendilerince yöneterek ve Türkiye futbol piyasasındaki mevcut ilişkileriyle sağlıyor. Türkiye’de transferler herhangi bir denetim mekanizmasıyla takip edilmediği bilinirken, Uygun Bucaspor’un kendisine verdiği yetkiyle 17 oyuncuyu takım kadrosuna katmıştı. Ancak takımından henüz ayrılmadan açıklama yapan uygun transferlerin yeterli olmayabileceğini belirtmişti.

Gerçekleştirilen transferlerde teknik direktör kadar futbolcu menajerlerinin de etkisinin büyük olduğu biliniyor. Örneğin, Bucaspor’un iki oyuncu Musa Aydın ve Thomas’ın menajerlik ajansı, Galatasaray’ın eski kalecisi Leo Franco’nun da transferini yönetiyor olması, menajerlerin ligdeki hakimiyetine sadece bir örnek. Teknik direktörler ve futbolcuların transferi göz önündeyken, menajerler pazarın bir diğer kazananı oluyor.

Türkiye futbolunda kurallar her zamanki gibi
Yılmaz Vural, Erdoğan Arıca, Güvenç Kurtar, Nurullah Sağlam, Samet Aybaba ve Hikmet Karaman’ın tek sezonda iki ya da üç defa kulüp değiştiren teknik direktörler olduğu bilinirken, ligden düşerken görevine son verdiği teknik direktörü, lige çıktığında tekrar başa getiren kulüplerin yönetim anlayışı ve “sportif başarı” sloganının tartışılmaması dikkat çekiyor. Bülent Uygun’dan boşalan Bucaspor teknik direktörlüğüne Samet Aybaba’yı getiren Bucaspor yönetiminin tavrı sorgulanmıyor. Kulüpte, mali ve siyasi ilişkiler açısından ligin ilk dört sırasındaki kulüplerle yarışılamayacağı için, ligde üst sıralarda yer alacağı konumla ve turnuvalarla yayın haklarından gelir elde etmek üzere hedefler belirlenmiş durumda.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ne işe yarar?
Türkiye’de sportif başarı olgusu sadece futbolda değil, Türkiye’nin en nemli spor örgütünün yöneticisi Gençlik ve Spor Daire Genel Müdürü Yunus Akgül, yeni dönem hedeflerini belirtirken “Kulüpler olmadıktan sonra GSGM ne işe yarar ki?” açıklamasında bulunmuştu. Bu anlamda Ankara’da 19 Mayıs Stadyumu’nun yeniden inşa edilmesi ve Cebeci Stadyumu’nun ticaret alanına çevrilmesi ilk dönem planları arasında yer alıyor.

Diğer yandan Akgül, spordaki yeni dönem hedeflerinin başında büyük turnuvalar gerçekleştirerek ülkede bir spor pazarının sermaye adına dönüştüreceklerini işaret etmiş, reklamın ön planda olduğunu açıklamıştı. Gerçekleştirilecek tunuvaların ya da diğer spor aktivitelerinin spordan çok, kentsel dönüşümün önünü açan, reklam piyasasını ve spor ürünleri pazarını canlandıran projeler olduğu biliniyor.
(soL-Emrah Kartal)