Topkapı saldırısında ayrıntılar, o ihtimali akla getiriyor

Sultanahmet'te gerçekleşen silahlı saldırıyı düzenleyen Libyalı'nın kim olduğu ve bunu niye yaptığı bilinmiyor. Ancak şimdiye kadar ortaya çıkan bilgiler, bu olayın, son günlerde ortaya çıkan bir başka gelişmeyle, Türkiye üzerinden Suriye'ye geçen Libyalı muhalif askerler gerçeğiyle birlikte değerlendirilmesi gerekip gerekmediğini düşündürüyor.

Topkapı Sarayı önünde ateş açan saldırganla ilgili çeşitli iddialar basına yansımaya devam ediyor. Saldırının yaşandığı gün İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, saldırganın 1975 Libya doğumlu olduğunu ve olay yerine Suriye plakalı bir araçla geldiğini açıklamıştı.

Dün DHA tarafından gündeme getirilen bir iddia ise saldırgan Libyalı Samir Selam Ali Elmadhavri’nin ‘fahiş hesap tuzağı’na kızdığı ve bir arkadaşından aldığı borç parayla silahlanarak saldırıyı gerçekleştirdiği yönünde. İddiaya göre 27 Kasım’da İstanbul’a gelen Elmadhavri Taksim’de yürüdüğü sırada “iyi bir bar biliyorum, eğlenmek ister misiniz?” diye soran bir kişi ile bara gitti. Bu barda Elmadhavri’ye yüksek bir hesap çıkarıldı ve üzerindeki paralar zorla alındı. Buna sinirlenen Elmadhavri, yine Libyalı olan bir arkadaşından borç para alarak silahlandı ve bu eylemi gerçekleştirdi.

Saldırganın görüştüğü bir kişi gözaltına alındı
Elmadhavri’nin kaldığı Taksim’deki otelde arama yapan ve kamera kayıtlarını inceleyen polis, saldırganın otelde kaldığı 2 gün içinde görüştüğü bir kişiyi tespit etti. Bu kişi, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı.

Saldırgan tüfeği takmayı biliyormuş
Cihan Haber Ajansı’nın haberine göre ise saldırgan, sökülen tüfeği takmayı biliyordu. Emekli özel harekat polisi Enes Akbulut’un CHA’ya verdiği bilgilere göre Türkiye’de "Tüfeklerin tamamı yivsizdir. Her yabancı pasaportuna işleterek bu tüfeklerden alabilir. Ancak, yurt dışına çıkartılabilmesi için bu tüfeklerin sökülmüş olması gerekir. Satın alınan dükkanda tüfek sökülür ve ona göre satın alana teslim edilir”. Bu sebeple Akbulut “saldırganın tüfeği takmayı bildiğini ve satın aldıktan sonra başka bir yere gidip tüfeği taktığını” söyledi.

Libyalı saldırgan Suriye’den gelmiş
İçişleri Bakanı Şahin’in de açıkladığı üzere Libyalı saldırgan 27 Kasım’da Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptı ve olay yerine de Suriye plakalı bir araçla geldi. Bu bilgiler, saldırganın Suriye’deki muhaliflere desteğe giden altı yüz Libyalı muhalif savaşçıyı akla getiriyor. Mısırlı Al Ray Al Arabi isimli internet haber sitesinden 600 Libyalı askerin "Beşar Esad yönetimine karşı Suriyeli militanları desteklemek üzere" Türkiye üzerinden geçerek Suriye topraklarına ulaştığı bilgisi gelmişti. Bu bilgi dün basına yansıdı ancak bu altı yüz askerin ne zaman Suriye’ye ulaştığına dair bir bilgi yok.

Bu gelişmelerin yaşandığı günlerde Türkiye’ye Suriye’den giriş yapmış bir Libyalı, ister istemez söz konusu kişinin altı yüz paralı askerden biri olabileceği iddiasını gündeme getiriyor. Tüfeği takmasını bilen ve saldırı sırasında "Allahuekber" diye bağıran saldırganın profili de Libya'daki islamcı savaşçılara uyuyor. Ayrıca saldırı mekânı olarak "merkezi yer" diye Topkapı'nın seçilmesi, saldırganın İstanbul'u turistik düzeyde bildiği izlenimi uyandırıyor. Ancak Libya'dan sonra Suriye'de de savaşmaya gitmiş fakat bir şekilde akli bunalıma düşmüş bir kişinin saldırıyı düzenlediği şeklindeki bu ihtimal, henüz bir varsayımdan öte değil. Saldırının ayrıntıları ortaya çıktıkça, saldırganın kim olduğu ve niye bunu yaptığına dair daha sağlıklı değerlendirmeler yapmak mümkün olacak.

Libyalı muhalifler Türkiye’de terör estiriyor
Bilindiği üzere Libya'da emperyalizm desteğiyle yürütülen ve Kaddafi'nin vahşice öldürülmesiyle son bulan savaşta yaralanan çok sayıda muhalif asker, Türkiye'de tedavi görüyor. Geçtiğimiz gün soL, Libyalı muhalif askerlerin “ağırlandığı” hastanelerde çalışan sağlık emekçilerine ulaşarak bilgi almıştı. Sağlık emekçilerinin anlattıklarına göre Libyalı muhaliflerin yaralı askerleri Türkiye’de keyif sürüyor.

Libyalılar Ankara’da başta Medicana, Bayındır, Koru hastaneleri olmak üzere özel hastaneleri doldurmuş durumda. Medicana hastanesinde Libyalıların taciz etmediği hastane çalışanı neredeyse kalmamış. Öyle ki hastanede gebe olan bir sağlık çalışanı dahi Libyalıların tacizine uğradı.

Adana Tabip Odası Sekreteri Nuh Demirpas’ın verdiği bilgilere göre Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı Fatma Kemal Timuçin Kalp Merkezi, Libyalılar hastaneyi beğenmediklerini söyleyip Acıbadem Hastanesi'ne geçene kadar kapatılmış durumdaydı. Haftada 20 kalp ameliyatı yapan hastane Libyalıların gelmesiyle birlikte ameliyatları durdurdu ve sadece poliklinik hizmetini sürdürdü. Kalp ameliyatı yapan hastane Libyalıların gelmesiyle birlikte ameliyatları durdurdu ve sadece poliklinik hizmetini sürdürdü.

Geçen hafta İstanbul’da yaşanan bir olay da Libyalıların şikayete konu alan davranışlarından biriydi. Özel Alman Hastanesi’ndeki tedavileri süren Libyalı muhalif askerler Ebu Ayşa Muhammed ile Abdül Manan Ebu Gül, eğlenmek için Beyoğlu'ndaki bir bara gitti. Daha sonra hesabı fazla bulan Libyalıların çıkardığı olay sonrası bar güvenlik görevlileri Libyalıları bardan kovdu. Bunun üzerine durumdan şikayetçi olan askerler, ceplerindeki 4 bin avronun ve telefonların bardaki görevliler tarafından gasp edildiğini söylediler. Yaralı olan Libyalı muhalifler buradan tedavi amaçlı olarak götürüldüğü Taksim İlk Yardım Hastanesi’nde de ‘yeteri kadar ilgi göremedikleri’ nedeniyle hemşireye enjektörle saldırdı.

Bu örnekler pek çok Libyalı muhalifin Türkiye’de “kendinden geçerek”, garip fiiller gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor.

(soL - Haber Merkezi)