Sürgülü davulcu Alevilere saldırıyı savundu: 'Olay benim davam değil, İslam davası'

Malatya Sürgü'deki Alevi aileye yönelik gerici saldırının aktörlerinden davulcu Mustafa Evşi, olayları başlatanın saldırılan aile olduğunu iddia ederken, Alevilerin "davula, ezana, bayrağa küfretmeleri" nedeniyle "duyan mahallelinin" geldiğini savundu.

Radikal gazetesinden Ayça Örer'in haberi şöyle:

Malatya Sürgü'de yaşanan olayların aktörlerinden biri olan ramazan davulcusu Mustafa Evşi, yaşananlarda kendisinin bir suçu olmadığını söylüyor. 'Evli ailesinin ezana, bayrağa, oruca laf söylediklerini mahalleli duydu galeyana geldi' diyen Evşi, "Bu benim davam değil, İslam davası. Gerekirse, taşınma, ev bulma paralarını biz verelim ama o aile buradan gitsin" diyor.

Evşin “Bu dediklerimi mutlaka yazın” diyerek bizi evine misafir ediyor. Evşi 25 yaşında, bir yıl önce evlenmiş, yeni bebeği olmuş. Babası Hacı Mevlüt iki yıl önce marangozluk yaptığı inşaattan düşerek hayatını kaybetmiş. Normalde hızarcılıktan para kazanan Evşi geçim sıkıntısı iyice artınca, bu yıl ilk kez ramazan davulculuğu işine talip olmuş. Sürgü’nün 1986 depreminden sonra yapılan yardım konutlarında oturuyor. Evli ailesiyle aynı mahalleyi paylaşıyor.

Evşi hayatında ilk kez yaptığı davulculuk işinin bu noktaya gelmesini şöyle anlatıyor: “İlk günler aşağı mahallede davul çalarken, yine bir başka Alevi aile şikâyetçi oldu. Taş attı. Ben de onlara ‘Şikâyetiniz varsa belediyeye söyleyin, bu tarafa gelmeyeyim, burada da davul isteyenler var’ dedim. Olay öylece yatıştı.”

Şikâyetçi oldum
Evli ailesiyle yaşadığı sıkıntı ramazanın dördüncü beşinci gününe rastlıyor. Evşi şöyle devam ediyor: “İlk gün uyardılar, ikinci gün sıcaktan dışarıda yatmışlar. Vallahi ben kapılarının önünde çalmadım. Hele pencerelerine tokmakla vurmak gibi bir hareket hiç yapmadım. Zaten 4 kilometrelik bir alanı gezmem gerekiyor, her evin önünde 1 dakika dursam ancak bitiriyorum. Burası açık alan, ben aşağıdan davulu çalsam sesi oraya misliyle gidiyor. Aşağıdan duymuşlar, uyanmışlar. Sokaklarına vardığımda Hasan Evli, el feneriyle kalktı geldi, küfretti. Ağırıma gitti, ‘Küfretme’ dedim. Daha önce sorun yaşadığım aileye söylediğimi onlara da söyledim, özür diledim. Oğulları Servet bana küfretmeye devam etti. ‘Sana burada davul çalmayacaksın demedik mi’ dedi. Ailenin erkeklerinden biri taş attı, bacağıma geldi. Biri kemeriyle vurdu, kolum yaralandı. Sırtıma da darbe aldım. Döndüm, gittim. Şikâyetçi oldum, darp raporu aldım. ‘Davulcu arkadaşlarımı topladım’ diyorlar. Bu doğru değil, Ben şikâyetimi yaptım, bir daha o evin önünde bulunmadım.”

Hepsi bizim buralı
Cuma gecesi yaşanan olaylar cumartesi günü kahvede konuşulmuş. Evşi bunu doğruluyor ve belde halkının Evli ailesinin sözlerine kızdığını, evin önüne gitmeye karar verdiklerini, Jandarma Karakolu’nun da bu söylentileri duyarak evin önünde önlem aldığını anlatıyor: O gece orada bulunanların hepsi, bu ilçenin, köyün halkı. Dışarıdan kimse gelmedi. Evli ailesinin sözlerine sinirlendiler. Bu benim davam değil, İslam davası. Bugün birisi ezana, bayrağa dil uzatsa kızmaz mısınız? İnsanlar da bunu duydu kızdı. Ben o gece davula çıkmadım. Evli ailesi de kalabalığa karşı hazırlıklıydı. Kamera getirip çekmişler. Toplumu kışkırtıp, herkesin içinde o kelimeleri seçtiler. Davula, ezana, bayrağa küfrettiler, bu ilçede duyulunca olaylar bu hale geldi.”

O günden sonra davul çalmayan ve Evşi, Evli ailesinin beldeden gitmesi gerektiğini söylüyor: “Gerekirse, taşınma, ev bulma paralarını biz verelim ama gitsinler. Kalırlarsa hiç çarşıya pazara gitmeyecekler mi? Bu kadar iftiradan sonra insanların yüzüne nasıl bakacaklar? Mecbur gidecekler, mecbur.”Bu arada davul şimdi Sürgü Belediyesi’ne emanetinde duruyor.