Suç işleyen polisleri soruşturan yok!

Ergenekon soruşturması kapsamında 2,5 yıl tutuklu kalan Teğmen Çelebi'nin cep telefonuna polis tarafından şüpheli telefon numaralarının yüklenmesiyle ilgili soruşturma raporu hakkında savcıların bir yıldır işlem yapmadığı ortaya çıktı. Oysa İçişleri Bakanlığı raporunda bile olayın suç olduğu ifade ediliyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında 2,5 yıl tutuklu kalan Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin cep telefonuna "sehven" Hizbut Tahrir şüphelisine ait telefonları yükleyen polislerle ilgili rapor hakkında savcıların bir yıldır işlem yapmadığı ortaya çıktı. Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan habere göre, Çelebi'nin avukatı tarafından yapılan açıklamada, soruşturma dosyasının son bir yılda altı savcının elinden geçtiği ancak hiçbir mesafe alınmadığı belirtildi.

Olayla ilgili idari soruşturmayı tamamlayan İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporda, telefon yükleme işi suç sayılmasına karşın, olayı gerçekleştiren polislerin yargılanabilmesi için olayın savcılar tarafından adli olarak soruşturması gerekiyor. Bununla ilgili yedinci savcının görev almaya hazırlandığı, ancak şimdiye kadar hiçbir işlem yapılmadığı ortaya çıktı.

"Ne diyelim, sehven!"
Ergenekon soruşturması kapsamında 18 Eylül 2008 tarihinde gözaltına alınan Teğmen Çelebi'nin telefonuna polisler tarafından el konulmuş, ardından telefonu 139 adet Hizbut Tahrir şüphelisinin telefon numaralarının yüklendiği ortaya çıkmıştı.

Çelebi'nin avukatları tarafından yapılan suç duyurusunun ardından başlayan idari soruşturmayı yürüten Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporda, “Sehven” denilen işlemin suç olduğu ve savcılıkça soruşturulması gerektiği belirtildi. Raporda “İddia konusunun Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un kapsamı dışında kaldığı, genel hükümlere göre yetkili ve görevli cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturulması gerektiği anlaşıldığından iddiaya ilişkin bilgi ve belgelerin Fatih Başsavcılığı’na tevdi edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır” denildi.

Çelebi'nin avukatı tarafından yapılan açıklamada ayrıca, TÜBİTAK'ın da "olayın sorumluluğundan kaçtığı" ifade edildi ve şöyle denildi:

“Savcının ısrarlı talebine iş yoğunluğu cevabı veren TÜBİTAK bir yıldır halen bu konuda bir inceleme yapmamıştır. Dosya birinci yılını doldurmuş olayın üzerinden ise 4 sene geçmiştir. Konuştuğumuz savcı dosyayı bir başka meslektaşına devredeceğini söylemiştir. Yani dosya şu an altıncı savcısında ve bir yılda bir arpa boyu yol alamamıştır. Ne diyelim sehven!”