Sözleşmeli erlerin ölümlerinin gizlendiği iddiası hâlâ aydınlatılmayı bekliyor

Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Ertuğrul Özkürkçü’nün sözleşmeli erlerle ilgili Ezgi Başaran’a gönderdiği belgenin daha önce basın tarafından ortaya çıkartılmış olması, sözleşmeli erlere imzalatılan ikinci belge iddialarını akıllara getirdi.

Daha önce BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt’un Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle TBMM gündemine de getirilen sözleşmeli erlerin ölümlerinin gizlendiği iddiasına aradan geçen zamana rağmen yetkililer tarafından tatmin edici herhangi bir cevap verilemediği görülüyor.

Genelkurmay’ın gönderdiği belge zaten biliniyor
Konuyu 13 Eylül’de Radikal gazetesindeki köşesinde gündeme getiren Ezgi Başaran’a dün Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Ertuğrul Özkürkçü tarafından konuya ilişkin bir belge gönderildiği görüldü. Kendisine gönderilen “Sözleşmeli erbaş, sözleşmeli er, er adayı sözleşme/ön sözleşme belgesi”nin önemli bulduğu bölümlerine bugünkü köşesinde yer veren Başaran daha sonra yazısını şu ifadelerle bitirmekte:

"Görüldüğü üzere sözleşmeli erlere imzalatılan ana belgede 'ölümlerinin basına açıklanması halinde tazminattan mahrum kalmak' gibi bir ibare yer almıyor. Fısıltı gazetesiyle ve hatta milletvekilleri arasında yayılan bu iddiayı bir bakıma aydınlatmış olduk. Sıradaki iddialarda görüşmek üzere.”

Başaran, iddianın bir bakıma aydınlatılmış olduğunu söylese de Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Özkürkçü’nün Başaran’a gönderdiği belgenin basın tarafından daha önce zaten ortaya çıkarılmış olması iddiaların aydınlatılmış olmaktan uzak olduğunu gösteriyor.

Önsözleşme iki gün önce ortaya çıkmıştı
Fırat Haber Ajansı 18 Eylül tarihinde yayınlanan “Paralı askerlere ikinci sözleşme imzalatılıyor” başlıklı haberde Özkürkçü’nün Başaran’a gönderdiği ve Başaran’ın yayınladığı ön sözleşme belgesinin içeriğine ilişkin şu bilgilere yer vermişti:

“Burada başvuruları kabul edilenlere imzalatılan ön sözleşmede paralı askerlerin 'Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu'nda gösterilen ücret ve mali haklar dışında herhangi bir ücret talep edemeyecekleri, göreve başladıktan sonra istihdam edilenlerin sözleşmeli erbaş-sözleşmeli er adaylarında aranılan niteliklerden bir veya birkaçına uymadıkları halinde sözleşmelerinin feshedilecekleri, paralı askerlerin görevi esnasında edindiği gizli bilgileri görevlerinden ayrılsalar dahi TSK yetkili makamlarının izni olmadan açıklayamayacakları imza altına alınıyor.”

Sözleşmeli erlere ikinci bir sözleşmenin imzalatıldığı iddiası
Aynı haberde ön başvuruları kabul edilen adaylar ön sözleşme imzaladıktan 45-60 gün sonra adli sicil ve güvenlik soruşturması raporlarının temiz olması halinde tekrar Ankara'ya çağrıldığı ve burada asıl sözleşmenin imzalandığı iddiasına yer verilmişti.

Haberde isminin açıklanmasını istemeyen bir askerin şu ifadelerine de yer verilmişti:

"Soru-cevap şeklinde mülakat yapıyorlar. Heyet oluşuyor. İçlerinde yaşlı siviller var, subaylar var. Benim girdiğim mülakatta, 'yeri gelince adam öldürür müsün', 'şehit haberlerini televizyonlarda izleyince ne hissediyorsun', 'komutanın birini öldür derse öldürür müsün', 'ölüm konusunda ne düşünüyorsun', 'karşı cinse ilgin ne kadar', 'neden sözleşmeli er olmak istiyorsun' şeklinde sorular sordular. Mülakat bittikten sonra 'seni bilgilendireceğiz' dedikten sonra döndüm. Bir aydan fazla bir süre sonra da güvenlik soruşturmamın tamamlandığı belirtilerek Ankara'ya tekrar çağrıldım. Burada ön sözleşme dışında ikinci bir sözleşme imzalatılıyor. İkinci sözleşmeden sonra ise iki aydan fazla bir süre verilen eğitimin sonrasında işe alındım."

“Ölüm halinde sadece ailelere haber verilecek”
Haberde ayrıca askerin, imzalatılan belgenin tek nüsha olduğunu ve çok sayıda resmi yazının yanı sıra, ölüm ve yaralanma halinde tazminat kabul etmeyecekleri, ölüm halinde sadece ailelerine, aileleri yoksa haber verebilecekleri en fazla 3 kişinin isminin verilebileceğinin yazıldığını söylediği belirtilmekte.

Milli Savunma Bakanı net cevap vermekten kaçınmıştı
BDP’li Kurt’un sözleşmeli erlerle ilgili soru önergesini cevaplayan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz “Çatışmaların yaşandığı bölgelerde görevlendirilen sözleşmeli er ve profesyonel birliklerde çalışan personeller işe alınırken ve imzaladıkları sözleşmelerde haklarıyla ilgili ‘ölümleri durumunda’ belirtilmiş özel husus veya hususlar var mıdır?” ve “Bu anlamda bölgedeki çatışmalarda ölmeleri durumunda, ‘ölümlerin açıklanmaması’ gibi bir beyanda bulunmuş veya böyle bir ibareye imza atmışlar mıdır?” sorularına net cevaplar vermekten geri durarak tatmin edici olmaktan uzak ve geçiştirici şu cevabı vermişti:

“Temin edilen sözleşmeli er ve erbaş ile diğer profesyonel personelin sözleşmeleri 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri’nde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliği, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu ile Uzman Erbaş Yönetmeliği, 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Sözleşmeli Erbaş ve Er Yönetmeliği esasları çerçevesinde yürütülmüştür.”

İkinci sözleşme konusunda ortada kesin bir bilgi olmamakla birlikte Milli Savunma Bakanı Yılmaz’ın sözleşmeli er ölümlerin gizlenmesi konusunda BDP’li Kurt’un sorularına verdiği kaçamak cevap ve Genelkurmay’ın zaten ortaya çıkartılmış belgeyi “sözleşmeli erlere imzalatılan belge” olarak Başaran’a sunmuş olması, ikinci bir sözleşme konusundaki iddiaların kafaları kurcalamaya devam etmesine neden olmakta.

(soL - Haber Merkezi)