Soner Yalçın: 'TÜBİTAK bilim namusuna yakışmıyor'

Gazetecilik yargılandığı Oda TV davasının bugün görülen duruşmasında tutuklu gazeteci Soner Yalçın savunmasını yaptı. TÜBİTAK'ın raporunu değerlendiren Yalçın, "TÜBİTAK'ın varsayımları bilim namusuna yakışmıyor" diyerek "dijital" savunma yapmak zorunda bırakılmasına tepki gösterdi.

İki yıla yakın tutuklu bulunan gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin yargılandığı Oda TV davasında tutuklu gazeteci Soner Yalçın savunmasını yaptı. Yalçın, “Düşüncesini açıklayan ile adam öldürenin arasında fark görülmüyor. Teknisyen hukuk karşısında sözlerimin karşılığı yoktur” dedi.

"Kriminal laboratuvarlar hakimlik yapıyor, hakime gerek yok"
Davanın dijital delillere dayandırılmasını ele alan Yalçın, “Bu yeni hukuk düzeninde avukata ve hâkime gerek yok, kriminal labarotuvarlar, adli tıp merkezleri hem avukatlık hem hâkimlik yapmaktadır. 26 yıllık gazetecilik hayatımda yazdıklarımın hiçbir önemi yok çünkü adli tıpçılar, kriminal uzmanların dedikleri önemli. Burada kendimi anlatmaktan utanıyorum” diye konuştu.

"Dersime çalışıp geldim"
Teknik içerikli savunma yapmak zorunda bırakıldığını “dersimi çalışım geldim” diyerek niteleyen Yalçın, “Maalesef teknik içerikli savunma yapmak zorundayım. Dersime çalışıp geldim. Türkiye Soner Yalçın gibi gazetecilerden başka çalışma beklerken word dosyalarıyla ilgili çalışma yapmamı bekliyor artık” dedi.

"TÜBİTAK'ın varsayımları bilim namusuna yakışmıyor"
Yalçın, TÜBİTAK’ın hazırladığı raporu şöyle ele aldı: “Teknoloji özürlü olarak artık şunları biliyorum. Üç bilgisayara yapılan saldırının mail yoluyla olduğu, saldırı saatinin tarihinin aynı, dosyanın aynı, bilgisayarlara dosya yükleyen zararlı yazılımın aynı olduğu, üç bilgisayar da uzaktan yönetilmiş ve dosya atılmış olduğu raporda yazmış. Ancak bunları yazan TÜBİTAK, ‘Bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla gelip gelmediği kesinleşmemiştir’ diyor. TÜBİTAK’ın ek raporu da ana rapordan farklı değerlendirmeler içermiyor. TÜBİTAK bilim namusuna yakışmayacak biçimde varsayımlarda bulunuyor.”

"4 yıldır bir insanın hayatı didik didik edildi"
“TÜBİTAK mahkemenizi yanıltmak istiyor” diyen Yalçın, şöyle devam etti: “TÜBİTAK kendini savcı yerine koymuş. Devletin karanlık izbe yerinde olanlar mı sadece bunu yapanlar? Medyadaki uzantıları TÜBİTAK’a malzeme veriyor, kafa karıştırıyor. Bir bilgisayarda zararlı yazılım varsa o delil olarak kullanılamaz. Beni 2009’dan beri didik didik ettiniz, nereye gittiysem takip ettiniz, dinlediniz. 4 yıldır bir insanın hayatı didik didik ediliyor, hiçbir şey yok. Sonunda iki word dosyasına kaldık. Ama ben 2 yıldır hapisteyim. Anlamak çok zor.”

"Ergenekon'la birleştirilerek dipsiz çuvala atılacağız"
Mahkemenin Ergenekon davasıyla birleştirme isteğine de değinen Yalçın, “Nereden çıktı bu birleştirme kararı? Bu dava bitmiştir. Davanın birleştirilmesiyle de dipsiz bir çuvala atılmak isteniyoruz. O dava 6 yıldır sürüyor. Bu torbaya atılarak nasıl hukuki yarar gözetilebilir?” diye sorarak adalet talebinde bulundu.

(soL - İstanbul)