soL yazarları 'yeni Başbakan'ı değerlendirdi: Uzunu da, kısası da...

Ahmet Davutoğlu'nun yeni Başbakan olmasını değerlendiren soL yazarları, eski Dışişleri Bakanı'nın bir "savaş suçlusu" olduğunda hemfikir. Alper Birdal, Erdoğan-Davutoğlu-Fidan üçlüsünün "savaş" istediğini söylerken, Kemal Okuyan Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kapitalizmin "tükenişine" edeceği hizmeti yazdı.

(soL - Haber Merkezi) 10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, dün yapılan AKP MYK toplantısının ardından yerine geçecek "halef"ini açıkladı. Yeni Başbakan, Ahmet Davutoğlu oldu.

soL yazarı Alper Birdal, Davutoğlu'nu "majestelerinin Başbakanı" olarak nitelendirirken, İkinci Cumhuriyet'in dikiş tutturamadan çökmesinin sorumluları arasında "titrek" Başbakan'ı da saydı. Birdal, Erdoğan-Davutoğlu-Fidan üçlüsünün, İkinci Cumhuriyet ve Yeni Osmanlıcılık bitmesine rağmen bu kadar ön plana çıkmasını "savaş" olarak nitelendiriyor:

"Üstelik bu troykanın üç neferinin de başı dertte… Her üçü de “kullanışlı aptallar” olduklarını her gün ve yeniden kanıtlamadıkları takdirde kendilerini Lahey’de bulur. Paçayı kurtarmak zorundalar ve artık hiç değilse tutarlılık atfedilebilecek bir vizyona da sahip değiller. Yapabilecekleri tek bir şey var savaşı büyütmek."

Alper Birdal'ın yazısını okumak için tıklayınız: Restorasyon!

Uzun ve kısa
soL yazarı Kemal Okuyan, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık koltuğuna oturmasında, gerçeklik duygusunu en az Erdoğan kadar yitirmesinin payı olduğunu yazarken, ilk bakışta emperyalist-kapitalist sistemin istikrarsızlığına bakarak Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin bu gidişata çok uyumlu olduğunu, ama gerçekte Türkiye sermaye sınıfının bir tür "normalleşme"yi de istediğini söyledi:

"Öte yandan Türkiye’de sermaye sınıfının yalnız geleneksel kesimlerinin değil, AKP döneminde ihya olan ve yüksek kâr oranlarının tadını almış türedi bölmesinin ihtiyaç duyduğu şey elbette normalleşme. Onları Erdoğan ve Davutoğlu ikilisine mahkum eden, elde ettikleri imkanların henüz sağlam kazığa bağlanmamış ve yeni riskler göze alınmadığında elden çıkabilecek olmasıdır.

Bir risk, uluslararası ve bölgesel gelişmelerdir. Sermaye sınıfı, bu riski göze almaktadır çünkü emperyalist merkezlerin düzenleyici rolüne güvenmekte, yaşanacak sıkıntıların derhal Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kişisel sorununa dönüşeceğini düşünmektedir.

Diğer risk, halkın ayağa kalkışıdır. Burada güvenebilecekleri şimdilik ikilinin çılgınlıkları ve ayarsızlığıdır ki bu da riski katmerleştirmektedir!"

Kemal Okuyan'ın yazısını okumak için tıklayınız: Biri uzun, biri kısa!