Reyhanlı sokaklarından: ‘Allah hükümetin belasını versin’

Reyhanlı halkı gazetecilere ateş püskürüyor, “söylesek de yazmazsınız” diyor. Ancak soL’un manşetini görenler, etrafımızı çevirip patlamayı ve sonrasında yaşananları anlatmaya başlıyor.

soL gazetesinden Onur Emre Yağan'ın haberine göre, Reyhanlı'da halk hükümete büyük bir tepki taşıyor.

Reyhanlı’daki bombalı saldırıların ardından, ilçede gerginlik azalmak yerine artıyor. Olayın üzerinden dört gün geçmesine rağmen hâlâ binalardan cesetlerin çıkarılması, AKP’nin yasaklayıcı ve olayın faillerini gizlemeye çalışan tavrı Reyhanlı halkının öfkesini üst düzeye çıkarmış.
AKP tarafından olayla ilgili yapılan açıklamalara, özellikle suçun Suriye devletine atılmasına inanan kimse çıkmıyor.

Patlamadan sonra ilçeye gelmeyen Vali, en çok tepkiyi alanlardan. Bir vatandaş tepkisini “Vali halkın içine çıkamadı, kaymakamın odasına girdi ve çıkmadı. Hadi kendisi eksik olsun, bir ceset torbası bile yollamadı, yaralılarımızı, ölülerimizi biz kendimiz çıkardık” diyerek gösteriyor.
Bir diğer belirsizlik ölü sayısı ile ilgili Reyhanlı’da konuştuğum herkes, 100’ün üzerinde ölü, 18 bilinen kayıp olduğunu söylüyor. İnsanlar birbirlerinden öğrendikleri bilgilere dayanarak hükümetin sayıyı azalttığını ve bunun ölülerine hakaret olduğunu söylüyor.
Suriyeliler evlerinden çıkmıyor, önemli bir kısmının da ilçeyi terk ettiği konuşuluyor.

Basın yasağına öfke
İlçede konuşmak istediğimiz herkes önce “Ya kardeşim konuşacağız ama yayınlamıyorsunuz” diyor. Yayın yasağının hukusuz olduğunu söyleyip dünkü manşetimizi gösterince, önce Davutoğlu’na tepki gösterip, sonra konuşmaya başlıyorlar ve etrafımız bir anda kalabalıklaşıyor. Dün ilçede, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyareti sırasında atılan “korkak basın” sloganları da durumu özetliyordu. Bu yasağa uymayan yerel gazeteler de var. Hatay genelinde yayın yapan Toplumsal Muhalefet ve Onuncu Köy gazeteleri, yasağa itiraz edip yayın yapacaklarını söylüyor. Onuncu Köy gazetesinin sahibi Halit Basık, Reyhanlı Asliye Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi de vermiş.

‘AKP’nin parmağı olmasa...’
Ahmet Kılıç (Saldırıdan 5 dakika ile kurtulmuş): Biz bu olayı kimin yaptığınızı çok iyi biliyoruz. AKP’nin parmağı yoksa neden basına “yayın yapma” diyorlar. Ben kendim taşıdığım cesetleri biliyorum. Yüzden fazla ölü var. Başbakan niye gelemiyor buraya suçlu değilse, Reyhanlı’yı ateşe attılar.

‘AKP sınırı El Kaide’ye açtı’
Hasan Yapıcı (Esnaf): Kimin ne yaptığını bilmiyoruz ki biz. Biz sınırda güvenlik yok diye Kaymakam’ı arıyoruz, “bizi aşar” diyor. Vali’yi arıyoruz “bizi aşar” diyor, askeri komutanlara soruyoruz “bizi aşar” diyor. Kim yönetiyor bu şehri belli değil, sınırlardan hani kuş uçurtmuyorlardı? Nasıl geldi bu bombalı araçlar Türkiye’ye? Ölen insan sayısı çok, bence en az 120 ölü var, hükümet yalan söylüyor. Yayın yasağı da neyin nesi, fısıltı gazetesi zaten işliyor, basın korkup yayımlamasa da, biz ne olduğunu biliyoruz. Reyhanlı’yı bu hale getiren şey, sınırların delik deşik olmasıdır. AKP açtı bu sınırları El Kaide’ye.

‘Olay günü Suriyeliler ortada yoktu’
Hamit Kekiç (Teyzesinin oğlunu kaybetmiş): Bu saldırı, bence Türkiye ile Suriye’yi birbirine düşürmek için yapıldı. El Kaide yaptı, biz Suriye devletinin yaptığına inanmıyoruz. Yapsaydı, şimdiye kadar çoktan yapardı. Olay günü sürekli meydanda satış yapan Suriyeliler ortada yoktu. Burada onbinlerce Suriyeli var, o gün ortada yoktu kimse, ölenlerin arasında da yok Suriyeli. Bence en az 150 ölü var. İstanbul’da bile cenazemiz var. Yayın yasağı var diye kimse yayımlamıyor.

‘Failler belliyse önlem nerde?’
Ruşen Bağatur (Yerel gazeteci): Bu saldırının yapılacağı aylardır belliydi. Buradaki çığlıkları yerel gazeteler yazdı, kimse kulak asmadı. Reyhanlı terörist örgütlerin cirit attığı bir yer haline getirilmişti. Suçu Suriye’nin üzerine atmak hiç inandırıcı değil. Bu eylem biçimi El Kaide’ye uyuyor. Bence 170 rakamı kesinlikle abartılı bir rakam değil. Yayın yasağı da hükümetin art niyetini gösteriyor. Türkiye’yi yanlı haberlerle yönlendiriyorlar. Ben kaç kez yazdım “imdat” diye.

Sorumlu bakan bir saat sonra “failler belli” diyor ya, önleyici tedbirler nerde o zaman? Dışişleri bakanı gülerek anlatıyor. Sınır yol geçen hanına döndü. Provokasyona açık hale geldi.

‘Allah hükümetin belasını versin’
Halil Sevindik (Patlamadan yaralı kurtulmuş): Ben buradaki kadınların çığlıklarını hâlâ duyuyorum. Şans eseri yaşıyorum, şu an şu binadan çıkan ben de olabilirdim. Allah onların ve hükümetin belasını versin. Bütün Suriyeliler kayboldu ortadan o gün. Bir de suçu Esad’a atmaya çalışıyorlar.