Polis geldi, muhbir görevlendirildi... Şiddet bitti mi?

Türkiye günlerdir bir kez daha polis şiddetini konuşurken MEB’in her okulda bir müdür yardımcısını polisle işbirliği ile görevlendirdiği ortaya çıktı.

TBMM’de verilen bir soru önergesine Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun verdiği cevapla birlikte her okulda bir müdür yardımcısının emniyetle işbirliği yapmak üzere “irtibat görevlisi” olarak görevlendirildiği ortaya çıktı. Çubukçu konuya ilişkin eleştirileri “bundan doğal ne var” diyerek kızgınlıkla karşıladı.

MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, okullarda şiddeti önlemek amacıyla yapılan çalışmaların neler olduğuna yönelik soru önergesine Çubukçu’nun verdiği yanıtla birlikte artık her okulda bir müdür yardımcısının “emniyet görevlileri ile karşılıklı paylaşım yaptığı”, “irtibat görevinde” bulunduğu öğrenildi. Günlerdir polis şiddetinin konuşulduğu Türkiye’de, AKP’nin okullardaki şiddet olaylarına okullara gönderdiği sivil polislerin, özel güvenlik görevlilerinin yanında öğretmenleri de “polisleştirerek” çözüm araması tepkilere neden olurken, Çubukçu eleştirileri “Koordinasyonu sağlamak için okuldaki bir idarecinin Emniyet ile irtibat kuracak kişi olarak belirlenmiş olması son derece doğal ve normal. Elbette ki okul güvenliği projesi yürütülürken, Emniyet ile bu bilgi paylaşımını sağlayacak bir idareciye ihtiyaç var. Bundan doğal ne olabilir?” diyerek karşıladı.

“Uygulama pedagojik açıdan sorunlu”
Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç konuya ilişkin bir açıklama yaparak, MEB’in öğretmenleri polis muhbiri yapma uygulamasının kabul edilemeyeceğini belirtti. Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) İçişleri Bakanlığı ile 2007 yılında imzaladığı protokolla gelen “her okula bir sivil polis” uygulamasını da hatırlatarak şunları söyledi: “Geçmişte yaşanan örnekler dikkate alındığında, sivil polislerin ve tıpkı bir ‘istihbarat görevlisi’ gibi görev yapacak öğretmenlerin sadece şiddeti engellemek için okullarda görevlendirilmeyeceği kolayca anlaşılabilir. Okullar, öğrenciler, öğretmenler ve diğer eğitim emekçileri hakkında ‘istihbarat toplama’ ve onları ‘sürekli gözetim altında’ tutmaya hizmet edecek böylesi bir uygulama pedagojik açıdan sorunludur. Okul ortamlarında bu tür uygulamaların hayata geçirilmek istenmesi, öğrencilerin, öğretmenlerin ve diğer eğitim emekçilerinin psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine neden olacaktır.”

Yıllardır okullarda şiddet kol gezerken MEB’in sorunu çözmek yerine suçu öğrencilere atmasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Kılıç, “Şiddet sosyo-ekonomik nedenlerin ortaya çıkardığı bir olgudur. Dolayısıyla çözümü, uygulanan sosyal-ekonomik politikaların yarattığı olumsuzlukları ortadan kaldırmaktan geçmektedir” dedi. Kılıç MEB’in “istihbarat toplayacak öğretmen” uygulamasını “ülkede hukuk devleti yerine polis devletini savunanların anti-demokratik zihniyetinin” yansıması olarak değerlendirirken MEB’i “uygulamadan derhal vazgeçmeye” çağırdı.

Şiddet azaldı mı?
MEB özellikle 2007 yılında İçişleri Bakanlığı ile imzaladığı protokolün ardından okullardaki şiddet olaylarını polisiye önlemlerle kesme yönünde adımlar attı. Okulların büyük çoğunluğunda kamera yerleştirme, özel güvenlik görevlisi ve sivil polis görevlendirme gibi uygulamalar başlatıldı. Bunlara son olarak “muhbir öğretmen” uygulamasının da eklendiği ortaya çıktı. Bütün bu polisiye önlemlere rağmen okullardaki şiddet olaylarının önüne geçilemiyor.

2010 yılının Temmuz ayında BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır'ın soru önergesine Çubukçu’nun verdiği yanıt, okullardaki şiddet olaylarının boyutlarını ortaya koymuştu. Çubukçu verdiği bilgilerde 2006-2010 tarihleri arasında okullarda 6 bin 569 vaka yaşandığını ve bu olaylara 8 bin 550 öğrenci karıştığını belirtmişti. Çubukçu bu dönemde yaşanan olaylarda 8 kişinin ateşli, kesici, delici silah sonucunda hayatını kaybettiğini de söylemişti.

(soL-Haber Merkezi)