Orman vasfını yitirmiş araziler: 2B'ler ne olacak?

Orman vasfını yitirmiş arazilerin satışını öngören ilgili kanun tasarısı TMMOB Çevre Mühendisleri Odası tarafından değerlendirildi.

Kamuoyunda "2B Arazileri" olarak bilinen orman arazileri hakkında “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı” 1 Şubat 2012 tarihinde TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Tasarıda uygulamanın aktörleri arasında Bakanlar Kurulu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sayılıyor.

TMMOB söz konusu kanun tasarısı ile orman arazilerinin satışının AKP iktidarı tarafından yasalaştırılmak istendiğini belirterek toplumsal aklın ve eleştirinin oluşturulması için bu konudaki eleştirilerini “dönemin dili”, “yasanın dili” ve “oyunun dili” başlıkları altında değerlendirdi.

“Dönemin Dili: 2B, 4C, 4B...”
İşçi haklarından pozisyonlara, arazilerden diğer haklara tüm tartışmaların 2B, 4C, 4B gibi terimler ile kodlanarak toplumdan saklanıldığı belirtilirken bu yöntemin artık neo-liberal söylencenin “eğlencesine” dönüştüğü vurgulandı.

Açıklamının devamında şunlar söylendi:

"Yasa metninin bendine / paragrafına göre kodlar haklarımızı ya da varlıklarımızı tanımlamaktadır. Bu hem yanlış bir bilgilendirmeye fırsat vermektedir, hem de bilginin demokratik ulaşımını gölgelemektedir. Aslında bu tarz, konuların tartışılmadan bilen birkaç “ehilce” değerlendirilip, yorumlanıp bir kenara bırakılma şansını vermektedir. Bu durum, bu tarz toplumun tamamını ilgilendiren konuların toplumsal hafızamızda yer edinmemesine neden olmaktadır. Bu nedenle bizler siyasi, ekonomik ve diğer egemenlerin istediği dilden konuşmak istemiyoruz."

2B'yi nasıl konuşmalı
2B ile ilgili oluşturulmak istenen dilin, unutulmaması amacıyla, 2B, "Ormanların satışı demek, ekosisteme müdahale demek, peşkeş çekmek demek, doğa katliamının affı demek, plansızlık demek ve bu eşitsiz düzenin daha eşitsiz ve adaletsiz bir hal alması demektir. " şeklinde tanımlandı.

“Yasanın Dili”
Bu başlıkta son 50 yılda 55 yasal düzenleme “Ormanlarımız” hakkında yapıldığını vurgulayan TMMOB sayılara döküldüğünde iptal davası açılanlar, Anayasa Mahkemesine götürülenler olarak pek çok veri elde edilebileceğini, ormanların ülkemizde 5 farklı yasa ile düzenlendiğini belirtti.

Konuyla ilgili açıklamanın devamında Anayasanın Madde 44, 168, 169, 170 de Orman ile ilgili olan düzenlemeleri olduğu belirtildi. Anayasa tartışmalarına ilişkin, TMMOB Anayasanın “iki” şeyi düzenlediğini hatırlatmaktan yana olduğunu şöyle vurguladı:

"Bilindiği üzere bu yüzlerin bir tarafı “devlet ve onun erk alanları”, diğer tarafı ise “birey ve özgürlüklerini” kapsamaktadır. Anayasanın otoriter, militer ve kazuistik bir dili olduğu su götürmez bir gerçektir. Böyle bir dile sahip olan anayasamızın 169 ve 170 gibi maddelerde çok net olmaması bugün gelinen garabeti doğurmaktadır."

Anayasanın 169. Maddesinin son bendinin günümüz “inşaat sektörünün” ve “ticari tarımcıların” iştahını kabarttığı ifade edilirken Orman ile ilgili maddelerin olduğu kanunların dil ve zihniyet olarak “işlevsizse” satış mantığı ile konuşmakta olduğu ifade edildi.

Oda açıklamasında yasaların mülkiyetçi, modernist, kapitalist ve taraflı diline karşı olduklarını "AVM oyun parklarında yetişecek çocuklarımız olsun istemiyoruz, onların 'yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine' dediklerini şimdiden duyuyoruz" şeklinde ifade etti.

"Akıl karmaşası var"
Tasarının “Kentsel Dönüşüm” projelerinin uygulanması için bu alanlardan faydalanılmasının yolunu açtığı belirtildi. Ayrıca “2924 sayılı Kanunun, tasarının 13. Maddesinde yürürlükten kaldırıldığını, bu durumun hem Anayasanın 170. Maddesi ile çeliştiğini hem de “uygulamada” arazileri kimlerin kiralayacağı, satın alacağı ve bu uygulamayla toplumsal faydanın nasıl gözetileceği hususlarıyla da “akıl karmaşasına” meyil verdiği ifade edildi.

"Aslında hiç kaynak ayrılmaması demek"
Tasarıda 10. Maddede düzenlenen ve elde edilen gelirlerden Orman Köylerine harcanacak miktarın üst sınır olarak tanımlanması hususu, alt sınırın belirsizliğine yol açtığı ifade edilerek "Burada, “%90 geçmeyecek” şekilde gelirden pay ayrılır demek, aslında hiç kaynak ayrılmamasının ya da az bir kaynak tahsisi ile durumun geçiştirilmesine yol açacaktır." denildi.

'Oyunun Dili'
Kamu yararı geleneğine bağlı olan Oda "İster iktidar partisince, isterse ana muhalefet partisince bu tarz yasa tasarı ve teklifleri dile getirilmiş olsun, toplumun sesi ve vicdanı olmakta kararlıdır." ifadeleriyle bu “zenginleştirme” ve “ticarileştirme” oyununun kurallarını ve dilinin ifşa etmenin Oda'nın görevleri olduğu belirtildi.

Durum sadece orman vasfını yitirmiş araziler mi?
Açıklamanın sonunda durumun yalnızca “Orman Vasfını Yitirmiş Araziler” tartışması ise “hâkimiyet vasfını yitirmiş idareleri”, “demokrasi yoksunu yönetimleri”, “kendine ve çevresine yabancı insanı”, “amacını yitirmiş ilerlemeyi” ve “miadı dolmuş sistemi” hep beraber tarihin sahnesinden kaldıracak bir tasarıda "biz de varız." denildi.

(soL- Haber Merkezi)