'Örgütlenmeyin' genelgesi yargıda

YÖK'ün, akademisyenlerin çeşitli kamu kuruluşlarının veya meslek kuruluşlarının yönetiminde yer almasını izne bağlayan genelgesi yargıya taşındı.

soL (HABER MERKEZİ) Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı tarafından yayınlanan ve akademisyenlerin, izin almadan meslek kuruluşlarında ve derneklerde yönetici olmasını yasaklayan genelge,Eğitim-İş sendikası tarafından yargıya taşındı.

YÖK, 17 Kasım 2008 tarihinde yayınladığı 033505 sayılı genelgeyle, akademisyenlerin izin almadan meslek kuruluşları ve derneklerin yönetim ya da denetim organlarında yer almasını yasaklamıştı. Genelgede, "Çeşitli kamu kuruluşlarının veya meslek kuruluşlarının yönetim veya denetim organlarında görev yapmak üzere ilgili kanun hükümleri uyarınca görev alan üniversite öğretim elemanlarının bu görevleri yerine getirebilmeleri ancak 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 38. maddesi kapsamında görevlendirilmeleriyle mümkün olabilecektir. Aksi takdirde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 36. maddesi çerçevesinde görev yapan öğretim elemanlarının söz konusu kuruluşlarda görev yapmaları mümkün olmayacaktır" ifadesine yer verilmişti.

Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), konuya ilişkin yaptığı açıklamada, YÖK'ün bu genelgesinin akademisyenlerin örgütlenmesine açık bir saldırı olduğunu, kapitalist düzenin krize girdiği bir dönemde, krizin emekçilere fatura edilmesine engel oluşturabilecek meslek ve kitle örgütlerinin baskı altına alınmasının amaçlandığını vurgulamıştı. Genelgeyi hukuktan yoksun ve faşizan bir talimat olarak nitelendiren ÜKD, saldırının muhataplarını mücadeleye çağırmıştı. Genelgeye başka kurum ve kuruluşlardan da tepkiler sürerken, Eğitim-İş sendikası, genelgenin yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'a başvurdu.

"Hukuki temeli yok"
Eğitim-İş'in dava gerekçesinde, YÖK'ün "idarenin kamu yararına olduğunu takdir etme şartına bağlı olarak yapılan geçici görevlendirme usulünü, hiçbir hukuki temeli olmayan geniş kapsamlı ve bir yasağa dönüştürmeye çalıştığı" vurgulandı. "Genelgenin amacı ile, genelgeye dayanak yapılan 38. madde arasında hiçbir hukuki bağ yoktur. Esasen bu şekilde genelge düzenlenmesine yetki veren hiçbir yasal dayanağın olmaması sebebiyle genelgenin yok hükmünde olduğundan, idarenin yetkisi olmayan bir alanda düzenleme yaptığından söz edilebilir."

"Kurumlara ağır saldırı oluşturur"
Eğitim-İş avukatları, yürütmenin durdurulması ve genelgenin iptali istemiyle açtıkları davanın gerekçesinde, yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre, üniversite öğretim elemanlarının kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görev almalarının önünde hiçbir hukuki engelin bulunmadığına işaret ettiler. Gerekçede, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ise evveliyatı, kuruluş şekli ve niteliği itibariyle kamu kurumu değildir ve yürütme erkinin içerisinde yer almazlar. Bağımsızlıklarını kuşkuya düşürecek idari tasarruflar, bu kuruluşların varoluş nedenlerine ağır saldırı oluşturur" değerlendirmesine yer verilirken, söz konusu genelgenin ve YÖK'ün tekzip olarak yayınladığı 6 Ocak tarihli yazısının da gözetilerek öncelikle savunma alınmaksızın yürütmesinin durdurulması talep edildi. YÖK'ün savunmasının alınmasına karar verilmesi halinde ise savunma süresinin kısaltılması ve sonrasında iptaline karar verilmesi istendi.