Operasyonlara karşı soldan ortak eylem

SDP (Sosyalist Demokrasi Partisi) ve TÖP (Toplumsal Özgürlük Platformu) üyelerinin de aralarında bulunduğu kişilerin Devrimci Karargâh örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanmaları kararına birçok siyasi parti ve kuruluş Tünel’den Taksim Meydanı’na doğru yapılan bir yürüyüş ile tepki gösterdi.

SDP ve TÖP üyelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin ‘Devrimci Karargâh baskını’ adıyla gerçekleştirilen polis operasyonları ile gözaltına alındıktan sonra tutuklanmasına tepki göstermek amacıyla biraraya gelen SDP ve TÖP üyelerine KESK Şubeler Platformu, Tekstil-Sen, TKP, Halkevleri, BDP, ESP, EHP, DİP ve İSKİ işçileri de destek verdi.

‘AKP, polis, medya ablukası kırılacak’, ‘Yaşasın Devrimci Dayanışma’ sloganları eşliğinde Tünel Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na gerçekleştirilen yürüyüşün ardından basın açıklamasını okuyan ESP MYK üyesi Ongun Yücel, "AKP’nin 'ileri demokrasi'si, korku imparatorluğudur. Devletin tüm olanakları kullanılarak uydurma, kolaj halinde hazırlanmış suçlamalarla sosyalist güçler ezilmeye çalışılıyor" dedi.

Gözaltı operasyonu başlar başlamaz olayın medyada hazır bir biçimde yer aldığını ifade eden Yücel, "Başta AKP ve Fethullah Gülen cemaatinin yayın organları olmak üzere büyük medyada, Emniyet’ten servis edildiği ve psikolojik harekât uzmanlarınca önceden hazırlandığı apaçık olan haber paketleri gazete sayfalarında, internet sitelerinde ve TV kanallarında boy gösterdi. Bu haberlerde çizilen tabloyla, tümüyle yasal ve meşru zeminlerde faaliyet gösteren SDP ve TÖP yönetici ile üyeleri illegal bir örgüt olan Devrimci Karargâh’la ilişkisi kuruluyor ve bu mesaj bir kitlesel beyin yıkama operasyonu halinde sürekli tekrar ediliyordu. Ayrıca yakın zamanda bir kitap çıkararak geçmişte yandaşı olduğu Fethullah çetesinin devlet içindeki örgütlenmesini anlatan Hanefi Avcı’yla söz konusu sosyalist örgütler ilişkilendirilmeye çalışılıyor, haberlere fuhuş, çocuk pornosu vb. unsurlar katılarak sosyalistler, ahlaksızca hazırlanmış kirli bir çerçeveye sokulmaya çalışılıyor" diye konuştu.

Devlet kurumlarının ve AKP yöneticilerinin bu operasyonu gerçekleştirmelerinin sebebini anlamak için son ayların politik gelişmelerine göz atmak gerektiğini belirten Yücel, "Daha iki hafta önce bir referandum yapıldı, AKP’nin hazırladığı ve Meclis’ten geçirdiği Anayasa değişiklikleri paketi kabul edildi. Bu referandumun önemli bir sonucu, AKP’nin kendisini 'hükümet' olmaktan 'iktidar' olmaya geçmiş olarak hissetmesidir. AKP geleneksel/statükocu iktidar odaklarıyla yıllardır sürdürdüğü çekişmenin yeni bir raundunu kazandı ve en önemli iktidar odaklarından 'yargı' kurumunu kontrol altına almış oldu. Bu hamleyle AKP 'iktidarlaşma' yolunda belirleyici önemdeki bir dönüm noktasını geçti ve artık daha da devletleşti" diyerek AKP’nin “devletleşme sorumluluğu” ile devrimci ve sosyalist güçlere müdahale ettiğini ifade etti.

"AKP’nin ve Fethullahçı çetenin çıkarlarını zedeleyen herkes, rahatlıkla büyük bir hukuksuzlukla, beyin yıkama operasyonuyla 'suçlu' konumuna itilebilmektedir. Şimdi sıra kimde? Demokrasi ve özgürlük savunucularınızı yalanlarınızla, yarattığınız sahte delillerle tutuklayarak susturacağınızı mı sanıyorsunuz? Daha kaç genel başkanın eline kelepçe vuracaksınız?" diye konuşan Yücel, tutuklanan üyelerin serbest bırakılmasını ve herkesi zan altında bırakan yasaların kaldırılması için mücadele edeceklerini belirtti.

Basın açıklamasının ardından SDP Genel Başkan Yardımcısı Kadir Akın söz aldı. Akın, "Hiçbir somut gerekçe olmadan arkadaşlarımız tutuklanmıştır. Bir mizansen söz konusudur, tersine çevirmeliyiz. Sosyalistleri itibarsızlaştırma ablukasını dağıtacağız, bu zihniyete karşı her alanda tepkimizi göstereceğiz. Meşru olarak süren mücadelemizden geri durmayacağız" dedi. Akın'ın konuşmasının ardından BDP İl Yöneticisi Hülya Yen, "Süreç içerisinde 1500’e yakın parti üyemizi KCK operasyonu adı altında hapseden ile devrimcileri yasadışı örgüt üyeliği ile suçlayarak tutuklayan devlet, bir komplo devletidir. Bu barıştan yana olan insanları imha etmektir. AKP hükümetine ve Tayyip Erdoğan’a çağrımız, kardeşlik ve özgürlük düşmanı olmayın. Bu yaymaya çalıştığınız korku ve sindirme operasyonları, Kürtleri ve devrimcileri ayırmaya yetemez, faşizme karşı birlik olacağız" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından eylem, mücadelenin aralıksız olarak devam edeceğinin vurgulanmasıyla sona erdi.

(soL - İstanbul)