Öğretmen kontenjanları açıklandı atanmak da zor, sonrası da...

Milli Eğitim Bakanlığı toplam 40 bin 164 öğretmenin atanmasına ilişkin başvuru kılavuzunu yayınladı. Ortaya çıkan tablo, öğretmenlerin 4+4+4 sistemine geçişle birlikte yaşadıkları mağduriyetin daha da derinleşeceğinin ipuçlarını veriyor. Öğretmenler için sadece atanmak değil, sonrası da sıkıntılı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 40 bin 164 yeni öğretmenin atanmasına ilişkin başvuru kılavuzunu yayınladı. 10 Eylül itibariyle sonuçları açıklanacak atamalar, 300 bin öğretmenin atama beklediği Türkiye’de eğitim emekçilerinin mağduriyetini gidermek bir yana, bu sene itibariyle uygulamaya geçirilecek olan 4+4+4 modelinin mevcut sorunları daha da derinleştireceğini ortaya koyuyor.

Din öğretmeni atamaları yine üst sıralarda
Öğretmen atamalarının yapıldığı alanlar ve kontenjanlar içerisinde en çok atama 4 bin 635 ile Türkçe öğretmenliği alanında olurken, okul öncesi öğretmenliğine 4 bin 377 kişi, ilköğretim matematik öğretmenliğine ise 3 bin 876 kişi atanacak. Din kültürü ve ahlak bilgisi için 2 bin 975 atama yapılacak. Hatırlanacağı üzere, 4+4+4 sistemine geçilmesiyle birlikte uygulanacak yeni ders çizelgesine göre zorunlu din dersi dışında 5. sınıftan 8. Sınıfa kadar haftada ikişer saat uygulanacak olan Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler adlı üç “seçmeli” din dersi daha yer alıyor. Böylece 11 yaşında ve imam hatip ortaokulunda okumayan bir öğrencinin 8 saat din dersi alması sağlanıyor.

Binlerce öğretmen “norm kadro fazlası” mağduru
Bununla birlikte, önemli sayıda öğretmen açığının ve atama bekleyen binlerce öğretmenin bulunduğu bazı branşlara son derece az kontenjan ayrılması dikkat çekiyor. Örneğin 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte 5. sınıflara da branş öğretmenlerinin girecek olması, daha önce 5. sınıfın derslerine girmekte olan sınıf öğretmenlerini norm kadro fazlası durumuna getirdi. 30 bine yakın sınıf öğretmenin sisteme geçişle birlikte norm kadro fazlası durumuna geldiği ve tayin istemek zorunda kaldığı tahmin edilirken, yeni atamalarda da yalnızca 341 kişilik sınıf öğretmenliği kontenjanı açılmış durumda.

MEB verileri, 4+4+4 sistemine geçiş sonucunda yaklaşık 70 bin öğretmenin norm fazlası durumuna düştüğünü gösteriyor. Ancak Eğitim-Sen bu sayının gerçekte daha yüksek olduğunu, norm fazlası durumuna düşen sınıf öğretmenlerinin yer değiştirmek zorunda bırakıldığını, ancak bu düzeyde bir fazlalığın olması nedeniyle istedikleri okullara yerleşemedikleri ve norm fazlası olarak beklemeye alındıklarını belirtmişti. MEB’in norm fazlası öğretmenlere okul öncesi öğretmenliği kursu verileceğine ilişkin kararı ise tartışma konusu olmuştu.

Öğretmenler ailelerinden ayrı yaşamaya itiliyor
Öte yandan, eğitimde 2012 yılı için açılan yer değiştirme kontenjanında sadece 7 ile yer verilmiş, eş ve sağlık durumu nedeniyle yer değiştirme başvurusu yapılmasını öngören “Özür Grubu Tayin” kapsamında açılan kontenjan ise sadece 10 ille sınırlı kalmıştı. Başka bir deyişle 71 il “norm kadro fazlası” nedeniyle sistemin dışında bırakılırken, binlerce öğretmen kendi branşında kontenjan açılmaması nedeniyle çalışma hayatını eşinden ve ailesinden ayrı sürdürmek zorunda bırakılıyor. Bunun acı bir örneği geçtiğimiz günlerde Eğitim-Sen tarafından açıklanmıştı. 5 yaşındaki oğluna lösemi teşhisi konulan Eğitim-Sen Düzce Şubesi yönetim kurulu üyesi Şadan Karakaya, üniversitede çalışan eşinin acil nakil zorunluluğu nedeniyle Antalya’ya atanmasına, kendisinin de hem eş hem sağlık durumunu belgelemesine rağmen norm açıklarının birkaç ille sınırlandırılması nedeniyle çocuğundan ayrı yaşamak zorunda bırakılıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 28 Ağustos’ta yaptığı açıklamada “2012 yılı yaz dönemi özür durumuna bağlı yer değiştirmeler kapsamında ataması yapılamayanların durumu Bakanlığımızca değerlendirilmekte olup, konuya ilişkin çalışmalar kamuoyu ile ayrıca paylaşılacaktır.” denilmesi, özür durumuna bağlı olarak atanamayan öğretmenlerin durumunun belirsizliğe terk edildiğini gösteriyor.

10 Eylül’de atama, 11 Eylül’de işbaşı!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın atamaları 1. sınıflar için yeni ders yılının başlayacağı 10 Eylül’de açıklaması ve yeni atanan öğretmenlerin 11 Eylül’den itibaren göreve başlayacak olmaları önemli bir sorun yaratacak gibi görünüyor. Atamaların göreve başlanmasından hemen önceki gün gerçekleştirilecek olması, atamalara yönelen itirazın önünün kesilmek istendiğini ve meselenin oldubittiye getirilmeye çalışıldığını düşündürüyor.

Öte yandan, yeni atanan öğretmenlerin atamayla göreve başlama arasındaki çok kısa süre içerisinde düzenlerini nasıl kuracakları da merak konusu. Öğretmenlerin ucuza konaklaması ve barınması konusunda önemli bir yeri olan öğretmen evleri ise mevcut yetersizliklerinin giderilmesi şöyle dursun, kârlılık gerekçe gösterilerek kapatılmaları, özelleştirilmeleri ya da ticarileştirilmeleri yönünde adımlar atılıyor.

KPSS’de hile iddiaları geçiştirildi, skandallar kanıksanıyor
Bu arada yeni atama tartışmaları arasında gölgede kalan ve gündemden hemen hemen tamamen silinen bir konu da, 7 Temmuz günü ilk kısmı gerçekleştirilen Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) çıkan sorulardan 57’sinin daha önce bir dershanenin deneme sınavında sorulmuş sorular olduğu ve bunların sınav öncesinde sızdırıldığı iddiasıydı. Geçtiğimiz sene yaşanan YGS skandalıyla birlikte tepkileri üzerine çeken ÖSYM, iddiaları ve başkan Ali Demir’in istifasına yönelik çağrıları görmezden gelmiş, skandalın ardında cemaatin bulunduğuna ilişkin ipuçlarını da örtbas etmeye çalışmıştı. Bu sene yaşanan KPSS skandalı ise geçen senekini aratmayacak ölçüde ciddi ipuçları olmasına rağmen, artık neredeyse tamamen tekleşmiş olan ana akım medyada yeterince tartışma konusu edilmezken, kamuoyunun gündeminde de ikinci planda kaldı. Eğitim emekçilerinin geleceğini doğrudan ilgilendiren bu konunun gündemin uzağında kalması, sınav skandallarının toplumda kanıksanmaya başladığının göstergesi.

MEB’in el altından “Yandaş öğretmen” ataması
Yukarıda belirttiğimiz gibi on binlerce öğretmenin özür durumu nedeniyle tayinini engelleyen MEB, “48 şanslı öğretmeni” Ankara merkez ve taşra teşkilatında “görevlendirdi”. Hatırlanacağı üzere Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, görevlendirmelere sıcak bakmadığını belirtmiş ve Temmuz ayı başında bakanlıktaki tüm görevlendirmeleri iptal ederek başka okullarda ya da geçici görevle çalışan öğretmenleri okullarına döndürmüştü. Ancak içlerinde AKP’li bakan ve milletvekillerinin akraba ve yakınlarının bulunduğu 48 kişiye “geçici görevlendirme” yapılması, konu “yüksek makamlarda tanıdığı olanlar”a gelince işlerin nasıl değişebildiğini gösterdi.

Bir de fişlenecekler var
MEB, atamalarda KPSS’den yeterli puan alan öğretmenler için de ek zorluklar çıkaracak biçimde, öğretmenlerin sicillerini mercek altına alacağını açıkladı. Bu kapsamda öğretmenler, üniversite hayatında haklarında açılan soruşturmalar, aldıkları disiplin cezaları, içinde yer aldığı siyasi gruplar ve katıldığı eylemler de dahil olmak üzere bir dizi “teste” tabi tutulacaklar ve “başarısız” sayılmaları halinde öğretmenlik yapmaları engellenecek. Böylece sınav sonuçları ve “yandaş” olup olmama dışında bakanlığın fişlemeleri de bir atama kriteri haline getirilmiş oluyor.

AKP’den atanamayan öğretmenlere “çözüm”: Gidin başka iş bulun!
Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere AKP sözcülerinin atanamayan ve haklarını arayan eğitim emekçilerine yönelik olarak daha önce sarf ettikleri sözler, AKP’nin öğretmenlere ve eğitim alanına bakışını ortaya koyuyor.

Erdoğan, 2010 yılında TEKEL işçilerinin direnişine destek veren Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu’nu “öğretmen olamayanlar birliği” diyerek aşağılamış, ataması yapılmayan eğitim fakültesi mezunlarının kendi yetersizlikleri nedeniyle öğretmenlik yapamadıklarını ima etmişti. Oysa 2009 KPSS’de Türkiye birincisi olan fizik öğretmeni Nazım Öztunalı da atanamayan öğretmenler arasındaydı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 2011 Kasım’da Taraf gazetesine verdiği röportajda, açıkta bulunan 264 bin öğretmen için "Bu kadar öğretmene ihtiyacımız yok, yeteneklerine uygun başka mesleklere yönelsinler" tavsiyesinde bulunmuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan Atama ve Yer Değiştirme Kılavuzu’nda ise ataması yapılmayan öğretmenlerin ücretsiz izne çıkabileceği belirtilerek öğretmenlerle açıkça alay ediliyor.

Son olarak, Kanaltürk’te yayınlanan “Başbakan’la Özel” programında “yandaş” gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ataması yapılmayan öğretmenlere "Evinin hemen etrafına okul kuracak değiliz. Bize bu şekilde gelip, aynı ilde ilçelerde görev yapmaya hazırız diyen öğretmenler var. İlla da aynı ilçenin içinde görev yapacağız diye bir şey yok" sözleriyle çıkıştı.

(soL – Haber Merkezi)