"Ne Mutlu Türk'üm diyene" demek, etnik ayrımcılık"

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Türkiye'de 'azınlıklar' ile ilgili yayımladığı raporunda "Ne Mutlu Türk'üm diyene" sözünü eleştirdi ve "etnik ayrımcılık" yapıldığını öne sürdü.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg raporunda ayrıca, Türkiye'de 'azınlık'ların sadece Lozan Antlaşması uyarınca gayri Müslümlerle sınırlanmasını da eleştirerek Kürt, Süryani, Laz veya Alevilerin de bu tanımlama içerisine girmesi gerektiğini savundu.

Hammerberg yayınlanan raporunda, Türkiye’deki okullarda “Türk’ün ve Türk olmaktan gurur duyuyorum” gibi çeşitli antların her gün öğrencilere söyletildiğini ve bu sözlerin “Ne Mutlu Türk’ün diyene” sözüyle tamamlandığını belirterek bunun bir etnik kökeni yücelttiğini öne sürdü.

Türkiye’de 12-15 milyon arasında Kürt kökenlinin bulunduğunu, 3 milyona yakın Roman, 3 milyon Kafkas, 1 milyona yakın Laz bulunduğunu belirterek, bunun Türkiye tarafından bir “zenginlik” olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.

"Azınlık tanımı genişlemel"
Türkiye’de azınlık tanımının, Lozan Anlaşması’na dayanarak sadece Rum, Ermeni ve Yahudiler için yapıldığını belirten Hammerberg, “Azınlık tanımının Avrupa’daki tanımına uyarlanması, ancak Anayasa değişikliği ile mümkün. Bu değişiklik mutlaka yapılmalı” dedi.

Hammerberg, üniversitelerde Kürtçe eğitmen yetiştirilmesi için özel bölümler açılmasını, Alevilerin haklarının verilmesini, Heybeliada Ruhban okulunun açılmasını ve Vakıflar Yasası’nın gayrimüslümlerin mülklerinin iadesine uygun hale getirilmesini talep etti.

Hükümetin yanıtı: "Etnik ayrımcılık değil"
AKP hükümetinin verdiği 11 sayfalık cevapta ise, Hammerberg’in “Ne Mutlu Türk’ün diyene” sözünün “etnik ayrımcılık” olarak ifade edilmesine eleştiri getirildi. Hükümet cevabında, özdeyişin bir etnik grubu yüceltmek için değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanların ülke toprağına bağlılığını ifade ettiği belirtildi. “Türk” kelimesinin bir etnik, dil veya din kökene dayanmadığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade ettiği kaydedildi. Hükümet ayrıca “azınlık” tanımının Lozan Antlaşması ile belirlendiği de vurgulandı.

(soL - Haber Merkezi)