Mühimmat sessizliği

TSK, Poyrazköy’deki kazılarda bulunan silah ve mühimmat konusunda sessizliğini koruyor. Kazılarda bulunan mühimmat kapsamında gözaltına alınanlardan biri emekli üç subay tutuklandı.

soL (HABER MERKEZİ) Ergenekon soruşturması kapsamında 21 Nisan'da Poyrazköy'de başlayan kazı çalışmalarında dün yeni bir cephanelik daha bulundu. Cephanelikteki silah ve mühimmatın daha önce bulunanlardan daha fazla olduğu belirtiliyor. Halen süren kazıya ilişkin olarak gözaltına alınanlardan emekli binbaşı L. B.'nin de aralarında bulunduğu üç subay, sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı.

İstek Vakfı'na ait arazinin sahibi Bedrettin Dalan'ın "Orası askeri bölge. Bizi de almıyorlar" sözleri üzerine gözler TSK'ya çevrilmişti. Habertürk gazetesi, Genelkurmay'dan üst düzey askeri yetkililerin "Bizim toprağa gömülü silahımız yok" açıklaması yaptığını yazdı. Genelkurmay Başkanlığı'nın ele geçirilen silahlarla ilgili araştırma yapılması için Genelkurmay Adli Müşavirliği'ni görevlendirdiği belirtildi. Ancak Genelkurmay Başkanlığı'ndan konuyla ilgili resmi bir açıklama henüz yapılmadı.

ABD'de bulunan Bedrettin Dalan, Milliyet gazetesinin sorularını yanıtladı. Dalan, araziyi yaz okulu ve dil okulu açmak amacıyla aldığını, ancak inşaat planları yaparken askeri üs yetkililerinin yanlarına gelip inşaat yasağı koyduğunu söyledi. Kendisinin de araziye en son 12 yıl önce izne tabi olarak girebildiğini söyleyen Dalan "Ondan beri bizden tek kişi girmedi. Sadece üç ay önce TSK ile aramızdaki istimlak davası nedeniyle görevli hakim ve avukatımız özel izinle girdi" dedi. Operasyonların arkasında "Anayasa'ya ve TSK'ya karşı başka oyunlar" olduğunu ileri süren Dalan, "Psikolojik harp teknikleri kullanılıyor. Şemdinli'de de denediler. Birileri hakkında zan yaratmak için bunu kullanıyorlar. Bunun arkasında dış destekli ve içeriden işbirliği yapan kesimler var. Amaç Anayasa'nın ilk üç maddesini değiştirmektir" dedi.

Çalıntı mı NATO'nun mu?
Vatan gazetesi yazarı Necati Doğru ise dünkü yazısında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a mektup yazarak bu silahların kimin olduğunu açıklamasını istedi. Söz konusu silahların Alevi-Sünni, Türk-Kürt, İslamcı-laik çatışmaları yaratarak subayları "darbeye razı etmek için" ordudan çalınan silahlar mı olduğu, yoksa Soğuk Savaş sırasında toprağa gömüldüğü pek çok ülke tarafından resmen kabul edilen NATO'ya ait silahlar mı olduğunun açıklanmasını istedi. "Silahlar kime doğrultulacaktı" diye soran Doğru, Başbuğ'un 29 Nisan'da yapacağı basın toplantısında kamuoyuna açıklama yapmasını beklediğini kaydetti.