Mersin Üniversitesi öğrencileri açlık grevinin 9. gününde

Mersin Üniversitesi öğrencilerinin cezaevlerindeki açlık grevleriyle dayanışmak amacıyla Mersin Üniversitesi Çiftlikköy kampusünde başlattıkları “açlık grevi” 9. gününe girdi.

Mersin Üniversitesi öğrencileri, Avam Fanzin, Mimarizm ve Gurrîqaqa Fanzinlerinin cezaevlerindeki açlık grevleriyle dayanışmak amacıyla Mersin Üniversitesi Çiftlikköy kampusünde başlattıkları “açlık grevi” 9. gününe girdi.

AKP iktidarının açlık grevindekileri yönelik yaklaşımını protesto etmek ve toplumun vicdanına seslenmek için böyle bir eylemi hayata geçirdiklerini ifade eden üniversite öğrencilerine toplumdaki sessizliğin nedenlerini ve bundan sonra ne olacağını sorduk.

Açlık grevinin 63. gününde toplumdaki sessizliği nasıl yorumlamak gerekir?

Remzi Akdeniz: Bu bizce insanlığın kendine yabancılaşmasıyla ilgili bir durum... Bu coğrafyadaki insanlar ne yazık ki ölümü kanıksamıştır. Her gün ölümle yüz yüzeyken ölüme alıştırılan bir toplumun tepkisizliğine şahit oluyoruz. Bizi üzen sessizliğin en önemli nedenlerinden biri de budur.

Canfida Çakırbay: Eylemimiz vicdani kaygılarla başladı bu noktada bu ülkedeki devrimcileri, muhalifleri ve kendimizi de eleştirmek gerek. Sonuçları itibariyle son derece ağır ve toplumsal bütünlüğü yaralayacak ölümlere gebe böylesi bir direnişi yaklaşık olarak 30. gününde gündemimize aldık. Fakat bugün bu sürece uzak duranlar ve bu sürecin ölüme gitmeden çözülmesini isteyenler bellidir. Saflar netleşmiştir.

Başbakan Tayip Erdoğan açlık grevindeki tutsakları “şov” yapmakla suçladı. İktidar partisi bununla kalmayıp idamın geri getirilmesi tartışmalarına yol açarak muhalif kesimlere yönelik baskıyı arttırmaktadır. Bundan sonrasına ilişkin öngörünüz nedir?

C.Ç.: İşin özünde şu var: AKP’nin gücü azaldıkça baskıyı arttırıyor. Ortak talepler güçlendikçe geri bir yaklaşım olarak idamı bir kez daha öne çıkardılar. AKP iktidarı güç kaybettikçe insanlığı da bir kenara bırakıyor.

R.A.: Hükümet, sol yumruk yemiş bir boksörün yalpalaması gibi şaşkınlık içerisindedir. Politik anlamda AKP’nin dengesizliğinin kaynağı kendisine karşı oluşan toplumsal tepkinin doğrudan bir sonucudur ki bu yüzden yalan siyasetine sarılıyorlar. Bu da onların yaptığı en iyi iş…

Buradan kamuoyuna neler söylemek istersiniz?

Habip Rehber: Cezaevlerindeki açlık grevi 63. gününe girerken ve ölüm artık bir olasılık olmaktan çıkmışken Türk toplumunun da bu direnişi desteklemesi gerekiyor. Oğullarını dağlarda kaybeden Kürt anneleri kadar oğullarını yitiren Türk annelerinin de sokağa çıkıp bu savaşın bitmesi için haykırmasına ihtiyacımız var. Kürt halkının mücadelesi Türk halkının da mücadelesidir. Ölümlerin durması bu birleşik mücadeleyi örgütlemekten geçecektir.

(soL - Mersin)