Meclis açılışında Gül'den mesajlar

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılışında konuşma yaptı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni yasama yılının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, güncel gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

"Seçim Barajı yüksek"
Gül, seçim barajının yüksek olmasına dikkat çekere, "Temel meselelerde demokrasi hem temsili hem de katılımcı yanıyla beraber işlemek zorundadır. Halk, her dönemde değişik siyasi görüşleri Meclis'e taşıyarak temsilin mümkün olduğunca zenginleşmesi için üzerine düşeni yapmıştır. Türkiye'nin seçimlere katılım oranları başka ülkelerle karşılaştırılmayacak kadar yüksektir. Türkiye'de demokrasinin ve siyasetin daha iyi işlemesi ve daha verimli olması için 3 önemli hususa dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle vurgulamak istediğim husus, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde siyasi temsilin derinleştirilmesinin ve çeşitlendirilmesinin sağlanmasıdır. TBMM'de temsilin derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi, kendi içimizdeki tüm farklılıkları siyasete yansıtacaktır. Ülkenin tüm önde gelen siyasi akımlarının temsil edilmediği bir Meclis, eksik bir Meclis olacaktır" dedi.

"Siyaset dili değişmeli"
Gül, iktidar ve muhalefetin siyaset dilini değiştirmesinin gerektiğini vurgulayarak, "Demokrasinin olgunluğu, ülkenin temel siyasi meselelerinde en yüksek düzeyde katılımın teşviki ve güçlendirilmesi ile yakından ilişkilidir. Ancak bugün gelinen noktada, demokratik sistemin kendini yenilemesi ve vizyonunu küresel standartlara yükseltebilmesi için, siyasetçilere düşen çok önemli bir görev daha vardır. Bu görev, siyaset dilinin yenilenmesi görevidir. Günün sorunlarına, açmazlarına, gelişmelerine cevap veremeyen eski siyaset dili, yeni, dinamik, hoşgörülü bir siyaset diliyle yer değiştirmelidir. Bu yeni siyaset dilinin kurulabilmesine büyük bir önem atfediyorum. Bunun sebebi, siyaset dilinin mahiyetinin sonuçları belirlemesidir. Siyaset dili, yapıcı da olabilir, yıkıcı da. Siyasetin aktörleri, kullanmayı tercih ettikleri dille ortak bir anlayışın kurulmasına da hizmet edebilirler, ayrıştırıcı olmaya da. Yakın dönem siyasi tarihimiz, eskittiğimiz siyaset dilinin yapıcı olmaktan ziyade çatışmacı olduğunun örnekleriyle doludur" dedi.

Yeni Anayasa çağrısı
Gül, referandumda kabul edilen değişikliklerin önemli olduğunu belirtti ve "Ancak, bu değişiklikler, önemli olmakla beraber, yeterli değildir. Yeni bir anayasanın, tamamen sivil bir irade tarafından hazırlanması ihtiyacı bugün çok açıktır" dedi.

"Yargıdaki taraflaşma tehlikeli"
Gül, yargı ile hükümet arasındaki gerilime de işaret ederek "Geride bıraktığımız sürece baktığımızda, en sert tartışmaların yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı etrafında sürdürülmüş olduğunu ve bu konuda bir saflaşmanın ortaya çıktığını gördük. Bu tartışma ortamının en büyük riski, 'mülkün temeli' olduğuna inandığımız 'adalet'in işleyişinde küçük de olsa bir sapma veya aksamanın ortaya çıkma ihtimalidir. Bu ihtimali, herkes tarafından fazlasıyla ciddiye alınması gereken bir tehlike olarak gördüğümü belirtmek istiyorum" dedi.

"Tutukluluk fiili mahkumiyete dönüşmemeli"
Gül, yargılama süreçlerinin çok uzamasına da değinerek, "Yargının iş yükünün fazlalığı ve bunun adaletin tecellisinde yol açtığı gecikmeler, bütün vatandaşlarımızı etkileyen en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Yargılama sürecindeki gecikmelerin, sebebi ne olursa olsun, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemesi gerekir. Bu tür aksaklıkların düzeltilmesi ve 'geç tecelli eden adaletin adaletsizlikten farklı olmadığı' anlayışı ile gerekli yasal düzenlemelerin en kısa zamanda hayata geçirilmesi, büyük önem taşımaktadır. Bu sorunun sadece bir yasal düzenleme konusu olmadığı, adalet mekanizmasının etkinliğinin arttırılmasının da gerekli olduğu ve bu görevin de bizzat yargı sistemine düştüğü açıktır" dedi.

"Terör ayrı Kürt sorunu ayrı"
Gül, Kürt sorununa da değinerek, "Kürt sorunu bugün ne yazık ki terörle iç içe geçmiş vaziyettedir. Yaşanan onca acıya rağmen milletimizin bir bütün olarak sağduyusu sayesinde yine de büyük mesafeler katetmiş durumdayız. Bu konudaki temel yaklaşım terörle demokratik haklar konusunu ayırmaktır. Sorunu bölücü terörden ayırarak çözmek zorundayız. Terörle mücadelede güvenlik güçlerimiz maksimum kapasiteye sahiptir, bunu herkes anladı. Bugün geldiğimiz noktada adını tartışmak yerine sivil bir irade ile yanlışlıklarla mücadele etmeli. Güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza yöneltilen tek bir silah bile olduğu müddetçe, bunun cevabı en sert şekilde verilecektir. Sorunun demokratikleşmeyle ilgili boyutunun muhatabı da çözüm zemini de Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir" dedi.

"İran'da çözüme şans tanınmalı
Gül son olarak İran konusuna da değinerek, "Irak'ta yaşadığımız kötü tecrübeyi İran konusunda yaşamak istemiyoruz, çözüme şans tanınmalı" dedi.

(soL - Haber Merkezi)