Kemal Okuyan 'suni gündem'i yazdı

Suni gündem” içki içmeyin diye buyurdu, “merak etmeyin, suni gündem” tepkisi verildi. “Suni gündem” eğitimi tamamen dinselleştirdi, “suni gündem, suni” diyerek rahatlandı.

Kemal Okuyan - soL

Suni gündem

Artık hatırlayamıyorum, kaç kez “suni gündem” üzerine yazdığımı… Sanırım literatüre bu kadar şiddetli bir biçimde ilk kez 1990’ların ikinci yarısında girmişti. 15 yıldan fazla geçmiş üzerinden. 28 Şubat’tan az önceydi, “türban” sorunu hızla ısındırılıyor ve birileri yine “suni gündem” diyordu.

İslamcı parti ile kontrgerillanın asenalığına soyunan kadın ortaklık kurup memleket idare etmeye kalktığından, gündem sıkıntısı yoktu o dönem. Kürt sorunu vardı, faili meçhuller vardı, yolsuzluk iddiaları vardı, polis baskısı vardı, bürokraside kadrolaşma vardı, emeğe saldırı vardı, derin devlet vardı, Avrupa Birliği heyecanı vardı. Vardı da vardı…

Herkes gerçeğin bir ucundan tutmaya çalıştığı için, gündem çoktu, “suni gündem”den şikayet de!

Kimilerine göre Kürt sorunu tamamen toplumu bölmek için icat edilmiş, gündeme yerleştirilmişti. Buna karşılık yolsuzluk iddialarının hükümetin ekonomik başarısını gölgelemek için gündem yapıldığı da ileri sürülüyordu. Ancak “suni gündem” damgası yiyen en fazla “türban” konusuydu.

Neden suniydi?

DYP-RP ortaklığının, toplumun “suni olmayan” gündemlere odaklanılmasını engellemek için “müslümanların mağduriyeti”ni kaşıdığı söylendiği gibi, laik kesimin güç ve otorite kaybetmekten korktuğundan aslında zerre önemi olmayan bu konuyu gündem yaptığı da dillendirilmekteydi.

Solun önemli bölümü gericileşme bahsine ilgi göstermemekte kararlıydı, “suni gündem” lafı bu nedenle çok popülerdi. “Suni gündem” gericilikti, “gerçek gündem” artık filin neresi tutuluyorsa oydu.

Aradan yıllar geçti, “suni gündem” hükümet oldu. “Bunun önemi yok, Türkiye’de hükümet olabilirsin ama iktidar asla” sözü aydınların ülke analizinin başına kondu. “Gerçek iktidar” askerdi. Sonra ne oldu, “suni gündem” “gerçek iktidarı” paketledi, bu kez “paket gerçek, gerisi suni” denmeye başlandı. Paketleme işlemi demokrasi ve özgürlükler adına ne olursa olsun hayırlıydı, gerçekti ama “suni gündem”in iktidarını pekiştirdiği iddiaları “suni gündem” yaratmak anlamına geliyordu!

“Suni gündem” içki içmeyin diye buyurdu, “merak etmeyin, suni gündem” tepkisi verildi.

“Suni gündem” eğitimi tamamen dinselleştirdi, “suni gündem, suni” diyerek rahatlandı.

“Suni gündem” laikliğe rahmet okuttu, “tehlike yok, yandaşlarını sevindirmek için yapıyorlar bunu, suni gündem yaratıyorlar, konuyu saptırıyorlar” dendi.

“Suni gündem” en son vakit tamam dedi ve evlere girmeye karar verdi, inanması güç ama bu gelişmeye de “gündemi değiştirmek istiyorlar, suni gündem bu” yorumu yapan oldu.

E daha ne yapsın adam “suni” olmadığını kanıtlamak için!

Gündem değiştirmek, insanların ilgisini başka yöne çekmek bir siyaset tarzıdır. Ancak bir ülkede onca yıl aynı meseleye “suni gündem” deniyorsa, bilin ki birileri sizi fena halde kandırmakta. Bu nedenle suni solunum, suni gübre olsun ama suni gündem olmasın dilimizde…