Kadın mahkûmlar: Çırılçıplak soyup 3 kez öksürtüyorlar

Antalya L Tipi Cezavi’ni ziyaret eden CHP'li Ağbaba cezaevinde çıklak arama olduğunu ve özellikle kadın mahkâmların şikâyetçi olduğunu söyledi. Ağbaba, mahkumların çırılçıplak soyulduklarını, 3 kez oturup kalktıklarını ve bu sırada öksürtüldüklerini belirtti.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Ayşe Sayın'ın haberine göre Antalya L Tipi Cezavi’nde “yabancılar koğuşu”nu ziyaret eden TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleri, yabancı tutuklulardan da “bir dokunup, bin ah” işittiler. Yabancı tutuklu ve hükümlüler Türkiye’deki cezaevini “antisosyal” diye nitelendirirken, Marcus adlı Alman yurttaşı ise cezaevlerinin durumunu, “Türkiye’de cezaevi sisteminin özeti, İnşallah! Ne sorarsam, ‘İnşallah’ diyorlar” diye anlattı.

AKP’den Mehmet Metiner ve Ayşe Türkmenoğlu, CHP’den Veli Ağbaba, BDP’den Murat Bozlak’dan oluşan TBMM İnsan Hakları Cezaevleri Alt Komisyonu üyeleri, geçen hafta başında Antalya L ve E tipi ile Alanya L Tipi cezaevinde yaptıkları incelemelerde çarpıcı görüntü ve şikâyetlerle karşılaştılar.

Cezaevi izlenimlerini anlatan CHP’li Ağbaba, bütün cezaevlerinde olduğu gibi Antalya ve Alanya’daki cezaevlerinde de “utandıran” çıplak arama olduğunu söyledi. Gezi olayları sırasında öldürülen Abdullah Cömert’i anma etkinliğine “kırmızı fular” takarak katıldığı gerekçesiyle 12 Eylül’de gözaltına alınan Ayşe Deniz Karacagil ile de görüşen Ağbaba, önümüzdeki günlerde komisyon raporu gelecek olan cezaevi izlenimlerini şöyle anlattı:

"Soyup, öksürtüyorlar: Hemen hemen bütün cezaevlerinde olduğu gibi Alanya ve Antalya cezaevlerinde de özellikle adli mahkûmlara dönük “utandıran” çıklak arama var. Özellikle adli kadın mahkûmlar şikâyetçi. Çırılçıplak soyulduklarını, 3 kez oturup kalktıklarını ve bu sırada öksürtüldüklerini söylüyorlar. “Ömrümüzden ömür gitti”diyorlar. “Tedirginiz, çok onur kırıcı” diyorlar.

Tacize varan arama: Ailelere “ince arama” yapılıyor. Bazı mahkûmlar, annelerinin tacize varan aramalar yüzünden cezaevine gelmek istemediğini anlatıyorlar.

Çocuğunu hiç görmedi: Antalya ve Alanya cezaevlerindekileri ortak sorunu ailelerine çok uzak olmaları. Adanalı bir mahkûm, cezaevine girdikten sonra doğan 2.5 yaşındaki çocuğunu hiç görmemiş. 4-5 yıl ailesini annesini göremeyenler var.

Doluluk 4 kat: 3 cezaevinde de kapasitenin üstünde doluluk var. 478 kişi kapasiteli Alanya cezaevinde 1491 kişi kalıyor. Sıcak su yetersiz. Mahkûmlar, buldukları yerlerde merdiven altlarında, koridorlarda yatıyorlar. L tipindeki tek kişilik oralarda 4, 7 kişilik odalarda 28 kişi kalıyor. L tipindeki ortak alanlar kameralarla 24 saat gözetleniyor.

Hemoroide de, baş ağrısına da aynı ilaç: Açık görüşler 45 dakika ile sınırlı ve yetmiyor. Hasta mahkûmlar, aylarca hastaneye sevk bekliyorlar. Doktora gitmek için 6 ay, 9 ay, 1 yıla varan sürelerde bekliyorlar. Diş muayenesi için 20 ay bekleyenler var. Beyin tümörü olan Mehmet Tekin, nisan ayından bu yana, yaklaşık 7 aydır film çektirmek için bekliyor. Revir muayenelerinden şikâyet var. Bazı mahkûmlar, “hemoroide de, baş ağrısına da, gribe de aynı ilacı veriyorlar” diye yakınıyor.

Sistem özeti, “inşallah”: Antalya’da “yabancılar” koğuşunda kalanlar, en çok “sosyal etkinlik” olmamasından yakınıyorlar. Bütün yabancıların ortak şikâyeti “Burası antisosyal!” Hollandalı kanser hastası Andrea adlı kadın mahkûm, “Hollanda Büyükelçiliği’ne ilaçlarım için faks çekilmesini istedim, gitti mi gitmedi mi bilmiyorum. Hollanda’ya mektuplarım 4-5 ayda gidiyor” diye yakınıyor. Alman vatandaşı Marcus, Interpol tarafından aranıyormuş, Antalya’da yakalanmış. Marcus, “Türkiye’deki cezaevi sisteminin özeti, inşallah! Ne sorarsam, inşallah diyorlar. Almanya’ya iadem gerekiyor, ama ne arayan var, ne soran... ‘Almanya, benim burada olduğumu biliyor mu? Beni alacaklar mı?’ diyorum, İnşallah diyorlar” diye yakınıyor. Yabancılar soyadları tutmadığı için aileleriyle görüştürülmüyor. Filistinli bir mahkûm, “Türkiye’de tanıdığım bir kişi var, onunla da soyadımız tutmadığı için görüşemiyoruz” diyor.

Kırmızı fular mağduru: Ayşe Deniz Karacagil, Abdullah Cömert’i anma etkinliğine katıldığı gerekçesiyle 3 Ekim 2013’te gözaltına alındı. Kendisine “kırmızı fular niye taktın” diye sormuşlar. Ayşe, “Ne kırmızı fular taktım, ne de kırmızı fularım var, taş da atmadım” demesine karşın gözaltına alınmış. Kendisi eyleme katılanların gözünü korkutmak için alındığını söylüyor. Antalya’da gözaltına alınmasına karşın, keyfi şekilde Alanya Cezaevi’ne sevk edilmiş.

Etek yok, eşofman giy: Kadın mahkûmlar, cezaevi yönetmeliğinin erkeklere göre hazırlandığını söylüyorlar. Örneğin, cımbız yok, gecelik yok. Bir pişama, eşofmana izin veriliyor. Kadınlar bluz, etek olmamasından yakınıyorlar, “Kadınız, kadınca gereksinimlerimiz var” diyorlar."