Kadakal dosyası Anayasa Mahkemesi'nde

Gezi eylemleri sırasında Kadıköy'de gaza maruz kaldığı için kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği iddia edilen Serdar Kadakal dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Kadakal Ailesi'nin avukatı dilekçesinde hak ihlali vurgusu yaptı.

İstanbul Kadıköy’deki Gezi eylemleri sırasında, iddiaya göre polisin attığı biber gazından etkilenip kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Serdar Kadakal’la ilgili soruşturma dosyası kapandı. Savcılık, Kadakal’ın kalp krizinden öldüğü sonucuna vararak takipsizliğe hükmederken, buna ilişkin itiraz da reddedildi. Kadakal Ailesi’nin avukatı İsmail Demirci, 37 yaşındaki Kadakal’ın yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Antakya’daki Gezi Parkı gösterilerinde, çatıdan düşerek hayatını kaybettiği öne sürülen Ahmet Atakan’ın ölümü, 12 Eylül 2013’te İstanbul Kadıköy’de protesto edilmişti. Polis, eylem yapan göstericilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etmiş, bu müdahale sırasında eyleme katılmayan 37 yaşındaki Serdar Kadakal, işyerinde iddiaya göre, polisin attığı biber gazının etkisiyle fenalaşmış ve kalp krizi sonucu ölmüştü.

Dosyayı AYM'ye taşıdı
Olay sonrası Kadakal Ailesi’nin avukatı İsmail Demirci polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturma sonunda, 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun raporuna göre Kadakal’ın kalp krizinden öldüğünü belirterek, kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. Avukat Demirci’nin itirazını değerlendiren İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi de 5 Mayıs’ta itirazı reddetti. Bunun üzerine Demirci, dosyayı Anayasa Mahkemesi’nde taşıdı. Dilekçede, Kadakal’in biber gazının etkisi altında kalarak kalp krizi geçirdiği ve can verdiği ifade edildi.

Savcılığın, tıbbi uzmanlık gerektiren görüşlere itibar etmediği, biber gazının doğrudan ya da dolaylı etkilerini araştırma gereği duymadığı anlatıldı. Biber gazının kimyasal silah işlevi gördüğü ifade edilerek, bu nedenle Türkiye ’nin defalarca AİHM’de mahkum olduğu kaydedildi. Dilekçede, Kadakal’ın yaşam ve ailesinin de etkili başvuru hakkının ihlal edildiği savunuldu.