İslamcıların Somali seferi

Somali’de başlayan açlık, Türkiye’deki İslamcı “sivil toplum” örgütlerinin bu ülkeye dönük bir “yardım seferberliği” başlatmasına neden oldu. Ancak İslamcıların geçmişteki yardım yolsuzlukları hafızalardaki yerini koruyor.

Somali’de başlayan açlık felaketi büyük bir trajediye neden oldu. Dünyanın dört bir yanından Afrika’nın bu yoksul ülkesine destek yağıyor. Bu destekler arasında, buram buram iki yüzlülük kokan ABD yardımları da yer alırken, Türkiye’de hükümet, Diyan İşleri Başkanlığı, Kızılay ve İslamcı kuruluşlar aracılığıyla bir “yardım seferberliği” başlatılmış durumda.

Örneğin, Başbakanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından başlatılan yardım kampanyasında, 16 Ağustos 2011 saat 17 itibariyle, sırasıyla 31 milyon ve 87,5 milyon lira toplanmış durumda. Diğer kampanyalarda biriken para ise 83 milyon 640 bin lira.

Bütün bunların yanı sıra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 18 Ağustos günü Emine Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ile birlikte Somali’yi ziyaret ederek yardım kampanyasını “taçlandıracak”. Başbakanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “öncü” olarak yer aldığı yardım kampanyaları, Somali’de olanların gerçek nedenine dair herhangi bir şey söylemiyor. Hatırlanacağı üzere, Türkiye “korsanlarla mücadele” gerekçesiyle NATO’nun korsan avcılığına kendi deniz kuvvetlerini göndermişti. Oysa “Somali korsanları” olarak bilinen denizciler, köken itibariyle kendi ülkelerinin kara sularının uluslararası tekellerin ve NATO gibi işgalci kuvvetlerin saldırısına karşı korumak için mücadele veriyorlardı. Ayrıca, Başbakanlığın Somali için döktüğü göz yaşları, bu ülke üzerinde Yeni-Osmanlıcılığın da bir tür gösterisi haline dönmüş durumda.

Hangi örgütler var?
Somali’ye yardım için bağış toplayan örgütlerden birisi “Yeryüzü Doktorları” isimli kuruluş. 2000 yılının Nisan ayında İngiltere’de kurulan “Yeryüzü Doktorları”, “din, dil, ırk, etnik köken, milliyet ayırt etmeden, yeryüzünün tüm sakinlerine tıbbi ve insani yardım götürmeyi hedef edinmiştir” diyerek amacını açıklıyor.

Venezuela'nın Somali'ye yaptığı yardımla ilgili soL haberi: Bu yardım diğerlerinden farklı!

Örgütün 2004 yılında Türkiye ayağı da kurulurken, bugüne kadar bağış toplanan ve yardım gönderilen ülkeler şunlar: Sudan, Inguşetya, Kongo, Filistin, Sierra Leone, Gana, Hindistan, Kenya, Bangladeş, Nijer, Sri Lanka, Bosna, Irak, Kosova, Guatemala, Makedonya, Endonezya, Lübnan, Afganistan ve Pakistan. Kurumun başkanlığını ise, geçtiğimiz günlerde, “Müslüman olmayanlara getto kurma” çağrısında bulunan Hayreddin Karaman’ın oğlu İhsan Karaman. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçen seneki Kongo ziyareti sırasında Yeryüzü Doktorları Kongo temsilcisi Jibrill Kasongo'yu kabul ederek, yaklaşık 1 saat boyunca örgütün Kongo faaliyetleri hakkında bilgi almıştı.

Somali’ye yardım için bağış toplayan bir diğer kurum “Kimse Yok Mu Derneği”. Bu dernek yalnızca ulusal çapta ve merkezi düzeyde bağış toplamıyor, aynı zamanda “Kırıkkale Yağmur Eğitim Gönüllüleri Derneği” gibi derneklerin bağışlarını da Somali’ye ulaştırmayı taahhüt ediyor. Yurt içi ile de sınırlı kalmayan kampanyalar, örneğin Avustralya’da Selimiye Vakfı, Feza Vakfı ve Kimse Yok mu Derneği'nin işbirliğiyle birlikte gerçekleştiriliyor. Başka bir örnek, Almanya'nın Gladbeck İlçesi'nde faaliyet gösteren Diyanet İşleri Türk İslam Birliği ( DİTİB )'e bağlı Türkiye Camii tarafından Somali'ye yaklaşık 30 bin euro maddi yardım toplandı.

İHH var, Deniz Feneri var, Nihat Doğan olmasa eksik kalırdı!
Somali’ye yardım için bağış kampanyası düzenleyen İslamcı örgütler arasında en tanındık kuruluşlar ise İHH ve Deniz Feneri. İHH tarafından yapılan açıklamada, Somali’ye yardım gemisi gideceği duyurulmuş, kuraklık başladığından bu yana yüz binden fazla insana yardım gönderildiği iddia edilmişti. Açıklamada, kurum ve işletmelerin gıda bankacılığı kapsamında bağış yapabileceği ve Somali'ye yapacakları yardımları gider olarak vergiden düşürebilecekleri kaydedilmişti.

“Somali’ye yardım” kampanyasının en ilginç örgütü ise Deniz Feneri Derneği. Büyük bir yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya bulunan ve hakkındaki soruşturma hala süren dernek, yine yardım adı altında halktan yüz binlerce lira topluyor.

İslamcıların yardım kampanyasının en “renkli” siması ise, AKP’nin “filozofu” olarak tanınan Nihat Doğan oldu. Doğan, Ramazan Bayramı'ndan sonra çıkaracağı yeni albümünün gelirinin yarısını, Somali'deki insanlara bağışlayacağını açıkladı. Doğan ayrıca yakında Somali’ye gideceğini belirtti ve Twitter’daki hesabından, “Twitter ve Facebook'ta aptal saptal şeyler paylaşacaklarına hayırlı bir mesaj versinler. Komşusu aç yatan, bizden değildir" dedi.

Bosna'ya yardım, İHH ve Refah Partisi
Yardım kampanyası deyince akla ilk olarak Refah Partisi'nin imza attığı Bosna'ya yardım yolsuzluğu akla geliyor. 90'lı yılların başında Milli Gençlik Vakfı ve Refah Partisi öncülüğünde Bosna'ya yardım adı altında trilyonlarca lira toplanmıştı. Türkiye ve Avrupa'da gurbetçilerin yaşadığı bölgelerden toplanan büyük yardımın, Bosna'ya gönderilmediği ortaya çıkmıştı. Bosna'dan gelen "Bize ulaşan para yok" açıklamasının ardından Mayıs 1994'te açılan soruşturmada Refah Partisi'nin kasası olarak bilinen Süleyman Mercümek'in banka hesaplarında toplam 16,5 trilyon lira olduğu ortaya çıkmıştı. Mercümek, açılan davalar sonucu suçlu bulunarak 20 Trilyon TL para ve 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Bu skandalla ilgili önemli bir ayrıntı da, Mavi Marmara baskını ile anılan ve şimdilerde Somali'ye yardım kampanyası düzenleyeyn İHH'nın (İnsani Yardım Vakfı) da skandalın doğrudan içinde yer alması. O dönem İslamcıların Bosna'ya yardım seferberliği döneminde kurulan vakfın, Bosna'ya yardım paralarının RP'li Süleyman Mercümek'in hesabına aktarılmasında doğrudan rol aldığı ortaya çıkmıştı.

Kombassan, Yimpaş, İhlas, Jetpa...
90'lı yıllarda İslamcı holdinglerin imza attığı skandallar da hafızalardaki yerini koruyor. Özellikle Avrupa'da yaşayan gurbetçilerden "yüksek kar payı" vaadi ile para toplayan islami holdinglerin, on binlerce kişiyi bu şekilde dolandırdıkları ortaya çıkmıştı.

Tabi ki Deniz Feneri
Almanya'da başlatılan yolsuzluk soruşturması kapsamında yargılanan Deniz Feneri Derneği yöneticileri, 2008 yılında, yardım adı altında toplanan paralarla gayrımenkul ve şirket satın alındığını, bu kararları Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği yöneticileri ile birlikte aldıkları ortaya çıkmıştı. Almanya'da hazırlanan iddianamede, Almanya'daki Deniz Feneri Derneği ile Türkiye'deki derneğin yolsuzluğu birlikte organize ettiği, hatta AKP'nin soruşturmayı örtmek için Alman makamlarına baskı yaptığı açığa çıkmıştı. Milyonlarca liralık vurgun yapan derneğin, AKP'ye de para aktardığı iddianamede dile getirilmişti.

Somut suçlamalara ve itiraflara rağmen AKP 3 yıl boyunca konunun üzerine gitmemekte ısrar etmiş, soruşturma süreci inanılmaz yavaş bir hızla ilerlemişti. Türkiye'deki soruşturma kapsamında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi tutuklu yargılanıyor.

(soL - Haber Merkezi)