İslamcı yazar ‘cemaat’ kadrolaşmasından neden rahatsız?

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevki Eygi, temel kurumlarda “teşkilat” kadrolaşması olduğundan şikayet etti. Eygi’nin şikayetinin gerekçesi ise “teşkilatın tekelciliği”…

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevki Eygi 23 Kasım’da yayımlanan “Temel Kurumlarda Kadrolaşma” başlıklı yazısında cemaat kadrolaşmasından yakındı. Yazısına “Ana konu: Temel kurumlarda kadrolaşma. Ayrıntılar: Başta polis, yargı, eğitim, üniversiteler, Diyanet olmak üzere devletin temel kurumlarında hızlı ve hummalı bir kadrolaşma faaliyeti yürütülmektedir. Bunu halk oyuyla seçilmiş mevcut iktidar mı yürütmektedir? Büyük ölçüde hayır... Adına "Teşkilat" diyeceğim, o yürütüyor” diye başlayan Eygi, isim vermeden Gülen cemaatinin “buna bir dereceye kadar hakkı olduğunu” söyleyerek devam etti.

“Teşkilat” tekelcilik yapıyor
Eygi’nin cemaat kadrolaşmasına yönelik eleştirisi ise “teşkilat” diye nitelediği Gülen cemaatinin kadrolaşma politikasında diğer cemaat ve tarikatları gözetmemesi… “Teşkilat son derece tekelci” diyen Eygi, sözlerini “Mesela polis teşkilatındaki Teşkilat mensubu dindar polislerle, Teşkilata bağlı olmayan dindar polisleri ayırıyor, üye/bağlı olmayanlara iyi gözle bakmıyor” diye sürdürdü.

“Ümmet içinde çeşitlilik vardır” diyen Eygi, ümmetin içerisindeki diğer cemaat, tarikat, grup, hizip, fırka ve meşrebin dışlanmasının büyük hata olacağını ifade etti.

Gülen cemaatine “uzlaşma” çağrısı ileten Eygi, “Türkiye halkını bir bütün olarak ele almak ve militan, agresif İslam düşmanları dışında, millî barış ve mutabakat zihniyetinin ışığında işbirliği yapmak gerekir” dedi.

Yazısının devamında önerisini daha da somutlayan İslamcı yazar, “Poliste kadrolaşma yapılacaksa, bütün İslamî cemaat, grup, teşkilat ve fırkalardan eleman alınmalıdır” diye devam etti.

Türkiye’de tekelci hegemonya tutmaz
“Teşkilat”ın tekelci bir hegemonya kurmaya çalışmasından şikayet eden Eygi, Türkiye gibi “ele avuca sığmaz, idaresi çok zor, fokur fokur kaynayan bir kazana benzeyen bir ülkede” teşkilat veya cemaatin tekelci hegemonya kurmasının “imkansız denecek derecede zor” olduğunu iddia etti. Eygi ayrıca bugünkü tekelci kadrolaşmanın ileride “çok vahim kamplaşmalar yaratabileceğini” ileri sürdü.

Eygi, “Bugün Türkiye Müslümanları çeşitli meşreblere mensuptur. Nakşiler, Kadiriler, Rüfailer, Risale-i Nur talebeleri, Süleyman Efendi bağlıları ve daha niceleri. Kadrolaşma sürecinde bunların hiçbiri üvey evlat muamelesi görmemeli, dışlanmamalıdır” dedi.

“Militanlık yapmayan Alevi” de devlet memuru olabilirmiş!
Eygi’nin şu sözleri ise İslamcıların Türkiye’nin toplumsal yapısına ve devlet içindeki kadrolaşma sürecine nasıl baktıklarının çarpıcı bir özeti niteliğinde:

“Bendeniz çoğunluğa mensup bir Sünnî Müslüman olarak temel kurumlarda Sünnî Müslümanların ağırlıkta olmasını isterim ve bu konuda haklıyım.

Lakin milyonlarca Alevînin dışlanmasını da istemem. Onlara da militanlık yapmamaları şartıyla vazife verilmelidir.”

(soL – Haber Merkezi)