İktidarının 10. yılında AKP iktidarı ve gericilik…

Bugün AKP’nin iktidara gelişinin tam 10. yılı. On yıllık iktidarı boyunca AKP iktidarının en belirgin özelliklerinden birisi hiç kuşkusuz toplumun her alanında yürütülen sistematik gericileştirme operasyonu oldu.

Ülke tarihi boyunca işçi düşmanlığı, yolsuzluk, hukuksuzluk ve adaletsizlik tanımlarının en çok yapıldığı dönemlerden birisi oldu 10 yıllık AKP iktidarı… İktidara geldiği günden bu yana emekçi düşmanı ve adaletsizlik dolu politikaların en büyük güvencesi ise gericileştirme politikaları oldu.

“Ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun? O belki senin işin olabilir, biz muhafazakâr bir nesil yetiştireceğiz, bunun için çalışıyoruz.” Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri 10 yıllık AKP iktidarının izlediği sistematik gericileştirme politikalarının kısa bir özetini de içeriyor.
 
Cemaatler her yerde
AKP iktidarı ve gericilik denildiğinde akla ilk olarak cemaatler geliyor. Cemaatlerin hemen her kurumda ciddi bir güç elde ettiği bilinirken, bu konuda akla gelen ilk örnekler emniyet ve özel yetkili savcılar oluyor. AKP ve cemaat işbirliği ile Türkiye’de onlarca siyasi dava gerici isimlerin yönlendirmesi ve karar vericiliğine bırakılmış durumda. Yine dersanaler aracılığıyla çocuklar cemaatlere teslim edilirken, yine AKP eliyle binlerce öğrenci cemaat yurtlarına yönlendirildi. Toplumun hemen her yerini saran cemaatler arasında en büyük gücü toplayan Gülen cemaati, AKP iktidarının da en temel dayanaklarından birisi haline geldi.
 
Her kuruma imam hatipli başkan
10 yıldır imam hatip mezunları tarafından yönetilen Türkiye’de devletin neredeyse tüm kurumlarının başına imam hatip mezunları atanırken bu konuda örnekler saymakla bitmiyor.

-Polis Akademisi'nin başına İmam Hatip Lisesi mezunu Prof. Remzi Fındıklı atandı.

-Dışişleri Bakanlığı bakan yardımcılığı görevine İzmir İmam Hatip Lisesi mezunu ve Fehmi Koru’nun kardeşi Naci Koru atandı.

- YÖK Genel Sekreterliği'ne, imam hatip kökenli Diyanet Vakfı Genel Müdürü Süleyman Necati Akçeşme getirildi.

- Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali mescidi imamının, 143 milyon 829 bin lira bütçesi olan RTÜK’te sayman yapılmasının ardından, İmam Hatip lisesi mezunu bir memur da "Sayman yardımcısı" olarak atandı.
 
- İçişleri Bakanlığı’nın 2011 yılında verdiği bilgiye göre, 81 valinin 12'sinin imam hatip mezunu olduğunu açıklamıştı. Bu sayı yaklaşık olarak her 7 validen birinin imamlık eğitimi aldığını gösteriyor. Emniyet müdürleri ve kaymakamlar arasında da sayının yüksek olduğu tahmin ediliyor.

- 2009 yılında mecliste kendisine yöneltilen bir soruyu yanıtlayan eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AKP hükümetinin iktidarda olduğu 3 dönemde atanan 529 yöneticiden 5 il 55 de ilçe milli eğitim müdürünün din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olduğunu açıkladı. Çiçek’in verdiği rakamlar AKP’nin atadığı her 10 il ve ilçe milli eğitim müdürünün birinin din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olduğunu ortaya koydu.

- Sağlık Bakanlığı da 2010 yılının Mart ayında yayımladığı yeni "Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik" ile etik kurullara ilaç araştırmalarını dine uygunluk yönünden incelemek üzere ilahiyat fakültesi mezunlarının atanmasına karar verdi.
 
"İmamlarla çevirdim ana yurdu dört baştan"
AKP’nin birçok kuruma imam hatipli atamasının yanında yaptığı bir diğer uygulamada imamları toplumsal yaşamın merkezine oturtmak için attığı adımlar oldu. İşte o adımlardan bazıları:

-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kadına Şiddete Karşı Ulusal Eylem Planı çerçevesinde 100 bin imama eğitim verecek.

Toplumun hemen her yerini saran cemaatler arasında en büyük gücü toplayan Gülen cemaati, AKP iktidarının da en temel dayanaklarından birisi haline geldi.

- Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun (SHÇEK) yürürlüğe koyduğu “Ünvan Değişikliği Sınavı” sonucunda din görevlisi adı altında imamlar, SHÇEK kuruluşlarında il müdür yardımcısı, ilçe sosyal hizmetler müdürü, şube müdürü ve kuruluş müdürü olmaya başladı. Böylece kimsesiz çocukların imamlara tesliminin önü açıldı.

- AKP’nin imamları sosyal yaşama daha fazla müdahil etmek için yaptığı uygulamalardan birisi de aile imamlığı uygulaması oldu. İmamların sosyal hayata daha katılımcı olması için ev ve esnafları gezmesi, çocuklarla ilgilenmesi, sosyal aktiviteler düzenlemesi gibi yeni görevler tanımlanırken, bu uygulamaya 5 ilde pilot olarak başlandı.

-Diyanet'in 'aile imamlığı' projesinin ardından, benzer bir çalışma da MEB tarafından başlatıldı. İmam hatip liseleri bünyesinde ailelerle toplantı yapılarak anne, baba, öğrenci ilişkileri ve ergenlik konularında eğitimler verilecek. İmam hatip liselerinden oluşturulacak heyetler ev ziyaretleri de yapacak.
  
4+4+4: Gericileştirmede son nokta
AKP’nin toplumu gericileştirme ve Erdoğan’ın açıkladığı gibi “dindar” ve “kindar” bir nesil yetiştirme adına attığı son adım eğitimde gericileştirme projesi olan 4+4+4 oldu. 4+4+4 eğitim sistemini kabul etmeyen öğrenciler Başbakan Erdoğan tarafından gerizekalı olarak tanımlanırken, yüzlerce okul imam hatibe dönüştürüldü.

AKP'nin dindar gençlik yetiştirme adına attığı en net adımlardan olan 4+4+4 sistemiyle ilgili AKP Muğla Milletvekili Ali Boğa yaptığı açıklamada en az Erdoğan kadar net konuşarak şöyle konuştu:

"Şu anda imam hatipliler olarak veya müttefikleri, sevdalıları olarak buradayız. Şu anda bir şans geçti elimize. Biz bütün okulları, elbette bu okulların kaydında kuydunda sayıyı artıracağız. Ama bütün okulları imam hatip okulu yapma şansını elde etmiş durumdayız. 4+4+4’ten sonra Kurankerim ve Peygamberimizin hayatının seçmeli ders olmasından sonra bu şansımız var. Buradaki topluluğa imam hatip okulunu yaşatmak, devam ettirmek, orta kısmı açmak, daha yeni kampüsleri açmanın yanı sıra hepimizin omzuna bir yük daha biniyor."

Yeni eğitim sisteminden manzaralar:

-İstanbul Kartal’da bulunan Öğretmen Zekeriya Güçer İlköğretim Okulu’nda, imam hatip ortaokulu ile ilkokul ve ortaokul öğrencileri arasına yönetmeliği yerine getirmek adına çam ağaçları konuldu…

AKP’nin imamları sosyal yaşama daha fazla müdahil etmek için yaptığı uygulamalardan birisi de aile imamlığı uygulaması oldu. İmamların sosyal hayata daha katılımcı olması için ev ve esnafları gezmesi, çocuklarla ilgilenmesi, sosyal aktiviteler düzenlemesi gibi yeni görevler tanımlanırken, bu uygulamaya 5 ilde pilot olarak başlandı.

-İstanbul Sarıyer’de engelli ve özel öğrencilere yönelik olarak düzenlenmiş tek okul olan Mehmet Sevim Ulusal İlköğretim Okulu’nun 4+4+4 eğitim yasası kapsamında imam hatip ortaokuluna dönüştürüldü.

- 10 Eylül’de başlayacak eğitim için çocuklarını formalarıyla, çantalarıyla okula getirdiğinde okulun imam hatibe dönüştürüldüğünü öğrenen veliler ve öğrenciler hafta boyunca eylemdeydi.

-AKP'nin 4+4+4 düzenlemesi ile birlikte türban ilköğretim okullarına da girmiş oldu.

-Yeni eğitim-öğretim dönemi için hazırlanan 18 seçmeli dersin birçoğu için öğretmen dahi bulunmazken, bu derslerin büyük bölümü açılamadı. Öğrenciler birçok okulda zorunlu olarak din dersi seçmek zorunda kaldı.

-Keçiören Kamil Ocak İlkokulu'nda 5 buçuk yaşındaki öğrencileri bodrum katında içinde "kuyu" bulunan sınıfa mahkûm eden Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), velilerin itirazı nedeniyle Kardelen İlkokulu'nda açılamayan imam hatip ortaokulu için villa kiraladı.
 
Aleviler: Açılımdan ucubeye
AKP iktidarının gericileştirme saldırılarının hedefinde olan kesimlerden birisi de Aleviler oldu. AKP'nin kendi Alevisini yaratma süreci olarak tanımlanan açılım politikalarıyla, Aleviler gericileşme sürecinin bir parçası haline getirilmek istenirken, bu konu da AKP iktidarının "sınıfta kaldığı" alanlardan birisi oldu. Türlü saldırılara rağmen Alevi örgütleri AKP saldırlarına karşı net bir tavır alırken, AKP'nin kendi Alevisini yaratma süreci ise başarısızlıkla sonuçlandı.

Başarısız sonuçlanan açılım politikalarının ardından Erdoğan Alevileri hedef tahtasına oturtarak cemevlerini ucube ilan ederken, Alevileri miting alanında yuhalatmaya kadar ilerledi.

AKP iktidarının Alevi açılımından geriye ise Erdoğan'ın şu açıklamaları kaldı:

-Erdoğan Karacaahmet Cemevi ile ilgili olarak “…o cemevi bir ucube olarak yapıldı orada. Hala kaçaktır. Ruhsatı yoktur. Karacaahmet Türbesi’nin yanında ucube olarak durur”

-Seçim meydanlarında sürekli olarak Alevi inancına gönderme yapan Erdoğan, Alevi inancına sahip yurttaşları Kılıçdaroğlu üzerinden yuhalatmış, durum Aleviler tarafından büyük tepki çekmişti.
 
Seküler birikim yok edilebilir mi?
AKP'nin toplumun her alanında yürüttüğü sistematik saldırılara karşı seküler birikim bir türlü yok edilemiyor. 4+4+4 eğitim sistemi ile ortaya çıkan gerici saldırılara karşı birçok okulda ciddi bir direnç gösterilirken, özellikle Kardelen İlköğretim Okulu'ndaki mücadele sonucunda sağlanan kazanım AKP'nin bu konuda attığı geri adımların simgelerinden birisi olmuştu.

AKP iktidarının gericileştirme saldırılarının hedefinde olan kesimlerden birisi de Aleviler oldu. AKP'nin kendi Alevisini yaratma süreci olarak tanımlanan açılım politikalarıyla, Aleviler gericileşme sürecinin bir parçası haline getirilmek istenirken, bu konu da AKP iktidarının "sınıfta kaldığı" alanlardan birisi oldu.

Kürtaj ve sezaryen konusunda AKP'nin atmaya çalıştığı gerici adımlar sokaklara dökülen ve AKP'ye tepki gösteren binlerce kadının mücadelesi sonucunda geri adımla sonuçlandı.

AKP'nin saldırılarının yoğunlaştığı bir diğer alan sanat olurken, bu konuda yapılan türlü saldırılara karşın "muhafazakar" sanat konusunda ilerleme sağlanamadı. Fazıl Say'ın hedef haline getirildiği saldırılar sonucunda Say'a büyük bir kamuoyu desteği ortaya çıkarken, gerici saldırılarda hedeflenen başarı sağlanamadı.

Tiyatroların da "muhafazakar" bir forma sokulması için atılanadımlar başarısızlıkla sonuçlanırken, tiyatro emekçilerinin mücadelesi sonucunda AKP bu alanda da ilermele sağlayamadı.

Saldıların merkezinde yer alan konulardan birisi bilim olurken, bu alanda evrim karşıtı türlü safsatalar özellikle öne çıkarıldı. Tüm bu saldırılara karşı "Evrimi Savunuyorum" diyen bilim insanları önemli bir mücadele yürütürken, bu konuda yapılan çalışmalar toplum nezdinde büyük destek gördü.

(soL – Haber Merkezi)