İkinci “darbe günlükleri” vakası

Son günlerin en çok tartışılan konusu "İkinci darbe günlükleri vakası". Ergenekon soruşturması nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay'a ait olduğu ileri sürülen ve ordunun AKP'ye yönelik darbe planları olarak yorumlanan "günlükler"in tam metni bu kez Doğan Grubu tarafından “ortaya çıkartıldı”.

soL (HABER MERKEZİ) Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan gazeteci yazar Mustafa Balbay'a ait olduğu söylenen ve basında "sivil darbe günlükleri" olarak adlandırılan notlar dün itibariyle pek çok internet sitesinde tam metin olarak yayınlandı. Ancak ilginç olan günlükleri ilk yayınlayan internet sitesinin Doğan Holding bünyesindeki Doğan Burada Dergi tarafından hazırlanan Tempo 24 adlı haber sitesi olmasıydı. İlgi çekici bir diğer nokta da Ergenekon soruşturması dahil pek çok konuda "hükümet sözcüsü" gibi yayın yapan, hükümete yakınlığı ile bilinen Sabah Gazetesi'nin günlüklere dair "tek bir satır bile" yayınlamaması oldu.

Ergenekon soruşturmasının geçtiğimiz günlerde mahkemeye sunulan ve henüz mahkemenin incelemekte olduğu ikinci iddianamesinde yer aldığı belirtilen ve "Balbay'a ait Casper marka dizüstü bilgisayar içerisinden çıkan Western Digital marka, seri numarası WMAM9EF31256 olan bilgisayar hard diskinde yapılan incelemede görülen farklı kaydedilmiş dosyaların birleştirilmesiyle" oluşturulduğu söylenen bu günlüklerin Tempo 24 sitesine nasıl "ulaştığı" ise açıklanmıyor.
Bilindiği gibi yine Ergenekon davasına temel teşkil ettiği söylenen bir diğer "günlük vakası", Eski Deniz Kuvvet Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu ileri sürülen "darbe günlükleri" 2007 yılında Alper Görmüş'ün yayın yönetmenliğini yaptığı Nokta Dergisi tarafından yayınlanmıştı. Örnek'e ait olduğu söylenen günlüklerin de Nokta Dergisi'ne nasıl "ulaştığı" konusunda tatmin edici bir açıklama yapılamamıştı.

Mustafa Balbay'a ait olduğu söylenen ve Şener Eruygur, Aytaç Yalman gibi üst düzey ordu komutanları ile yapılan görüşme ve toplantı notlarından oluşan günlüklerde AKP hükümetine karşı yapılacaklar, ordu içerisindeki tepkiler, Genelkurmay Başkanı'nın tutumu, medyanın desteğinin nasıl sağlanacağı, ABD ve AB'nin kimin yanında olduğu, kime destek olduğu ve CHP'nin işe yarayıp yaramayacağı üzerine değerlendirmeler yer alıyor.

Star, Taraf, Zaman gibi basın organlarında 2002-2005 yılları arasında "darbenin eşiğinden dönüldüğü", "ayrıntılı darbe planları yapıldığı" şeklinde değerlendirmeler eşliğinde aktarılan günlüklerden bazı bölümler şöyle:

"- Olur, olmaz ayrı konu, şöyle bir senaryo düşünüyorum... Şimdi siz de söylediniz kuvvet komutanları blok, dört kişi... Altında ordu komutanları, orgeneraller, korgeneraller blok, onun altında tümler, tuğlar blok, hepsi bir araya gelse ve dese ki sizinle olmuyor... İşte Kara Genelkurmay olur, siz Kara'ya geçersini, İzmir'deki Jandarma olur, İstanbul'dakini de artık ne yaparsanız..

ŞE - Ya o, siz gidin derse..
- Diyemez... Tümünüzü karşısına nasıl alır?
ŞE - Evet, diyemez, ama... Uzun süre sustu, düşündü..."
(Mustafa Balbay- Şener Eruygur)

"Tümüyle bir temizlik. SBF mezunu, yerel yönetimleri bilen, eğitim almış subaylar var bu son şans olabilir. Yoksa daha kötü. Tümüyle bir yenilik. Her konuda. AB sürecini de engellemeyecek bir süreç. Böyle olmalı. Medyanın durumu bizi çok düşündürüyor. Çoğu satılmış"

"ABD ne yapar bizim harekete o belli değil. Acaba... BİR Numara (HİLMİ ÖZKÖK) en çok ona (ABD) mı güveniyor? Olabilir. Öz ÖR (ÖZDEN ÖRNEK), Çetin (ÇETİN DOĞAN), Tamer (TAMER AKBAŞ) emekli edilirse bu iş bitmiş demektir. Ya da 27 (27 MAYIS 1960 DARBESİ) benzeri bir şey olabilir demektir. O da kanlı olur. Komutanlar da öyle düşünüyor. Irak'ta başarısızlık, Kıbrıs'ta son durum biraz rahatlattı ama, o da başarısızlık. Olay sadece irtica değil, Türkiye kayıyor bizi örnek müslüman ülke olarak tanıtıyorlar İslam dünyasına, olmaz..."
(Mehmet İlhan)

"Bunlara karşı biraz sabırlı da hareket etmek gerekiyor. Şimdi eskisi gibi müdahale et.. Olmaz... (gülerek) keşke olsa, öyle bir ortam... gerekirse...yani.."
(Şener Eruygur)

"Tabii ekonomik durum var bir de AB var. Bu AB adı altında her şeyi yapacak bunlar. Çok kritik bir eşikten geçiyoruz. Biz de ekonomiyi bozan taraf olmak istemiyoruz."
(Aytaç Yalman)

"Ben yarbaylığımda birinci ordu komutanımızla Çetin DOĞAN'LA birlikteydim. 12 Eylül döneminde yarbaydım. Çetin arada şeyleri olur ama, iyidir. Yurtseverliğinden kuşku yoktur. O zaman bizim İstihbarat Daire Başk. Suat İLHAN'dı. 1979 ya da 80'in başları... "Neden bu hale geldik yazın bakalım" dedi. Ben de bir şeyler karaladım. Başımıza ne geldiyse Atatürkçülükten saptığımız için geldi dedim. Buna inanıyorum, bu yüzden geldi. İlhan aldı benim yazıyı, her tarafını çiziyor. Susup dinlemem lazım ama, haddimi aştım, "Komutanım ne yapıyorsunuz" dedim. O da, "Senin sol elin kuvvetli" dedi. Ben de "Efendim kuşkunuz varsa atın" dedim. O da, hayır dedi, biz ileride bizim yerimize gelecek olanlar üzerinde ayrıca eğiliriz dedi. Bana bir kitabını göndermiş. Teşekkür için aradığımda hatırlattım. Güldü. O biraz Türk-İslam sentezine yakındı"
"Ben ziyaretleri gündeme getirdim. Arınç'a gidip üç dakika kalma... Ben zaten gitmekten yana değildim, hiç gitmeyelim dedim. Ama bu da etkili oldu. Elini dahi sıkmadım. Uzattı hafif sıktıktan hemen sonra, haydii gibilerden elimi hafif yukarı kaldırarak çektim, dedi..."
(Şener Eruygur)