Herkese bir kulp!

AKP’yi rahatsız edenlere bin türlü kulp takılıyor. Dikili Belediye Başkanı “bedava su” davasından beraat etmesinin hemen ardından, iki ayrı davadan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Dikili’nin halkçı uygulamalarıyla dikkat çeken Belediye Başkanı Osman Özgüven üzerindeki baskı sona ermiyor. Özgüven, bir davadan beraat etmesinin hemen ardından, iki ayrı davadan 4’er yıl 2’şer ay hapis cezası aldı.

Osman Özgüven yönetimindeki Dikili Belediyesi, vatandaşlardan 10 tona kadar su kullanımı için ücret almıyordu. Belediyenin bu hizmeti, AKP’nin tepkisini çekiyordu. Öyle ki, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Biz yapınca fakir fukara edebiyatı deniyor, onlar yapınca sosyal belediyecilik oluyor” demiş, Özgüven hakkında dava açılmıştı. Özgüven, bu davadan pazartesi günü beraat etti.

Ancak, bu beraat kararının hemen ardından, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven ile belediye ihale komisyonu üyeleri hakkında Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nde iki dava açıldı ve Özgüven, bu davalarda toplam 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İlk dava, otobüs garajının satışına, ikinci dava ikinci el araç alımı ihalesine fesat karıştırıldığı iddialarıyla açıldı. Her iki davada da Özgüven’e 5’er yıl hapis cezası verildi, cezalar 4’er yıl 2’şer aya düşürüldü.

Dikili Demokrat Parti İlçe Teşkilatı Başkanı Halis Devecioğlu, duruşmanın ardından Özgüven'in daha önce ücretsiz su verilmesi davasına ilişkin beraat kararını “Adalet yerini buldu” sözleriyle karşıladığına değinerek, “Adalet şimdi yerini buldu. Biz hatadan dönmek erdemliliktir dedik. Onlarsa dönmediler” dedi.

Her kapıyı açan kulp: Ergenekon
AKP’nin karşıtlarına karşı son dönemde en fazla yüklediği “günah”, Ergenekon soruşturması kapsamına almak oldu. Son aylarda en fazla gündemde yer tutan örnek, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’di. JİTEM hakkında ilk soruşturmayı açan, ancak devlet kurumlarının “pasif direnişi” nedeniyle soruşturmada hiçbir işe yarar ilerleme sağlayamayan savcı olan Cihaner, Erzincan’da cemaatlere dönük kapsamlı bir soruşturma başlatmasının ardından Ergenekon’la ilişkili olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı.

Cihaner’e takılan “Ergenekon kulpu” başsavcıyı kamuoyunun gözlerinde değersizleştirmeye yetmediği için olacak, Cihaner tutuklandıktan sonra da başta Zaman ve Vakit olmak üzere yandaş medya, Cihaner hakkında birçok iddia ortaya atmış, bir karalama kampanyası başlatmıştı.

Rektörlere baskı

AKP’nin beğenmediği kişileri bulundukları mevkiden uzaklaştırma çabalarının bir diğer hedefi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) eski rektörü Ferit Bernay olmuştu. Bernay’ın yönetimi hakkında Meclis’te araştırma komisyonu kurulmuş, vaktiyle Bernay’a karşı yürüyüş düzenlemiş olan dekanlardan birisi komisyonun bilirkişisi olarak görev almıştı.

Bernay’ın yönetimindeki üniversiteye iki sene boyunca kadro verilmedi. Birçok baskıya uğradı. Sonunda Ergenekon’dan içeri alındı. Birkaç ay sonra tahliye edilen Bernay’ın görev süresinin dolmasıyla birlikte Abdullah Gül tarafından yerine atanan rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan ise eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz döneminde Hizbullah ve İBDA-C örgütleriyle ilişkili olduğu gerekçesiyle soruşturma geçiren, ‘Türbana Özgürlük’ bildirisi imzacılarından olan bir isimdi.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü iken özellikle türban karşıtı tavrıyla dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Akaydın da AKP’nin yerinden etme taktiklerinin bir başka hedefi olmuştu. Üniversitelerarası Kurul’un da o dönem başkanı olan Akaydın’ın çıkışlarının ardından Akaydın’a karşı yandaş medya bir karalama kampanyası başlatmış, iş sonunda hem üniversitedeki seçimlerde, hem de YÖK’ün Cumhurbaşkanı’na gönderdiği listede birinci sırada yer alan Akaydın’ın rektörlüğe atanmamasıyla “çözülmüştü”. Akaydın, daha sonra akademiyi bırakıp CHP’den Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu ve AKP’nin karşısında sandıktan galip çıktı.

Bürokraside, belediyelerde, akademide ayrıntılara inildikçe, AKP’nin sevmediği kadrolara karşı “kulp takma” savaşı iyice belirgin oluyor. Kimileri yolsuzlukla suçlanıyor, muazzam para cezalarıyla karşı karşıya bırakılıyor, kimilerinde iş “Ergenekon bağlantısı”na kadar götürülebiliyor, kimilerinde ise, DTP’li belediye başkanları gibi, “terör örgütü bağlantısı” işten almalara gerekçe oluyor. AKP’nin “iktidar savaşı” sürüyor.

(soL - Haber Merkezi)