soL (HABER MERKEZİ) Haydarpaşa Limanı ve çevresi, uluslararası sermayenin ve IMF'nin borç ödeme direktifleri doğrultusunda kamuya kapatılıyor. Amaç, 1,5 milyon metrekare alanı "Dünya Ticaret Merkezi ve Kruvaziyer Liman" adıyla yapılaşmaya açıp, rant elde etmek. Süreç, 17 Aralık 2004 tarihinde TBMM'de çıkarılan 5234 sayılı yasayla başlamıştı. Bu yasayla, bölgede gerçekleştirilecek imar planlarında, ruhsat işlemlerinde belediyeler devre dışı bırakılıp, tüm yetkiler Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na verilmiş durumda. Üstelik, itiraz hakkı tanınmadan ve uygulama zorunluluğu getirilerek. Bütün bu yaşanananlara karşı, Haydarpaşa'ya sahip çıkma mücadelesi de yükseliyor.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız BTS (Birleşik Taşımacılık Sendikası)1 Nolu Şube Başkanı Hasan Bektaş, Haydarpaşa'nın özelleştirme sürecini ve bu sürecin getireceklerini anlattı.
Süreci kısaca özetler misiniz? Özel olarak toplu taşımada demiryolunun işlevi açısından ve toplumsal etkileri neler olacak?
Hasan Bektaş: İstanbul'un trafik sorununu çözmek amacıyla hazırlanan projenin 1985'teki ilk halinde, Haydarpaşa ve civarının demiryolları ile bağlantısı kesilmiyordu. Ancak, AKP hükümeti, projeyi yeniden düzenleyerek, güzergahta değişiklik yaptı. Yapılan
değişiklikle Haydarpaşa, liman ve çevredeki TCCD'ye ait işyerlerinin, yapılacak yol ile bağlantısı kesildi. Kamuoyuna İstanbul'un trafik sorununu çözecek yüzyıllık proje olarak tanıtıldı. Yolun önceki güzergahında değişiklik yapıldığı için de, Haydarpaşa ve civarındaki
TCDD arazilerinin ve işyerlerinin bulunduğu yerlerin satılmasına kendilerince zemin hazırlandı. Oysa ki Haydarpaşa'nın içinde olmadığı bir güzergah, hiçbir şekilde ulaşıma hizmet etmez.
İstanbul konum olarak kuzeye doğru gelişmekte... Şimdiki banliyö hatlarının bulunduğu demiryolu güzergahı sahile yakın olup, bu yönde gelişimini tamamlamış, yolcu sayısı da günlük ortalama 130 bin olarak oturmuştur. Yapılacak yeni yollar şu anki E-5 pareleline ve daha kuzeye doğru olmalıdır. Eğer bu proje uygulanırsa, bu yolcu sayısında bir artış olmayacaktır. Peki, o halde neden ısrar ediliyor? Cevabı çok açık: Denize sıfır, Kadıköy civarında yaklaşık 1.5 milyon metrekare müthiş bir arazi. Kimlerin iştahını kabartmıyor ki.
Hazırlanan proje, o bölgede müthiş bir sıkışlık yaratacak. Buralara devasa otel, kongre ve iş merkezleri yapılacak. Dolayısıyla herkes giremeyecek. Belli kişilere hizmet edecek.
BTS olarak bu süreçte neler yaptınız?
Sendika olarak, içinde yaklaşık 60 civarında sivil toplum kuruluşu olan Haydarpaşa Dayanışması'nı kurduk. Yaklaşık dört yıldan beri hukuk mücadelesi veriyoruz. Kamuoyunu bilinçlendiriyoruz. Ama en önemlisi, Marmara projesinde gizlenen "kamu mallarının peşkeş çekilmesi faaliyetlerini" anlatıyoruz.
Mücadelenin bundan sonraki evresi nasıl şekillenecek?
Mücadele, daha fazla kamuoyu desteği alarak, yapılanlar geri çekilinceye kadar sürecek. Bu mücadeleye İstanbullular, halkımız ne kadar sahip çıkarsa o kadar başarıya ulaşır. Ve bundan sonra yapılmak istenenlerin de önünü keser.