"Hayata Dönüş" dokuzuncu yılında

"Hayata Dönüş Operasyonu" adı altında 20 hapishanede eş zamanlı olarak düzenlenen ve onlarca devrimcinin ölümü ile sonuçlanan katliamın üzerinden dokuz yıl geçti...

19 Aralık 2000'de başlayan ve günlerce süren "Hayata Dönüş Operasyonu"nun üzerinden dokuz yıl geçti. 19 Aralık'ta yapılan "Hayata Dönüş" operasyonu sonucunda kimse hayata dönmemiş, aksine bazıları yakılmak üzere toplam 30 kişi öldürülmüş ve çok sayıda insan sakat kalmıştı. Operasyonu planlayanların ödüllendirildiği, müdahale eden kamu görevlilerinin "zaman aşımı" sayesinde ceza almaktan kurtulduğu operasyon, tartışılmaya devam ediyor.

Katliam!
Koğuş sisteminin yerine getirilmek istenen hücre uygulamasına karşı tutuklular, 20 Ekim 2000 tarihinde Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılmasını da içeren 19 maddelik talepleriyle süresiz açlık grevine başlamıştı. Bu açlık grevi 45. gününde ölüm orucuna dönüşmüştü. Bunun üzerine, 19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında gerçekleştirilen ve Türkiye genelinde 20 cezaevine aynı anda başlatılan "Hayata Dönüş Operasyonu"nu ya da diğer başka bir ifadeyle "19 Aralık Katliamı" çok kanlı oldu.

Cezaevlerine müdahale öncesinde yazar ve aydınlar ile Türk Tabipleri Birliği ile TMMOB temsilcilerinden oluşan ara bulucu heyeti taraflarla günler süren görüşmeler yapmış, görüşmeler sırasında dönemin DSP'li Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, "Kamuoyu ikna edilmeden F tipi cezaevleri açılmayacak" yönünde bir açıklamada bulunmuştu. Operasyon başlamadan bir gün önce F tipi cezaevlerine geçişler süresiz olarak ertelenmiş olmasına karşın müdahalenin yapılmış olması karar alıcı birim ve mekanizmalara ilişkin soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştu.

Zaman aşımı
Operasyon sırasında yaşanan ölüm ve yaralanmalara rağmen gerçek sorumlular hakkında hiçbir dava açılmazken, bazı güvenlik görevlileri hakkında açılan sembolik davalar ise ya zaman aşımından düşürüldü, ya da zamana yayılarak gündemden düşürüldü. Sonuç itibariyle 19 Aralık'ın sorumlularından hiç kimse cezalandırılmadı. Operasyonun ardından bir çok kamu görevlisi hakkında açılan sembolik davaların tamamı "zaman aşımı"na uğradı. Bu davaların en tipik örneği, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Bayrampaşa Cezaevi'ne yapılan operasyona katılan infaz koruma memurları, jandarmalar ve cezaevi yetkililerinden oluşan toplam 1615 kamu görevlisi hakkında açılan dava. Bu dava 2008 yılının Haziran ayında zaman aşımına uğradı. Davaya bakan mahkemenin hakimi ve savcısı sürekli değiştirilirken 7 yıldır herhangi bir delil toplanmadı ve pek çok sanığın ifadesine dahi başvurulmadı. Diğer cezaevlerindeki kamu görevlileri hakkında açılan davalarda da benzer süreçler işledi.

"Aklanma hakkımızı istiyoruz"
Operasyonun ardından 167 tutuklu ve hükümlü hakkında açılan dava, zaman aşımı nedeniyle düştü. Sanık avukatlarından Taylan Tanay, bu kararın ardından yaptığı basın açıklamasında, CMK'da, "beraat kararının söz konusu olduğu hallerde başka bir kararın verilemeyeceği" yönünde hüküm bulunduğu belirtti. Tanay, "Biz de müvekkillerimiz hakkında derhal beraat verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edildikten sonra dosyayı Yargıtay'a temyize götüreceğiz. Ayrıca, adil yargılama hakları ihlal edildiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağız" dedi.

AKP'den Ertosun'a onur madalyası
F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve operasyon sırasında Cezaevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan ve 2009 yılında Ergenekon'la bağlantısı olduğu iddia edilen Ali Suat Ertosun'a 2004 yılında AKP hükümeti kararıyla Devlet Bakanı Cemil Çiçek tarafından 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' verilmişti.

“Hayata Dönüş”ün bilançosu
İnsan Hakları Derneği “Hayata Kasıt Operasyonu Brifing Metni”nden alınan verilere göre, operasyonun bilançosu şöyleydi:

“-Operasyon düzenlenen cezaevi sayısı: 20

-Operasyonda öldürülen tutuklu ve hükümlü sayısı: 28

-Hastaneye kaldırılan tutuklu-hükümlü: 237

-Askerlerin silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren asker: 2

- Askerlerin silahından çıkan kurşunla yaralanan asker: 6

-Edirne F Tipi Cezaevine sevk edilenler: 348

-Kocaeli F Tipi Cezaevine sevk edilenler: 340

-Sincan F Tipi Cezaevine sevk edilenler: 341

-Kartal F Tipi Cezaevine sevk edilenler: 67

-Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevine Sevkler: 45

-Operasyon öncesi ölüm orucunda olanlar: 259

-Operasyonu protesto sırasında gözaltına alınanlar: 2145

-Operasyonu protesto edenlerden tutuklananlar: 58

-Copla tecavüz iddiası: 8

-Operasyondan sonra basılan kültür merkezi, dernek, parti binası: 18

-Mühürlenen dernek sayısı: 2”

Yine ölüm orucunu destekleyen tutuklu yakınlarından 7'si, tahliye olduktan sonra ölüm orucunu sürdürenlerden 12'si, kendi yakarak ölmüş, 5 Kasım 2001’de Armutlu’ya düzenlenen operasyonda ise 4 kişi öldürülmüştü.

(soL - Haber Merkezi)