Harvard mezunu arkeolog mobbinge isyan etti: Namert korkaklar!

Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Güner Coşkunsu, sosyal paylaşım sitesi Facebook hesabından kendisine uygulanan mobbinge isyan etti.

Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Güner Coşkunsu, mobbinge maruz kaldığını, sosyal paylaşım sitesi Facebook hesabından isyan ederek dile getirdi.

Coşkunsu, hesabındaki kişisel duvarından “Usulsüzlüklere, yolsuzluklara, haksızlıklara, nepotizme, anti bilimselliğe, intihale, her türlü kadrolaşmaya (ajanlar dahil olmak üzere), bölücülüğe, fişlemeye, kısacası kurumsal ahlaksızlığa karşı duran, gerekli yasal işlemleri talep eden veya uygulayan akademisyene mobbing yapmanın yanında aba altından sopa gösterenlerden veciz sözler: - Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin..." ifadelerini kullandı.

Radikal'den Ömer Erbil'in haberine göre, Harvard arkeoloji bölümü mezunu Güner Coşkunsu bir süredir Mardin’de yağmalanan sit alanlarına karşı tek başına mücadele veriyor, kültür varlıklarının korunması için ciddi tehditler alıyordu.

Buna rağmen susmamış, haksızlıklara dur demek için elinden geleni yapmıştı. Mardin Müzesi’nde yaşanan usulsüzlükleri dile getirdiği için Müze Müdürü Nihat Erdoğan’ın küfürlü tacizlerine maruz kalmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verdiği şikayet dilekçelerinden de bir sonuç alamamıştı.

'Tarih sizi affetmeyecek ağalar, sultanlar!'
Coşkunsu, Facebook hesabından tepkisini şu şekilde dile getirdi:

“Önümdeki bir dosya dolusu rezalet belgeyi yeniden incelerken dışa vurmak istediğim düşüncelerimden bir özet: Mardin'de çok kanunsuzluk var, çok. Neyse ki arkalarında kollektif aptallıkları sonucu suçlarına dair epey somut kanıt bıraktıkları için dokunulmaz olduklarını sanan o gafil kuklalar ve kuklaların ipini tutan büyük kuklalar bir gün adaletin hükmünden kaçamayacaklar. Bu ülkeyi sahipsiz, akademisyeni (bu ünvanı hakeden akademisyenlerden bahsediyorum, zira gerisi de zaten kukla) aciz sanıyorlar. Usulsüzlüklere, yolsuzluklara, haksızlıklara, nepotizme, anti bilimselliğe, intihale, her türlü kadrolaşmaya (ajanlar dahil olmak üzere), bölücülüğe, fişlemeye, kısacası kurumsal ahlaksızlığa karşı duran, gerekli yasal işlemleri talep eden veya uygulayan akademisyene mobbing yapmanın yanında aba altından sopa gösterenlerden veciz sözler:

- Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin...

- Hay Allah sizin doçentliğiniz hala bizlerin elinde, değil mi? (herkes alanındaki namert ve satılmış doçentlik jüri üyelerinin kim olduğunu, kimlerin eline kırbacı alarak jüriyi kontrol etmeye çalıştığını bilir.)

- Bakanlık'taki ahbaplarım kazı ve yüzey araştırması başvurularında çok etkin. Sahi neden hala başvurularınız onaylanmadı? (Bakanlığın adını kullanarak tehdit savurma cüreti ve Bakanlığın öcü olduğunu inandırmadaki başarı sadece korkakların ve kölelerin hakim olduğu toplumumuza özgü bir durum olsa gerek)

- Bölüm Başkanlığı görevinizin ve iş sözleşmenizin yenilenmesi de yaklaşıyor...

- Böyle yapmaya devam edersiniz herkes geçimsiz ve deli olduğumuza daha çok inanacak, yalnız kalacaksınız (bildiğiniz malum kitlesel sistematik algı yönlendirme taktiği. Dedikodudan beslenen ve önyargıdan kurtulamamış sorgulama yeteneği gelişmemiş toplumlardaki popüler bir silah)

- Aman hocam, yakınlarınız sizi bir köşede ölü bulmasın... Onca emeğiniz ve Harvard diplomanız da boşa gitmesin (Harvard'ın adı bile bazı hassas bünyelilerde bir çeşit biyolojik tolerans sorununa sebep oluyor, çölyak hastalığı gibi bir şey)

- Maaazallah bir köşede ayağınıza kurşunu yemiyesiniz (şehrin her karış sit alanını ranta satan bir arkeolog da aynı tehdidi yapmıştı)...

Haydi oradan namert korkarlar!

Bendeki yürek ve zeka sizde olsa zaten böyle pespaye yollara muhtaç olduğunuzu düşünmezdiniz. Hepiniz çirkin eylemleriniz ve ardınızda bıraktığınız somut suç delillerinizle tarihe kayıt olarak düşüldünüz. Elbet bir gün kitaplar sizi yazacak, haberler sizden bahsedecek, bilimsel platformlarda berbat örnekler olarak kullanılıp çatır çatır eleştirileceksiniz (karalama, iftira ve dedikodudan bahsetmiyorum. Hiç sevmediğiniz ve mahrum kaldığınız bilimsel eleştiri yeteneğinden bahsediyorum). Aldığınız ahlar hep ayağınıza dolanacak. Ve tarih sizi affetmeyecek ağalar, sultanlar!"