Halkın polisi Sıtkı Öner, Ethem’in vurulduğu yere karanfil bıraktı

Yetmişli yıllarda faaliyet gösteren Pol-Der’in Genel Başkanlığını yapmış olan Sıtkı Öner, Ethem’in polis kurşunuyla katledildiği yere karanfil bıraktı. Öner, polislere Başbakan’ın değil, halkın yanında olun çağrısı yaptı.

“Halkın polisleri” olarak bilinen Pol-Der’in Genel Başkanlığını yapmış olan Sıtkı Öner, Ethem’in katledildiği yerde eylemdeydi.

1970'li yıllarda kurulan Pol-Der (Polis Derneği) kısa sürede polisin yarısını örgütleyerek, bir yandan üyelerinin özlük ve demokratik haklarının kazanımı için mücadele etmiş, diğer yandan da siyasal iktidarların halka baskı uygulamalarına karşı çıkarak "halkın polisi" olacaklarını ilan etmişti.

Bu onurlu geleneğin temsilcilerinden Sıtkı Öner, bugün saat 17.00-18.00 arasında Kızılay'da polis kurşunuyla katledilen Ethem Sarısülük'ün öldürüldüğü yerde eylem yaptı.

Önce Ethem Sarısülük'ün vurulduğu yere karanfil bırakan Öner, yakınlarına başsağlığı diledi.

Sonrasında elinde "Güzelim Yurdumuzda Halkın Polisi Pol-Der Vardı" döviziyle basına ve kamuoyuna açıklama yapan Sıtkı Öner, şunları söyledi:

"Biz 1970'li yıllarda kamu güvenliğini sağlarken, siyasal iktidarların emirlerini değil, yasa ve hukukun gerektirdiği ve halkın yararına olan uygulama yapıyorduk. İnsanlara baskı uygulanmasına ve işkence edilmesine karşı çıkıyorduk. Faşistlerin saldırmak istediği mahalleleri, katledilmek istenen insanları koruyorduk. O nedenle de halk tarafından saygı görüyorduk.

12 Eylül'le birlikte işkence ve baskılarla anılan polisin saygınlığı da yok edilmiştir. Şimdi Gezi Parkı'nda başlayan ve yurdumuzun her bir köşesine yayılan eylemler, halkın demokratik taleplerini yansıtmaktadır. Polise düşen bu eylemlerin güvenliğini sağlamaktır. Yoksa, "benim polisim" diyerek polisi emir kulu gibi kullanmak isteyen başbakanın kanunsuz ve hukuksuz emirlerini uygulamak değildir.

Genç meslektaşlarımı uyarıyorum. Bugünlerde yaptıklarının hesabını öncelikle kendi vicdanlarına veremeyeceklerdir. Halka uyguladıkları baskı, gözaltılarda yaptıkları işkencelerin yarın hesabı sorulduğunda hukuk önünde de zor duruma düşeceklerdir. Onlara emir veren amirler, üst yöneticiler, tüm suçları bu genç meslektaşlarımızın üzerine yıktıklarında hiç şaşırmasınlar. Geçmişte de bu oyunlar çokça oynanmıştır. O nedenle genç meslektaşlarımız vicdanlarının sesini ve hukukun üstünlüğünü dikkate alsınlar.

Burada vurulan Ethem Sarısülük gibi yiğit bir genci, işçiyi öldürmek polise halkın nefretinden başka ne kazandırmıştır? Halkın karşısında değil, halkın ve haklının yanında yer alsınlar genç meslektaşlarım."