Halkın parasını dershanecilere dağıtmak adalet mi?

AKP döneminde dershane sayısının ikiye katlandığını açıklayan Eğitim Sen, Başbakana "halkın parasını dershanecilere dağıtmak adalet mi?" diye sordu.

Başbakan Erdoğanın dershanelerin kaldırılmasına ilişkin yaptığı açıklamalara yanıt veren Eğitim Sen, Başbakanın halkın parasının özel okul kurmaları için dershanelere dağıtılacağını açıkladığını belirterek "kendi hükümetleri döneminde dershane sayısının iki katına çıkartılıp sosyal adaleti paramparça etmesinde hiçbir sorumluluğu yokmuşçasına konuşması şaşkınlık vericidir. Başbakan'a soruyoruz: halktan aldığınız vergiyi devlet okullarına değil de özel okul kurmaları için dershanecilere dağıtmak adalet mi?" açıklamasında bulundu.

"Başbakan dershanelere karşı biriken öfkeyi kullanıyor"
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Merkez Yürütme Kurulu'nca yapılan açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın dershanelerin kapatılacağına ilişkin açıklamalarının önemli bir gerçeğin üstünü örttüğü ifade edildi. Başbakan Erdoğan'ın, halkın parasını özel okul kurmaları için dershanecilere dağıtacağını açıkladığını vurgulayan Eğitim-Sen açıklamasında, "bunu yaparken de dershanelere karşı toplumdaki birikmiş öfkeyi kullanmaya çalışıyor" denildi.

AKP döneminde dershaneler ikiye katlandı
Velilerin dershanelere ödediği paraları kastederek "adil değil", "okullar niye var" diyen Başbakan Erdoğan'ın, kendi hükümetleri döneminde dershane sayısının iki katına çıkartılıp sosyal adaleti paramparça etmesinde, sınavlarla eğitim sisteminin enkaz haline getirilmesinde hiçbir sorumluluğu yokmuşçasına konuşmasının şaşkınlık verici olduğu ifade edildi. Açıklamada, eğitimin sınav odaklı hale gelmesiyle birlikte sınavların görece iyi bir geleceğin en önemli koşulunu oluşturduğu kaydedildi.

Eğitim alınır satılır bir hizmet haline getiriliyor
Açıklamada ayrıca, sadece birkaç saatlik sınavların sonucuna göre bireylerin başarılarının değerlendirilmesinin, ailelerin maddi ve manevi tüm güçlerini çocuklarının gelecekleri için seferber etmelerine yol açtığı vurgulandı. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu imzalı açıklamada şunlar kaydedildi:

"İlköğretimden yüksek öğretim ve sonrasına kadar sınav stresi altında ezilen, eğitim sistemi tarafından hayatlarını testler ve cevap anahtarları arasında yaşamaya zorlanan gençler bu sektörün dişlileri arasında aileleri ile birlikte ciddi bir mücadele vermektedirler. Yakın zamanda sınav sistemini eleştiren, gençleri tehdit eden parasız eğitim isteyen, dershanelere karşı çıkan çocuklarımıza şiddeti reva gören Başbakan Erdoğan değil miydi? Dolayısıyla yapılmak istenenin, eğitimin niteliğini artırmak, gençlerimize kamusal, parasız eğitim hizmeti sunmak olmadığı açıktır. Yapılmak istenen, eğitim hizmeti alanına büyük şirketlerin kök salmasını sağlamak, eğitim hizmetini tamamıyla alınır satılır bir hizmet haline getirmektir."

"Özel olan güzeldir" anlayışıyla kamu eğitimi tasfiye etmek abesle iştigaldir
Eğitim sisteminde 4+4+4 ile yapılmak istenen değişikliklere paralel olarak gündeme getirilen dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi projesi için, kamu kaynaklarının kullanılmasının düşünüldüğünün altını çizen Eğitim Sen, "yıllardır kamu okullarına yeterli kaynak aktarılmamasına rağmen okul müdürlerini özveriyle çalışmamakla suçlayan Başbakan'ın asıl amacı her alanda yaptığı gibi eğitim alanında da 'özel olan güzeldir' anlayışıyla hareket etmek ve uzun vadede kamu eğitimini tasfiye etmeyi amaçlamaktır. Bu zihniyetle, sosyal adaletten bahsetmek abesle iştigaldir" dedi.

Öğrencinin müşteri, öğretmenin köle olduğu bir sistem isteniyor
Başbakan Erdoğan'ın bu yöndeki açıklamasının, piyasa sisteminin asli bir parçası olabilecek bir eğitim sistemi yaratılmak istendiğinin de en açık kanıtı olduğunun savunulduğu açıklamada, "Ayrıca bir taraftan özel okullardaki öğrenci başına ortalama 1500 TL teşvik ödemesinin yapılması planlanırken diğer taraftan halen 50 bin öğretmeni istihdam eden özel okulların sayısını artırarak, birkaç yıl içinde 250 binden fazla öğretmenin güvencesizliğe mahkum edilmesinin önü açılmak istenmektedir. Böylelikle ataması yapılmayan, işsiz öğretmenlerin güvenceli atama talebine karşı bir hamle gerçekleştirilmiş olacaktır. Aynı zamanda bu uygulama ile kamu görevlilerinin sosyal ve özlük hakları güvencesiz istihdam ile çevrelenmiş ve baskı altına alınmış olacaktır. AKP'nin hedefi eğitim hizmetini tamamıyla piyasalaştırarak öğrencilerin müşteri, öğretmenlerin de köle olduğu bir eğitim sistemini egemen kılmaktır" ifadeleri kullanıldı.

Başbakan ne söylemişti?
9 Eylül'de gerçekleştirilen AKP il başkanları toplantısında dershaneleri kaldıracaklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle aktarmıştı:

"Bundan kim gücenirse gücensin, kusura bakmasınlar. Bu benim halkımın vatandaşımın ortak talebidir. Şunu soruyor haklı olarak, ‘Okullar niye var? Okul varsa dershane niye var? Benim parası olmayan, gücü olmayan vatandaşım tabii dershaneye yavrusunu gönderemiyordu. Evinde davarı olan varsa onu satıyordu, kolunda bileziği olan varsa onu satıyordu. Çocuğunu dershaneye gönderiyordu. Şimdi bu adalet mi? Bunu biz nereye kadar savunabiliriz?Ey dershaneciler, eğer bu ülkede eğitime, öğretime hizmet verecekseniz gel okul aç, okullar kur. Biz de sizden hizmet alımı yapalım, sizin sınıflarınızı öğrencilerle biz dolduralım. Bedeli neyse bunun bedelini biz verelim. Sizi açıkta bırakacak değiliz. Biz yatırımdan kurtulmuş oluruz, siz de hizmetinize aynen devam edersiniz."

Yusuf Yavuz