Halka 'linççi' diyenler dikkat: O caniler Reyhanlı'da tedavi ediliyor!

Reyhanlı'nın AKP tarafından cihatçılara teslim edildiği, burada bombaların üretildiğini, Suriye'ye saldırıların çetelerin Türkiye tarafından silahlandırıldığını çok defa yazdık. Reyhanlı'da bulunan ve "bir Alevinin ciğerini" yediği görüntüleri ortaya çıkan El Faruk Tugayı militanları Reyhanlı'da tedavi oluyor.

soL'da El Faruk Tugayı'nın insanlık dışı birçok katliamına yer vermiştik. Bu katliamların özellikle Alevilere yönelik olduğu dikkat çekiyordu.

Reyhanlı'da Alevi katilleri
Reyhanlı'da yaşanan saldırıların ardından yandaş medya neredeyse Reyhanlı halkını suçlar hale geldi. Reyhanlı halkının ilçede cihatçı militanları istemediğini söylemesi sonrası yandaşlar Reyhanlı halkını hedef alırken, Reyhanlı'daki cihatçı militanlarla görüşen Taraf yazarı Amberin Zaman'ın notları ilçedeki durumu özetler nitelikte.

Bomba yüklü araçların patladığı kent merkezinin az aşağısında, kuytu bir binada... Binanın girişinde Türkçe ve Arapça olarak “Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi” yazılı bir levha asılı. Aralarında Arapça konuşan sakallı erkekler binanın içine girip çıkıyor. Ancak ne ellerinde ne bellerinde silah var. Koltuk değnekleri var. Kimisi topallıyor, kimisi tekerlekli sandalyede. Hepsi Suriyeli ve —biri hariç— Esad güçlerine karşı savaşırken yaralanmışlar. Türkiye’ye tedavi için gelmişler. Tekerlekli sandalyede olan adamın adı Imad Ali Khaled. 37 yaşında. Humuslu. Boynunda çekirdekten dizilmiş bir tespih var, elinde sigara. Gözleri kapkara, keder saçıyor. Bir ay önce gelmiş. Kaçak yollardan. El Faruk Tugayı’nda savaştığını anlatıyor.

Katiller Türkiye'de tedavi ediliyor
Amberin Zaman'ın yazdığı bu durum Reyhanlı halkının asıl tepki gösterdiği kesimin kimler olduğunu ortaya koyuyor. Suriye'ye giderek Alevileri katleden ve bunların videolarını internet üzerinden paylaşan caniler, Suriye'de yaralandıktan sonra Türkiye'ye getiriliyor ve burada tedavi görüp yeni katliamlar için Suriye'ye gönderiliyor.

"Silahlar Türkiye'den, Başbakan'ı seviyoruz"
Haberin “Türkiye’nin sizlere silah verdiği iddia ediliyor, doğru mu?” sorusuna ilişkin kısmı ise şöyle:

İlk cevap Hani’den. “Türkler bizim kardeşlerimiz. Dünya bizi yalnız bıraktı ama Türkler bize yardım ediyor.” Tekrar soruyorum: “Silah veriyorlar mı?” “Allah razı olsun,” diyor Hani. “Hafif silahlar, mermi veriyorlar.” Silahların nasıl ve nerede teslim edildiğini soruyorum. Bu kez adı Firuz El Zobhi olduğunu söyleyen biri cevap veriyor. Kolunda yılan gibi yürüyen ince ama derin bir yara izi var. O da El Faruk’tan. “Silahlar sınırın sıfır noktasında teslim ediliyor. Teslim eden Türkler sivil giysili” diyor. Ve ekliyor: “Teslimat gece yapılıyor.” “Tam olarak nerede peki?” “Sınırın muhtelif noktalarında,” derken Firuz aniden susuyor. Sorularımın artık şüphe uyandırdığını fark ediyorum. Oysa silah veren Türklerin devletle ilgilerinin olup olmadığını soracaktım. Havayı yumuşatmaya çalışıyorum. “Erdoğan’ı çok seviyorsunuz değil mi?” Hepsi birden rahmetli Erbakan gibi başparmaklarını kaldırıyor. “Erdoğan’ı çok ama çok seviyoruz, Şükran (teşekkürler) Erdoğan,” diyorlar Hani coşku dolu bir sesle.