Hakkari'de karanlık şeyler oluyor !

Hakkari'de 9 vatandaşımızın hayatını kaybettiği mayın tuzağının ardından ortaya dökülen bilgiler ve iddialar, ne yazık ki Türkiye'nin yabancı olmadığı karanlık bir katliamın daha gerçekleştiğini gösterdi.

Hakkari’de merkeze bağlı Durankaya Beldesi Geçitli Köyü yakınlarında köylüleri taşıyan bir minibüsün geçişi sırasında yola döşenen mayınlar infilak etti. Patlamada 9 kişi yaşamını yitirdi, 3'ü çocuk 4 kişi yaralandı.

Acı olayın hemen ardından ortaya pek çok iddia ve ayrıntı çıkmaya başladı. Patlamanın olduğu yere giden köylülerin 3 sırt çantası içinde patlayıcı düzenekleri bulduğu bildirildi. Patlayıcıların Rus yapımı anti-tank mayını olduğu belirlendi.

Fırat Haber Ajansı’nda yer alan haberlerde köylülerin üzerinde “Hakkari Dağ ve Komanda Tugayı” yazılı bir çanta buldukları, çantanın içinde MKE’ye ait havan topu mermisi ile MKE’ye ait torbalar bulunduğu iddia edildi.

Öte yandan görgü tanıklarının, askerlerin telsizden anons yaparak “çantalarımızı unuttuk” dediklerine şahit oldukları ileri sürüldü. Olay yerine gelen köylüler ile askerler arasında yaşanan gerginliğin ise köylülerin çantaları askerlere vermeyi reddederek savcılığa teslim etmek istemesinden kaynaklandığı iddia edildi. Patlamanın ardından bir grubun olay yerinden kaçtığı yönünde de iddialar ortaya atıldı.

İHD Hakkari İl Başkanı İsmail Akbulut patlamada ölenlerin ailelerinin BDP’ye yakın olduğunu, saldırıyı gerçekleştirenlerin askeriye içindeki bir güç olabileceğini söyledi.

Akbulut’un “Olay yerinde bulunan 2 kasaturada, halk arasında bölgede ‘Hançer Timi’ diye adlandırılan timin imzası olduğu ve bu olayın kesinlikle JİTEM tarafından yapıldığı konuşuluyor” şeklindeki ifadeleri de Fırat Haber Ajansı’nın konuya ilişkin haberinde yer aldı.

Olayların arkasında askerlerin olduğu yönündeki iddiaları kuvvetlendirmek için gösterilen kanıtlar arasında, patlamanın ardından askerlerin operasyon başlatmaması da var.

Askerlerin telsizle Geçitli’de bulunan geçici köy korucularına, "Dağda bulunan 9 kişilik gruba karışmayın" talimatı verdiği iddia edildi. Ajans, bu haberin saldırının arkasında askerlerin olduğu iddiasını güçlendirdiğini de yazdı.

Kara kuvvetlerine ait belge bulundu iddiası
Fırat Haber Ajansı, 1 adet üzerinde MKE 2/8/93 81 mm MD/A harf grubu bulunan aydınlatma, 81 mm paslanmış havan mermisi ile 2 adet askeri sırt çantası bulunmasının yanı sıra, patlamamış iki anti-tank mayının içinde bulunduğu çantada, "Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) 8'inci Ana Bakım Merkezi Komutanlığı Afyonkarahisar, Balistik Koruyucu Kombozit Başlık Kullanma Klavuzu AQAP-2120, Döküman No: KSK: 107" yazılı bir belge çıktığını öne sürdü.

Ayrıca olay yerine 30 metre uzaklıkta, "Dağ ve Komando Tugayı Hakkari Hatırası" yazılı çanta ve yanında konserve kutuları bulunduğu öne sürüldü.

Ajansın haberine göre, olay yerinde bulunan diğer materyaller şunlardı: 2 adet Rus yapımı patlamaya hazır anti-tank mayın, 2 adet kalaşnikof kasaturası (seri no: SAX0543, SAX703), 1 adet Stilson profesyonel marka minyatür pense, 1 adet içi boş damlalık (Göz Damlalığı), 03 MM rulo halinde dışı laklanmış bakır tel, beyaz renkli SAS marka 2x075 MM kablo, makas, kibrit, iğne-iplik kutusu, kalem pil, elektrikli ateşleme düzeneği, telsiz maşası, 1 adet üzerinde MKE 2/8/93 81 mm MD/A harf grubu bulunan aydınlatma, 81 mm paslanmış havan mermisi ile 2 adet askeri sırt çantası.

Ancak tüm bu malzemelerin olayın gerçekleştiği yerin hemen yakınında bulunduğunun iddia edilmesi şüphe yarattı. Katliamı askerlerin gerçekleştirdiği yönünde bir izlenim vermek amacıyla mı malzemelerin oraya bırakıldığı sorusu da soruluyor.

Vali: C-4 plastik patlayıcı madde bulundu
Hakkari Valiliği'nin patlamayla ilgili açıklamasında ise "Bölgede yapılan incelemede patlatma düzeneğinin bulunduğu yerde içinde çeşitli yaşam malzemesi ve elektronik düzenek bulunan 2 sırt çantası, 2 adet Rus yapımı anti tank mayın ve havan mühimmatının içine patlatma düzeneği ile tuzaklanmış c4 plastik patlayıcı madde bulunmuştur. Olayla ilgili inceleme ve soruşturma devam etmektedir" denildi.

Ancak Vali'nin patlamanın ardından bölgeye ilk giden vatandaşların olay yeri yakınında 3 sırt çantası ile poşette 2 adet patlayıcı düzeneği bulduğunu söylemesi da kafa karıştırdı.

Cihan: Kalaşnikof mermisi ve el bombası bulundu
Cihan Haber Ajansı ise geçitli köyüne 3 kilometre uzaklıkta meydana gelen patlamadan hemen sonra olay yerine giden köy halkı ve jandarma ekiplerinin çevrede yaptıkları çalışmada, mayının patlatıldığı alanın 100 metre ilerisinde bir çanta bulduğuklarını bildirdi. Cihan’ın iddiasına göre, yapılan çalışmada çantanın içinde çok sayıda el bombası ve Kalaşnikof marka piyade tüfeğine ait çok sayıda mermi bulundu. Haberde, saldırganların minibüsün yakınında bulunan el bombalarıyla, katliamdan kurtulanları öldürmeyi planladıklarının belirtildiği iddiası da yer aldı.

KNK: Hakkari halkı referandumda boykot dediği için cezalandırıldı
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), saldırı ile açıklamasında, “Türk devletinin Kürt halkının referandumdaki tavrından dolayı cezalandırdığını" savunarak şunları kaydetti: “Tüm göstergeler Pinyanis (Geçitli) patlamasının Türk kontra güçleri tarafından yapıladığını işaret ediyor. Bu olay basta Pinyanis (Geçitli)koyu olmak üzere Hakkari halkının cezalandırılmasına yönelik bir saldırıdır. 12 Eylül’de yapılan Referandumda Hakkari halkının Fasit Türk anayasasını yüzde 93 gibi rekor düzeyde bir oranla, Pinyanis koyu ise 970 seçmenden de sadece 5 kişi saldığa giderek boykot tavrını göstermiştir. Bu olay gösterilen boykot tavrına karşı bir cezalandırmadır. Hatırlanacağı gibi referandum sonuçları açıklandığından Türk hükümeti açıklamalarıyla Hakkari'yi hedef göstermiştir. Türk kontra güçleri de harekete geçirerek halka yönelik bir saldırıyı gerçekleştirmiştir.”

Açıklamada Şemdinli’deki Umut Kitapevi’ne bomba konulması olayı da hatırlatıldı.

Demirtaş: AKP ile görüşmemizden önce saldırı yapıldı
BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak Hakkari’de yaşanan katliamla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Demirtaş, Ankara'ya hükümetle görüşme yapmaya geldikleri bir sırada bu patlamanın yaşandığını ve görüşmenin iptal edildiğini belirterek şöyle konuştu:

"Dün öğlen saatlerinde Sayın Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin'le, bugün için saat 14.00'te TBMM'de sayın Başbakan'ın odasında Eşbaşkan arkadaşımız Gültan Hanımla birlikte bir görüşme gerçekleştirecektik. Bu görüşme dün öğlen saatlerinde netleşti. Karşılıklı bir talep üzerinde gelişen bir görüşme diyebiliriz. Bu görüşmeye bir saat kala basına duyurulacaktı. Basın toplantısı ile görüşmenin sonuçları kamuoyu ile paylaşılacaktı. Bu görüşmeden sadece bizim telefonlarımızı dinleyenler haberdardı. Başka kimse bilmiyordu. Provokatif bir gelişme olmasın diye titizlikle görüşmenin son saatine kadar da bizler en azından kamuoyu ile paylaşmayı düşünmüyorduk. Bugün Diyarbakır'dan görüşme için havaalanına geldiğimizde Hakkari'deki olayı duyduk. Ankara'da uçaktan indiğimizde ise Hükümetin bu görüşmeyi iptal ettiğini, birkaç gün ertelediğini öğrendik. Bu çok önemli bir gelişme önemli bir detaydır. Bingöl'de 1993 yılında 33 asker öldürüldü, 1995'te yine bir ateşkes döneminde Şırnak Güçlü Konakta içinde köylülerin bulunduğu bir minibüs tarandı ve yakıldı. 2008'de yine bir ateşkes döneminde Şırnak Beşağaç Köyünde sivillerin içinde bulunduğu bir minibüs tarandı ve siviller hayatını kaybetti. 2009'da sayın Ahmet Türk sayın Başbakan görüşmesine birkaç gün kala, Hakkari'de yine bir mayın patladı ve 6 asker yaşamını yitirdi ve Başbakan görüşmeyi iptal etti. Şimdi 2010 biz Eşbaşkanlar olarak Hükümet sözcüsü ve Adalet Bakanı ile görüşmeye Ankara'ya geliyoruz ve benzer bir olay yine Hakkari'de meydana geliyor. Bu olayın ne olduğu çok açık ortadadır."

Erdoğan: 13 kişinin öldürülmesinde bölücü terör çıktı, aynı şeyi yapıyorlar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, saldırının ardından yaptığı ilk açıklamada "Maalesef bu gün Hakkari’de sivil vatandaşlarımıza yönelik kurulmuş olan tuzak neticesinde içinde çocuk da olmak üzere 9 vatandaşımız şehit oldu. Terör şüphesiz ki belli bir bedeli ödettiriyor ama bu bedel de karşılıksız kalmayacak" diyerek PKK’yi suçladı.

Günün ilerleyen saatlerinde Demirtaş’ın açıklaması üzerine gazetecilerin sorduğu soruyu yanıtlayan Erdoğan, “İşin içinden kim çıkar kim çıkmaz zaman içinde göreceğiz” dedi ancak Hakkari’de il başkanının ve ilçe başkanlarının aldığı tehditlere değinerek Demirtaş’ı suçladı.

Erdoğan, Demirtaş'ın kendilerine verilen randevunun ertelendiği yönündeki açıklamaları konusunda ise şöyle konuştu: "Arkadaşlarımdan randevu talep etmişlerdir. Aslında benden talep etmişlerdir. Ben de başbakan yardımcımı görevlendirdim. Bu gün kendilerine randevu verdiler. Fakat randevu saatinden önce bu olay gerçekleşti. Daha önce buna benzer durum yine randevu talepleri olmuştu. Sayın Türk'ün döneminde. O zaman da 13 vatandaşımızı şehit etmişlerdi. Bunun olduğu dönemde 13 vatandaşımızla ilgili de orada adres gösteriyor beyefendiler.

O dedikleri adreste onların söyledikleri gibi bir şey ortaya çıkmadı. Kim çıktı. Bölücü terör örgütü çıktı. Burada da yöntem aynı. Oyun aynı. Bunları artık biliyoruz. Alıştık ve şu anda Hakkari'de yapılanlar farklı şeyler değil. Aynı şeyleri yapıyorlar.”

CHP: Köye korucu olması için baskı yapıldı
CHP Hakkari İl Başkanı Mehmet Baş askerlerin Geçitli köyünün korucu olması için baskı uyguladığını söyledi.

Baş, köyün BDP sempatizanı olduğunu belirterek, "Bu köy daha çok BDP sempatizanı olarak bilinir. Ne AKP ne de bizim oy potansiyelimiz var. Korucu köyü değildir. Ancak son 3 seçimdir Geçitli Köyü genel seçimleri protesto etti. Çünkü köyün korucu olması istendi. Hatta baskı yapıldı. Bu baskıları protesto etmek son 2 genel seçimi protesto ettiler" dedi.

(soL-Haber Merkezi)