Haber yazmak KCK eylemi oldu

Sanıkların gizli tanık ifadeleriyle suçlandığı 3. KCK iddianamesinde çok sayıda yayın organının KCK’ye bağlı olduğu iddia edilmekte. Gizli tanık ifadeleriyle haber yazmak bile KCK eylemi kapsamına sokulmuş durumda.

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklarının çoğunun basın mensuplarından oluştuğu 36’sı tutuklu 44 sanıklı 3. KCK iddianamesini dün kabul etti. 800 sayfadan oluşan iddianamede 32 sanık KCK üyeliği ile 12 sanıksa KCK yöneticiliğiyle suçlanıyor. Davanın ilk duruşması 10 Eylül tarihinde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda görülecek.

Sanıklar gizli tanıklarla suçlanıyor
Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargah davalarında olduğu gibi 3. KCK iddianamesinde de suçlamaların önemli bölümü gizli tanık ifadelerine dayandırılıyor. Gizliliklerinden dolayı bu tanıkların ifadelerinden yola çıkarak yapılan suçlamaların sanık avukatları tarafından dahi doğru olup olmadığının kontrol edilmesi mümkün olmuyor. Böylelikle çok sayıda sanık gizli tanık ifadelerine dayandırılan iddianamelerdeki ağır suçlamlar karşısında elleri kolları bağlı bir şekilde savunma yapmak zorunda kalıyor.

İddianamede 'KCK faaliyet alanları' altı kola ayrılıyor. Bu kollardan 'İdeolojik Alan Merkezi’ne bağlı üç komite tarif ediliyor. Bunlardan birisi 'Basın Komitesi'. İddianamede basın komitesinin, 'KCK önderliği çizgisine göre basın- yayın politikası oluşturduğu, basın örgütlenmesini sağladığı ve geliştirdiği, ulusal ve ideolojik birliğin pekiştirilmesine yönelik çalışmalar yürüttüğü' iddia ediliyor.

İddianame: “Bütün yayınlar KCK’ye bağlı”
İddianamede gizli tanık ve şüpheli ifadelerine dayanarak Günlük Gazetesi, Azadiye Welat Gazetesi, Özgür Halk Dergisi ve Yurtsever Gençlik Dergisi, Fırat Haber Ajansı, Dicle haber Ajansı gibi yayın organlarının Basın Komitesi’ne bağlı olarak çalıştıkları iddia ediliyor.

KCK’nin Basın Komitesi’nin belirtilen gazete, dergi ve ajansıları kontrol ettiğinin iddia edilmesi sonucu bu yayın organlarında çalışan gazetecilerin de KCK içerisinde faaliyet gösterdikleri savunuluyor. İddianamede gazeteciler KCK’nin Basın Komitesi’nin Türkiye yürütmesinde faaliyet göstermekle suçlanıyorlar. Gazetecilere ayrıca KCK amaçları doğrultusunda haber yapmak, KCK operasyonunu eleştiren haber yapmak, KCK üyeleriyle telefon görüşmesi yapmak gibi suçlamalar yöneltiliyor.

Haber yazmak KCK eylemi kapsamına sokuldu
İddianamede gazetecilerin yaptıkları haberlerin de KCK Basın Komitesi’nin talimatlarıyla yapıldığı gizli tanık ifadelerine dayanılarak iddia ediliyor. Gazetecilerin yaptıkları bazı haberlerinin bu iddia çerçevesinde iddianameye alındığı da görülüyor.

Örnek olarak tutuksuz yargılanan Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Arzu Demir’in Haluk Gerger’in Suriye meselesine ilişkin demeçlerinin yer aldığı haberi gösteriliyor. Ortadoğu Uzmanı Gerger’in Türkiye’nin savaş kışkırtıcılığı yaptığı iddialarına yer verilen haber iddianamenin 788 ve 789. sayfalarında yer alırken haberin Basın Komitesi’nin talimatıyla yapıldığı iddia ediliyor. Böylelikle muhalif bir aydından demeç alınarak yapılan bir haberin gizli tanık ifadesi yardımıyla KCK eylemi kapsamına nasıl sokulduğu görülüyor.

Gizli tanık ifadesiyle KCK-HDK bağlantısı kurulmaya çalışılıyor!
İddianamede Halkların Demokratik Kongresi’ne de (HDK) değinilerek, HDK ile KCK arasında bağlantı kurmak istenildiği görülüyor. Gizli tanık ifadelerine dayanılarak HDK’nın, 'KCK/PKK örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın talimatıyla BDP ve Marksist-Leninist ideolojiye mensup bazı oluşumların katılımıyla oluşturulmaya çalışıldığı' iddia ediliyor.

(soL - Haber Merkezi)