Gezi eylemcisine haciz tehdidi

Gezi eylemlerinde gaz bombasıyla başından yaralanan E.S.’ye yüklü bir fatura çıkartan Çapa Tıp Fakültesi hastane yönetimi, itiraz üzerine “Polise ifade verseydin borçlanmazdın. Borcu taksitlendirebiliriz. Ya ödersin ya da icralık olursun” dedi.

Selin Asker - soL

Taksim’de Gezi eylemlerinin en kitlesel yaşandığı 31 Mayıs gecesinde başından gaz kapsülüyle vurularak İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde acile kaldırılan FKF üyesine, haciz tehdidi yöneltildi. Üniversiteli E.S.’nin evine yüklü miktarda fatura gönderen hastane yönetimi, bu kez borca itiraz eden E.S.’yi arayıp tehditle “anlaşma” teklif etti. Yetkili, “Polise gidip ifade verseydin, bu borcu ödemek zorunda kalmazdın” dedi.

Hem gözdağı, hem teklif
İstanbul Üniversitesi Başhekimlik Gelir İdaresi, borçlandırdığı E.S.’yi geçtiğimiz günlerde arayarak, 45 gün içinde Emniyet’te ifade vermediği için “adli vaka” işleminin yapılmadığını, bu nedenle borcu ödemek zorunda olduğunu öne sürdü. Telefondaki yetkili, E.S.’nin borca itiraz ettiğini açıklaması üzerine, Başhekimlik’e ulaşan itiraz dilekçesini işleme koymadıklarını ancak “kolaylık” yapabileceklerini, kendisini SSK’lı göstererek borcu 368’den 224’e düşürebileceklerini ve iki taksit şeklinde borcu kapatabileceklerini söyleyerek, anlaşma teklif etti. Yetkili, ayrıca 200 lira borcu olan bir hastanınborcunu ödememesi üzerine faiz nedeniyle, nasıl katlandığını anlatarak da gözdağı verdi.

Kendisinin zaten sosyal güvencesi olduğunu ve acil vakaların parasız tedavi edilme hakkının bulunduğunu hatırlatan E.S.’ye, yetkili, bu kez “Devlet hastanelerinde ücret alınmıyor olabilir ama burası üniversite hastanesi. Bu parayı ödemek zorundasın. Yoksa icra işlemleri başlar” yanıtı verdi. Görüştüğümüz E.S., itiraz dilekçesine resmi yanıt bekleyeceğini ve haklarına sahip çıkmakta ısrarcı olacağını vurguladı.

Ne olmuştu?
31 Mayıs akşamı İstiklal Caddesi’nde polisin ağır saldırısı sırasında başına gaz kapsülü isabet eden E.S., arkadaşları tarafından İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne götürüldü. Hastane polisinin kimlik bilgilerini kayıt altına aldığı E.S., adli bir durum sonucu yaralanmadığını söylemesi üzerine hastane polisinden, “Ben bu işlemi yapmak zorundayım, sen karakola ifade verip tutanağı getirirsin” yanıtını aldı. Karakolda ifade vermek istemediğini söyleyen E.S., hastane polisi tarafından, “Aksi halde adli vaka olduğu için tedavi masrafların karşılanmaz, ödemek zorunda kalırsın” şeklinde tehdit edildi. E.S., bunun üzerine hastaneden ayrıldı karakola gitmedi ve hastane yönetimi E.S.’yi borçlu çıkardı.