Genelkurmay'dan 'şeffaflık' girişimi

Geçen hafta, Genelkurmay Başkanı Başbuğ'la basın mensupları arasında yapılan toplantıların geniş bir özeti, kurumun internet sitesinde yayınlandı.

soL (HABER MERKEZİ) Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde, geçen hafta medya mensuplarıyla yapılan iletişim toplantılarının özeti yayınlandı. Genelkurmay'ın şeffaf bir görüntü verme çabası dikkat çekti.

Genelkurmay Başkanlığı, 16-17 Eylül tarihlerinde, İlker Başbuğ'un davetiyle, yazılı ve görsel medya temsilcileri için iki toplantı düzenlemişti. Bu toplantıların geniş bir özeti, Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yayınlandı. Özet bilgiler Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un ağzından verildi. Başbuğ, yapılan toplantının amacının "medyayla karşılıklı anlayışa ve samimiyete dayalı bir diyaloğun geliştirilmesi" olarak tanımlıyor. Verilen özette, Başbuğ'un "kesinlikle amacımız medyayı yönlendirmek değil. Bunu özellikle belirtmek isterim. Hedefimiz, yardımcı olmak ve hızlı bir şekilde bilgi ihtiyacınızı karşılamak" sözleri dikkat çekiyor.

"Ben daha az görüneceğim"
Medyayla ilişkilerde yeni bir anlayış oluşturma çabasında olduklarını ifade eden Başbuğ, bundan böyle, her hafta düzenli "Basın Bilgilendirme Toplantısı" yapılacağını, 24 saat "İletişim Kanalı" oluşturduklarını belirtirken, artık kendisinin daha seyrek görüneceğini söylüyor.

Özet bilgilerde, medyadan beklentilere de değiniliyor. Genelkurmay Başkanı'nın, "dürüst eleştiriye evet, ama Silahlı Kuvvetler'e yönelik, özellikle doğru olmayan, kasıtlı, önyargılı yaklaşımlara hayır" sözlerine yer verilirken, kendilerini son dönemlerde en çok rahatsız eden konunun sağlam ve güvenilir bilgilere dayanmayan haberler yapılması olduğusöyleniyor.

Sitede, Başbuğ'un toplantıda söylediği "Silahlı Kuvvetler'de hata yapan birinin ortaya çıkmasında medya rol oynamışsa, biz bundan memnunluk duyarız, rahatsız olmayız. Ama dediğim gibi, sağlam bilgiye dayanır ve önyargılı olmazsa. Önemli olan kişisel hataların kurumsal boyuta çekilmemesi. İşte bizim en çok rahatsız olduğumuz konu budur" sözlerine yer veriliyor. Başbuğ, toplantı öncesinde medyada sıkça gündeme gelen "akreditasyon" tartışmasına ilişkin, "bizim akreditasyon konusunda ana prensiplerimiz ve kriterlerimiz Basın Meslek İlkeleri. Zaten bu ilkelere herkes uysa, bu konuda bir sorunla karşılaşılmaz. Akreditasyonla ilgili değişiklikler, tamamen TSK ve medya ilişkileriyle ilgilidir. Bunun arkasında başka neden yoktur" diyor.

Irak'lı direnişçilere terörist muamelesi
Toplantıda yapılan konuşmalar ve tartışmalar ekseninde oluşturulduğu ifade edilen özet metinde, "Terörle Mücadele" başlıklı bir bölüm de yer alıyor. Başbuğ'un, ABD işgaline karşı savaşan Iraklı direnişçilere de bu kategoride yer vermesi dikkat çekiyor. Metinde, "hukuk kurallarının biraz dışına çıkarsanız, terörle mücadeleyi batırırsınız, yani ilk izahı öyle. Örnek işte Irak. Irak'ta savaş başladığı zaman direnişçi sayısı ne kadardı, bugün ne kadar? Açık kaynaklara bakarsanız, olayın ne kadar vahim olduğunu göreceksiniz" deniliyor.

TSK'nın profesyonelleşmesi
Başbuğ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin profosyenelleşme yönünde attığı adımlarla ilgili olarak, "biz dedik ki, bölgede görev yapan beş komando tugayımız var. Bunlar operatiftir, ana birliklerdir. Biz bu beş tugayı tamamen profesyonel hale getirelim, dedik. Şu an neredeyiz? Geçen sene bu konuyu konuştuğumuz zaman, yüzde 40'taydık. Şu an ise yüzde 70. 2009'un sonunda biz bunu bitireceğiz" diyor.

Genelkurmay Başkanı Başbuğ, göreve gelmesinin hemen ardından, Ergenekon suçlusu oldukları iddia edilen iki komutanın ziyaret edilmesini, "bir, silah arkadaşlığı, iki, vefa borcu, üç, tamamen insani boyutta" olarak değerlendiriyor.

"28 Şubat'ın arkasındayız"
Yayınlanan özet konuşmada, TSK'nın 28 Şubat felsefesinin arkasında olduğu söylenirken, Başbuğ, TSK'nın siyasetle ilişkisi üzerine şunları söylüyor: "Görev ve ilgi alanımıza giren konuların bir bölümü, elbette siyasetle bağlantılı. Bu konulara ilişkin görüş ve tavsiyelerde bulunmak bizim görevimiz. Siyaset oluşturmak farklı bir şey. Siyaset yapmak ise çok farklı bir şeydir. Tabii ki özellikle iç siyaset konularının bütününe ilişkin görüş ve tavsiyede bulunmak gibi bir sorumluluğumuz yok."