Genel Sağlık Sigortası anlatıldığı gibi değil

Genel Sağlık Sigortası, dün yürürlüğe girdi. Yeni sistemle ilgili AKP'nin ve AKP'cilerin anlattıkları, gerçeği yansıtmaktan uzak.

"Sağlıkta Dönüşüm Programı" adı altında ülkenin sağlık alanında gelmiş geçmiş yapısal en ciddi dönüşümlere imza atarak sağlığı paralı hale getiren AKP hükümeti, dün itibariyle çok daha ciddi bir adım daha attı. Daha önce ertelenen Genel Sağlık Sigortası (GSS), 1 Ocak 2012'de yürürlüğe girdi. SSGSS (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası) Kanunu ile 1 Ekim 2008'de tanımı itibariyle bütün yurttaşlar için "zorunlu" kılınan GSS, sosyal güvenlik reformu çalışmalarının sürmesi nedeniyle 1 Ekim 2010'a ertelenmiş, ikinci bir ertelemenin ardından da 1 Ocak 2012'de hayata geçirilmiş oldu.

Sayıları 9.2 milyonu bulan yeşil kart sahiplerinin de Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınması ve sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olmayan 1.7 milyon kişinin kayıt altına alınmasıyla tüm ülkenin sosyal güvenlik şemsiyesi altına gireceği, sosyal güvenliği olmayanların devlet desteğinden yararlanacağı iddia ediliyor.

Gerçekten reklam edildiği gibi mi? Önce ne gibi değişiklikler getirildiğine bakalım.

Yeşil kartlıların sayısı tırpanlanacak, sigortasızların "sicili tutulacak"
GSS uygulaması için yeşil kart kapsamındaki yurttaşlar açısından öngörülen iki yıllık geçiş süreci dün itibariyle doldu.

GSS ile en önemli değişikliklerden birisi, düşük gelir gruplarının sağlık hizmeti almasını sağlayan yeşil kartta yaşanacak. Sayıları 9.2 milyonu bulan yeşil kartlılar bu olanaklarını sürdürebilmesi için "incelemeye tabi tutulacak". Gereğinden fazla kişiye dağıtıldığı gerekçesi ile eleştirilen yeşil kart, artık periyodik incelemelere tabi olacak. 1 yıllık vize süreleri doluncaya kadar aynı şekilde GSS kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecek olan eski yeşil kartlılar, vize süreleri dolduğu zaman sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına giderek gelir testi yaptıracak.

Yeşil kartlıların yarısının, yapılacak gelir durumu incelemeleri sonucunda bu haklarını kaybetmesi bekleniyor.

Gelir düzeyi asgari ücretin 3’te 1’inden az olduğu tespit edilen kişilerin primleri devlet tarafından ödenerek, sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecek. Geliri asgari ücretin 3’te 1’iyle asgari ücret arasında olanlar 33 TL, geliri asgari ücretle asgari ücretin 2 katı arasında olanlar 100 TL, geliri asgari ücretin iki katının üzerinde olanlar da 200 TL prim ödeyerek sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecek.

Sağlık Bakanlığı'ndan belirtildiğine göre, halen Yeşil Kart alamamış, Emekli Sandığı, Bağ-Kur, SSK imkanlarından yararlanamamış 1.7 milyon kişi var. GSS ile Türkiye’de sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olmayan 1.7 milyon kişi kayıt altına alınmış olacak.

Ortaöğretimi bitirip kayıt altında çalışmayan 18 yaşındaki gençler, çalışmayan üniversite mezunları, sigortalı olmayıp sağlık giderlerini kendi cebinden karşılayanlar, sigortasız tarım işçileri, ev hizmetlerinde çalışanlar, geçici sözleşmeliler GSS kapsamına alınacak.

GSS kapsamına alınacak kişilere mektup gönderilerek bilgi verilecek.

Yine zihinleri karıştıran para hesapları...
GSS zorunluluğu kapsamına alınanlar, aylık gelir durumlarına göre primlerini ceplerinden ödeyecek ya da devlet desteğinden yararlanacak. Ödenecek prim miktarı, aylık gelire göre tespit edilecek. Aylık geliri asgari ücretin 3’te 1’inden az olan vatandaşların primleri devlet tarafından ödenecek.

Aylık geliri asgari ücretin 3’te 1’i ile asgari ücret arasında olanlar, asgari ücretin 3’te 1’inin 12’de 1’i kadar prim ödeyecek. Geliri, asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında olanlar, asgari ücretin 12’de 1’i kadar prim ödeyecek. Aylık geliri asgari ücretin iki katından fazla olanlar ise mevcut asgari ücretin 4’te 1’i kadar prim ödeyecek. Asgari ücrete endekslenen primler, asgari ücret arttıkça yükselecek. Gelir testi istemeyen, asgari ücretin 4’te 1’i kadar prim ödeyecek.

Söylenenlerin ardındaki asıl gerçekler neler?
GSS'nin bundan yaklaşık 3 yıl önce 1 Ekim 2008'de yürürlüğe girmesiyle birlikte sigortalılar için hak kayıpları dönemi zaten başlamıştı. GSS'nin yürürlüğe girdiği daha ilk gün muayene ücretlerine zam yapıldı. Uygulama yargıdan döndü ama hükümet yeni bir düzenleme yaparak muayene ücretlerini günümüze gelene dek toplam yüzde 650 arttırmış oldu. Artık her bir muayene için devlet hastanelerinde 8, özel hastanelerde 15 TL muayene ücreti ödeniyor. Üstelik, bu düzenlemelerle, daha önce muayene ücreti ödemeyen SSK’li aktif çalışanlar, yeşil kartlılar, kamu çalışanları ve emeklileri ile aile bireyleri de artık ücret ödemek zorunda kaldılar.

Dün itibariyle başlayan uygulamaya göre ise, asgari ücretin üçte birinden fazla gelir sahibi olanlar "zengin" sayılacak ve belirlenen SGK primini ödeyemeyenler sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak. Herkesten maaşına göre sigorta primi alınırken, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için asgari ücretlilerden bile sigorta primi ödemesi istenecek. Bu son yenilik asgari ücretli olup da yeşil kartlı olan milyonlarca insanın yeşil kartlarının iptal edilmesine ve sağlık alanının dışında kalmasına yol açacak.

GSS primi ödeyemeyenler ise gelir testi yaptırıp prim ödemeye başlamadıkları takdirde dünden itibaren sağlık hizmeti alamamak tehlikesiyle karşı karşıya kalmış oluyor.

GSS primini ödeyemeyen yoksul kesimlerin, SGK ile sözleşmeli üniversite hastanelerine ve özel hastanelere gitmeleri de engellenecek.

AKP'nin "yeni yıl"ı başka neler getirdi?
AKP hükümeti, daha önce SES'in açtığı dava ile iptal ettirilmesi sonucu bugüne dek Aile Hekimliği Merkezleri'nde ve diş hekimi muayenelerinde ücretsiz olan 2 TL'lik muayene katkı payı uygulamasını, 2012 itibarıyla başlattı. Aynı yasayla hastalardan, hekimlerin reçetelere yazdığı 3 kutu ilaç için 3 TL, 3 kutudan sonra yazılacak her kutu ilaç için 1 TL ekstra ilaç parası alınacak. Hastalar, şu anda devlet hastanelerinde 8 TL, özel hastanelerde 15 TL olan muayene ücretinin yanısıra, eczaneye gittiğinde de reçete toplamının yüzde 20'sini ödeyecek.

Sağlık hizmeti alma hakkını prim ödeme zorunluluğuna bağlayan ve yoksulları sistemden dışlayarak sağlık hakkından mahrum bırakan, "katılım payları"yla, "ilave ücret"lerle sağlığı ücretli hale getiren, ilaç geri ödeme listelerini daraltarak vatandaşları daha fazla para harcamaya zorlayan AKP hükümetinin sağlık politikalarının sağlığa zararlı etkileri her geçen gün daha fazla açığa çıkıyor.

(soL-Haber Merkezi)