Geleceğin ‘Soma’larına AKP kılıfı

Soma’da katliam yaşanan madenin devlete ait ve muvazaalı (hileli) olduğunun açığa çıkmasıyla, işçilere ödenmesi gereken tazminatların miktarı çok yükseliyor.
AKP’nin “taşerona çözüm olacak” diye pazarladığı yasa taslağı, tam da bu durumlarda, AKP hükümetinin tüm sorumluluğu üzerinden atmasını sağlayacak.

Yıldız Koç - soL

Bugüne kadarki tartışmalar genel olarak taslağın taşeronluğu meşrulaştırdığı ve yaygınlaşmasını amaçladığı yönünde oldu.

Soma faciasının da bir kez daha gösterdiği gibi taşeronluğun yasaklanması dışında hiçbir düzenlemenin “taşeron işçisinin sorunlarını çözmeyeceğini” bir kez daha hatırlatarak, taslağın devletin taşeronu olan Soma A.Ş. işçisini nasıl etkileyeceğine bakalım.

Hileli taşeron
soL günlerdir Soma A.Ş.’nin madeni rödovans değil hizmet alımı yöntemiyle işlettiğini, devletle Soma A.Ş. arasında kurulan ilişkinin İş Kanu­nu’nun 2. maddesinde yer alan koşulları sağlamadığı için muvazaalı (hileli) olduğunu yazıyordu.

Daha yüksek tazminat
Hem İş Kanunu’na hem de yargı kararlarına göre, kurulan ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti halinde, işçilerin baştan itibaren asıl işverenin işçisi kabul edilmesi gerekiyor. Bunun üzerinden açılacak davaların kazanılması halinde işçilerin büyük bir alacağı olduğunun ortaya çıkmasının yanı sıra ölüm aylıklarının ve tazminatların da TKİ’nin kamu eliyle işletilen tek yeraltı linyit ocağı olan Kütahya/Tavşanlı’daki toplu sözleşme üzerinden hesaplanması sonucu doğabilir.

Karayolları örneği
Daha önce karayollarında çalışan taşeron işçilerinin açtığı davalarda çıkan 70-80 bin liralık alacaklardan ürken hükümet, gündeme getirdiği taslakta bu “yükten” kurtulmayı hedefliyor. Hastaneler, belediyeler, elektrik işletmeleri, madenler ve karayolları başta olmak üzere bugün kamuda çalışan taşeron işçisi sayısı 2 milyondan aşağı değil. İşçilerin büyük bölümü, muvazaalı sözleşmelerle taşeronda çalıştırılıyor.

Koşullar gevşeyecek
Bu tablodan kurtulmak isteyen hükümetin getirmeyi planladığı düzenlemeler arasında asıl işin taşerona verilmesi için gerekli koşulların gevşetilmesi, kanundışı biçimde taşeron işçisi olarak çalışıldığının ispatının zorlaştırılması ve işçinin baştan itibaren asıl işverenin işçisi olduğunun ispatı halinde geçmişe dönük 5 yıllık sürede asıl işverenin işçilerine ödenen ücret, ikramiye gibi ödemelere hak kazanmasının engellenmesi yer alıyor.

Bu düzenlemelerle işçilerin geriye dönük haklarını almasını önlemeyi ve devleti bu “yük”ten kurtarmayı hedefleyen taslak, patronlara da kıyak geçiyor. Taslağa göre, taşeronların “kıdem tazminatı yükü” devlete aktarılıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, önceki gün Meclis’te yaptığı konuşmalarda, taslağı yine övdü. Soma katliamının ertesinde Meclis gündemine getirebilirler mi belirsiz ancak taslağın yasalaşmasının yeni ölümlerin önünü açacağı ve işçilerin geçmişten doğan haklarını da gasp etmeyi amaçladığı açıkça görünüyor.

‘İşçi katliamına 
yasal kılıf’
Çalışma Ekonomisi Uzmanı Dr. Atilla Özsever, taslağın, kamu kurumlarınca verilen ihalelerde devletin asıl işveren olarak sorumluluktan kurtulmasına olanak sağlandığını söyledi. Dr. Özsever, “Bu taslak, Soma faciasından önce hazırlandı. Mevcut uygulamada Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), hizmet alımı yoluyla Soma Holding’e taşeron firma sıfatıyla iş yaptırıyordu. Soma Holding, alt işveren, yani taşeron konumunda olmakla birlikte 4857 sayılı İş Kanunu’na göre asıl işveren olarak TKİ sorumluydu. Yeni hazırlanan taslakla, TKİ, yani kamu kurumları bu sorumluluktan kurtularak ihaleyi alan firma asıl işveren konumuna geliyor, ancak işin özü itibariyle taşeronlaştırma yaygınlaştırılıyor” dedi.

Özsever, şunları söyledi: “AKP’nin yasa tasarısı taslağının 5. maddesinde, 4857 sayılı İş Kanunu’nun taşeronlukla ilgili 2. maddesine atıf yapılarak şöyle deniyor: ‘İş Kanunu’nun 2. maddesinin yedinci fıkrasının sonuna, ‘4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamında mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin tamamının başka bir işverene verilmesi, alt işverenlik oluşturmaz’ hükmü eklenmiştir’. Yani bu hükümle Soma örneğinde olduğu gibi müteahhit firmaya ihale edilen iş, taşeronluk kapsamından çıkarılarak TKİ’nin asıl işveren olarak sorumluluğu kalkıyor, kamunun yükümlülüğündeki işler müteahhit adı altında taşeron firmalara devrediliyor.”

Özsever, “İş Kanunu’ndaki mevcut uygulamada asıl işverenin ücret alacağından, iş güvenliğine kadar bir sürü sorumluluğu var. Yine İş Kanunu’nun 3. maddesinde taşeronluğu sınırlayan hükümler söz konusu. Taslakla taşeronluğu kısıtlayan bu hükümler de kaldırılıyor. Taşeron sistemini kamuda da asıl çalışma biçimi haline getirmeye amaçlayan bu yasa taslağının Haziran sonuna kadar yasalaşması öngörülüyordu. Ancak Soma faciası nedeniyle bu taslak bir süre daha bekletilebilir” dedi.

‘Kanun dışılık tespit edilemeyecek’
Konuyla ilgili, soL’a bilgi veren yazar ve akademisyen Yıldırım Koç, gündemdeki taslakla getirilecek değişiklikleri, şu sözlerle özetledi: “Birincisi alt işverenlik sözleşmesinin kanun dışılığının belirlenmesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri devre dışı bırakılıyor. İşçilerin bunu kanıtlaması için tek yol kalıyor: Masraflı bir dava süreci... Birçok işçi bu parayı ödeyemeyeceği için muvazaa tespitleri zorlaşacak. İkincisi alt işverenlik sözleşmesinin kanuna aykırı olduğunun tespitinde mevcut uygulamada alt işveren işçileri işin başından itibaren asıl işverenin işçisi sayılıyor. Taslakla bunu kaldırıyorlar. Böylece işçilerin geçmişe dönük 5 yıllık süre için asıl işverenin işçisi gibi çalışmaktan kaynaklı hakları gasp ediliyor.”

Taşeronluğa, gecikmiş bir kısmi yasak
CHP milletvekillerinin 2013 yılında verdiği ve madenlerde taşeronluğun yasaklanmasını içeren kanun teklifi, 1,5 yıl komisyonda bekletildikten sonra önceki gün tartışmaya açılmıştı. Maden kazaları kitlesel bir katliama dönüşmeden teklifi tartışmaya yanaşmayan AKP, Salı günü teklifin Meclis’te gündeme gelmesine ses çıkarmadı. CHP Kocaeli milletvekilleri Haydar Akar ve Mehmet Hilal Kaplan tarafından verilen kanun teklifinin Meclis’te görüşüleceğine ilişkin soL’a bilgi veren Akar, Danışma Kurulu’nun üzerinde anlaşamaması durumunda dahi, CHP grubunun teklifi önümüzdeki hafta Meclis’e getireceğini söyledi.