Erhan Tuncel'den Mehmet Ali Ağca'ya: Abi size hayranım!

Hrant Dink cinayetince önce tahliye edilen ardından hakkında yakalama kararı çıkartılan Erhan Tuncel, 36 günlük kaçışının ardından geçtiğimiz günlerde "yakalandı". Tuncel'in tahliyesinin ardından sık sık Mehmet Ali Ağca'nın gittiği kafeye uğradığı, polislerle de görüştüğü ortaya çıktı.

36 günlük kaçışı sırasında Kumburgaz sahilinde bir siteye yerleşen Erhan Tuncel’in, o gününe şahitlik eden bir kişi anlatıyor: “Mehmet Ali Ağca kafeye geldi. Erhan Tuncel, kendini tanıştırdı. ‘Sizin en büyük hayranlarınızdan biriyim abi’ dedi. O günden sonra Ağca ne zaman geldiyse Erhan Tuncel onun yanına gitti.”

Hürriyet'ten Toygun Atilla ve Eyüp Serbest'in haberine göre, Erhan Tuncel tahliyesinin ardından Kumburgaz’da sahil kenarında bir siteye yerleşti. Hakkında yakalama kararı çıkana kadar da bu sitede kaldı. Elazığlı hemşehrilerinin bir kafesinde denize karşı kitap okuyarak günlerini geçirdi. Abdi İpekçi’nin katili, Papa suikastçısı Mehmet Ali Ağca da sık sık geldiği bu kafede kendisi ile uzun sohbetler yaptı. Hakkında yakalama kararı çıkartıldığı gün bir daha bu eve uğramadı. Tuncel, 36 gün sonra nüfusa ve mahalle muhtarına kayıtlı evinden 1 km. uzaklıktaki villaların arasında bir sokakta yürüyüş yaparken yakalandı. Tuncel’in saklandığı villanın kime ait olduğu ise şimdilik muamma.

Polisler Erhan Bey diye hitap ederdi
17 Ocak 2012 tarihinde tahliye edilen Erhan Tuncel, temmuz ayında Kumburgaz’a taşındı. Sahil kenarında denize sıfır Dalgıç Sitesi’nde bir ev kiraladı ve yaz ayını kimi zaman denize girerek, kimi zaman ise sahilde kitap okuyup güneşlenerek geçirdi. Komşuları ve çevresindekilerle ise genelde az konuşmayı tercih etti. Evinin altındaki marketten gün aşırı içki aldı. Erhan Tuncel’in sosyalleştiği tek zaman dilimi ise evinin 200 metre ilerisinde Elazığlı hemşehrilerinin işlettiği kafeydi. Akşamları kafenin denize bakan tarafına oturuyordu. Çevresinde bulunan hemşehrileri ile sohbet ediyordu. Tek kaldığı zamanlarda ise elinde sürekli dolaştırdığı kitapları okuyordu. Erhan Tuncel’i bu zamanlarda görenler şunu söylüyorlar: “Elinde 2 tane cep telefonu. Sigarası ve kitapları olurdu. Çok konuşmazdı. Sadece Elazığlı hemşehrileriyle konuşurken görürdük. Arada sırada polislerle de konuşurdu. Polisler kendisine Erhan Bey diye hitap ederlerdi.”

Ağca'yla görüşme
Günlerinin büyük çoğunluğunu bu kafede geçiren Erhan Tuncel’in Mehmet Ali Ağca ile buluşmasına şahitlik eden bir kişi ise o günü şöyle anlatıyor: “Mehmet Ali Ağca kafeye geldi. Erhan Tuncel, Ağca’nın gelişini görür görmez yanına gitti. Kendini tanıştırdı. Mehmet Ali Ağca’ya dönerek, ‘Sizin en büyük hayranlarınızdan biriyim abi’ dedi. O günden sonra Mehmet Ali Ağca ne zaman geldiyse Erhan Tuncel onun yanına gitti.” 17 Eylül günü, Yargıtay’ın kısmen bozma kararının ardından görülecek Hrant Dink davasının ilk günüydü. Davanın en kilit isimlerinden olan Erhan Tuncel ise mahkeme salonunda yoktu. Erhan Tuncel’in avukatı müvekkilinin sağlık durumunu gösteren bir raporu mahkemeye vererek mazeret bildirdi.

'Ağır bir işe girdim' yalanı
Erhan Tuncel 17 Eylül sabahı Kumburgaz Aile Sağlık Merkezi’nde soluğu aldı. Doktor Sinan Önder’e, “Yeni bir işe girdim. Ağır bir işte çalışıyorum. Belim çok ağrıyor. Bugün ağrıdan işe gidemedim” dedi. Önder, Erhan Tuncel’e 1 günlük istirahat verdi. Tuncel 17 Eylül’den sonra bir daha Kumburgaz’daki evine uğramadı. Evin eşyası kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından parça parça çıkarılmaya, ev boşaltılmaya başlandı. Bu süre içinde bile görgü şahitlerine göre Tuncel’in evini kontrol etmeye bir tek polis bile gelmedi.

Kim kaçıyordu, Erhan mı?
Kumburgaz sakinlerinin anlatımlarına göre, Tuncel arandığı zamanlarda bile çevrede gözüküyordu. İlk günlerde rahat rahat dolaşan Tuncel’i son 15 gündür gören yoktu. Sık sık takıldığı kafeye gittiğimizde ve kendisi hakkında bilgi almak istediğimizi söylediğimizde ise ters bir üslupla aldığımız yanıt şu oldu: “Kim kaçıyordu kardeşim? Erhan mı? Devletin adamı değil mi? Devlet bilmiyor muydu sanki?”