Ergenekon bereketi

Türkiye tarihinin tüm katliam ve provokasyonlarında bugüne kadar bilinen faillerin ve devletin sicili temizlenmeye çalışılıyor.

soL (HABER MERKEZİ) Ergenekon soruşturması devam ederken, son gözaltılarla birlikte, tarihle bağlantılar dozu artarak kurulmaya başlandı. Öyle bir her kapıyı açacak formül bulunmuştu ki, herhangi bir kanıta gerek duyulmadan da iddialar ortaya atılıyor, sular bulanırken, geçmiş aklanıyordu. Ne devlet, ne gericiler, ne ABD, ne faşist hareket... Onlara mal edilen bütün olaylar, aslında Ergenekon komplosuydu!

Zaman gazetesi, 2 Temmuz'un 15. yıldönümünde, Sivas'ta Madımak Oteli'ni gerici güruhun değil, Ergenekon'cuların yaktığını keşfetti! ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras da, bunu gayet mantıklı buldu.

Vakit, "dincilerin işi dediler, boş çıktı" derken, bu "açılımlara" dayandı. "Öncesi ve sonrasında yaşananlara bakıldığında, Sivas olaylarının arkasında Ergenekon bağlantısı olduğuna işaret ediliyor."

Zaman gazetesi, fırsat bu fırsat, 6-7 Eylül olaylarını da Ergenekon'a bağladı. Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce diyor ki: "Evet Ergenekon, o zamandan beri var. 6-7 Eylül 1955'te de var. Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba koyan gencin sayesinde İstanbul'da, Hıristiyan ve Yahudilerin mallarına, canlarına kastedildiğinde de vardı. O gencin sonradan vali yapılmasındaki cesaretlendirme, her zaman Ergenekon'u canlı ve güçlü tuttu."

1 Mayıs 1977 katliamı da, Ergenekon üyelerinin provokatif eylemlerinin sonucuydu. Nitekim, 2007 ve 2008'de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmemesinin gerekçesi de buydu. Akşam gazetesinin "Kaos tarihi 1 Mayıs" başlıklı haberine göre, parti, sendika ve kitle örgütlerinin ısrarına karşın Taksim'de mitinge izin verilmemesi, polis kıyafeti giymiş Ergenekon'cuların açacağı ateşle provokasyon yaşanacağı "istihbaratı"ydı...

Dahası var. Ferit Zengin'in haberine göre, Gazi olaylarında da Ergenekon parmağı ortaya çıktı. Antalya'da gözaltına alınan 'Sahte Yeşil' olarak bilinen Osman Gürbüz'ün, 13 yıl önce 3 gün süren Gazi Olayları'nın, 'başrol oyuncusu ve organizatörü' olduğu ileri sürüldü.

Özel Harp Dairesi kitabı ile ilgili Sabah gazetesinde yapılan röportajda, Ecevit Kılıç'ın, "Ergenekon operasyonunda Hrant Dink cinayeti niye yok?" sorusu, Ergenekon'la Hrant Dink cinayetinin bağının kurulmasına vesile oldu.

Ergenekon Operasyonları'nı dosya konusu yapan Aksiyon dergisinin iddiası, bu örgütün El Kaide ve 11 Eylül ile de ilişkisi olduğu: "Tarihlere dikkat edilince, 2003 yılındaki darbe ihtimaliyle Ergenekon arasında ilişki olabileceğinin ihtimalden uzak olmadığı fark edilecektir. 2001: El Kaide isimli bir örgüt ABD'de piyasaya çıkıyor ve uçaklarla ikiz kuleleri çökertmek gibi baş döndürücü bir eylemi ilk eylem denemesi olarak başarıyla gerçekleştiriyor. 2003: Çiçeği burnundaki AKP iktidarı darbe iddialarıyla karşı karşıya kalıyor. (Ergenekon'un da bu darbe iddiasıyla irtibatlı olma ihtimalini düşünelim) Ve 2003: El Kaide isimli küresel terör örgütü bu sefer bombalarını İstanbul'un bağrında art arda patlatmaya başlıyor".

Star gazetesi yazarı Aydoğan Vatandaş'ın yazısı da bu yönde. "Burada ilginç olan, Emniyet güçlerinin Ergenekon operasyonuna eş zamanlı olarak Türkiye'deki El Kaide unsurlarına yönelik operasyona girişmesi. Acaba Ergenekon'a yapılan bu operasyonla El Kaide yapılan operasyonunun zamanlaması bir tesadüf olabilir mi? Sanmıyorum."

Anlaşılan, estirilen bu rüzgâr, emperyalizmin, sermayenin, gericiliğin, yalnızca geçmişteki "yüklerinden" kurtulmasına değil, bugün ve yarın da her türlü tertip için rahat hareket alanına kavuşmasına yol açacak. "Aldırma, cambaza bak!"ın günümüzdeki versiyonu olmaya doğru gidiyor Ergenekon...