Efkan Ala tasfiye bilançosunu açıkladı

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Emniyet Müdürlükleri'nde 'pararlel yapı' gerekçesiyle yürütülen soruşturmalarla ilgili bilgi verdi. Ala, soruşturmayı 425 müfettişin yürüttüğünü, spesifik olarak tespit edilen 839 kişinin soruşturulduğunu, 2878 personelin de yer değiştirdiğini açıkladı.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, AA muhabirlerinin 17 Aralık'ta yaşanan yolsuzluk soruşturmasına ilişkin ve "paralel yapı" olarak tanımladığı Cemaatçi kadroların devlet içerisinde nasıl yer aldığına yönelik sorusu üzerine, "Devlet mekanizması kendi kurallarıyla işlemesi gereken bir mekanizma ve devlet aslında milletin tamamının iradesinin yansımasıdır, millet iradesi oraya yansır kendi içerisinde hiyerarşik bir biçimde kararlar alır ve en yakın birimiyle uygular, bu da yasalarla belirlenmiştir" şeklinde konuştu.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, yasa dışı dinleme soruşturmasıyla ilgili ise şu detayları verdi:

43 ilde 198 soruşturma yürütülüyor, 425 müfettiş bu soruşturmaları yapıyor. Şu anda soruşturulan personel yani spesifik olarak tespit edilenler 839, savcılığa suç duyurusu 72, görevden uzaklaştırılan 195, soruşturma nedeniyle görev yeri değiştirilenler var bunlar 562 personel ve il dışına tayin edilenler 2 bin 316 kişi bu soruşturmalardan dolayı tayin edilenler. Bir suç var suçun sonucunda orada müfettişler incelemesine göre bunlar günden güne de değişiyor. Diğer illerde de çıktıkça, soruşturma derinleştikçe bunlar soruşturuluyor. Bir darbe planlamasıyla karşı karşıya idi Türkiye.

Bakan Ala, devlet içerisinde hiyerarşik kademeler altüst olarak devletin yönetilemeyeceğini ifade ederek, şöyle devam etti:

'Vali öğretmenden emir alıyor'

"Siz bir yere vali atıyorsunuz, o vali oradaki bir öğretmenden talimat alır hale gelmişse, memur, üst amirin orada da hiyerarşik yapı oluşmuşsa, onun emri altına girmişse burada her şey tarumar olur, burada düzen olmaz, böyle devlet yönetilemez. Devlet açık, şeffaf bir organizasyondur, yani ne yapacaksa onu da yasalarla, düzenlemelerle ortaya koyar. Böylece millet de sonucunu görür, prosedürleri izler, eleştirilerini yerine getirir. Aksi takdirde işte geçtiğimiz dönemde Türkiye'ye çok büyük zararlar veren, yapılanmalar ve hadiseler ortaya çıkar.

'Onları biz büyüttük'
Devlet içerisinde "paralel yapı"nın kabul edilebilir bir durum olmadığını, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ve kendilerinin de defalarca söylediğini belirten Ala, "Sürdürülebilir bir durum değildir, olacak şey değildir bu. Biz hükümetlere geldiğimizden beri, bu tür yapılara, İslami hassasiyetleri olduğunu düşündüğümüz cemaatlere devlet içerisinden yapılabilecek herhangi bir olumsuzluk ya da müdahalelere karşı gövdemizi ortaya koymuşuzdur. Kaç kez Sayın Başbakan, kapalı kapılar ardında milletin ve onların kendilerinin bile tahmin edemeyeceği, kendilerine yönelik bir faaliyet içerisine girmek isteyenlere son derece sert, kararlı tepkileri ortaya koymuştur. Biz de koyduk ve destekledik, sivil toplum faaliyetlerini destekledik, vatandaşlara yönelik sivil alandaki hizmetleri destekledik. Böyle bir iklim oluşturduk, büyüdüler" diye konuştu.

'Özeleştiri de yapılabilir'
Devlet içindeki bu tür yapılanmalara neden bu kadar izin verildiği yönündeki eleştirilere yönelik soruyu ise Bakan Ala, şöyle cevaplandırdı:

"Biz sivil toplumu destekledik, sivil toplum alanında faaliyetleri destekledik. Çünkü Türkiye'de AK Parti iktidarı öncesi bu tür yapılara müdahaleler vardı. Hepsi de bu müdahalelere karşı çıkmadı, zaten bu yapı da o zaman müdahalelere karşı çıkmadı. Biz doğru yaptık, yanlış yapan şimdi onlar. Tabii başa dönüp özeleştiri de yapılabilir, eşit mesafelerde durmak lazım, daha önceki tutum ve davranışlar değerlendirildiğinde anlaşılabilir bir tutumdur diyorum. Önleri çok kesilmeye çalışılan dindar insanların biz din ve vicdan özgürlüğü dolayısıyla önlerini açtık. Biz din ve vicdan özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün önünü açtık. Bunu şimdi çok kötüye kullananlar oldu mu bir kısmı, oldu. Orada da şunu söylüyorum "zayi olmaz gül temennasıyla vermek hara su" Fuzuli'nin dediği gibi."